Irak Devletinin Yüzüncü Yılında Irak Türkmenlerinin Durumu 2022
11 Aralık 2021’de Irak hükûmeti, Irak devletinin kuruluşundan bir asır sonra (1921-2021) ülkenin yaşadığı olayları somutlaştıran ve sosyal ve kültürel çeşitliliği temsil eden faaliyetlerle Irak devletinin yüzüncü yılını kutlamıştır. Yüz yıl boyunca Irak, milliyetçi, komünist ve Baasçı dönemlerden geçerek monarşiden cumhuriyete bir dizi büyük dalgalanmalara sahne olmuştur. Bu akımların sonuncusu, dinî yönelimli partilerin siyaset sahnesine hâkim olduğu ve terörün yükselmeye başladığı 2003 yılı sonrasında kurulan demokratik sistem olmuştur. Irak devletinin yaşadığı tarihî dönemeçler, Türkmenler de dâhil olmak üzere Irak’taki tüm grupları etkilemiştir. Monarşi yönetimi altında Türkmenler daha önce Osmanlı İmparatorluğu idaresindeki deneyimlerinin bir sonucu olarak devlet kurumlarının modern temellerinin atılmasında büyük roller oynamalarına rağmen, özellikle Kerkük’te ötekileştirilmeye maruz kalmıştır. Halbuki Osmanlı Ordusunda görev yapan Türkmen subaylar, Irak Ordusunun çekirdeğinin oluşturulmasında önemli bir rol oynamıştır. Bunlardan Ömer Ali Bayrakdar ve Mustafa Rağıb Paşa gibi bazıları 1948 savaşında Filistin’de de önemli bir rol oynamıştır.
Kraliyet döneminde Türkmen toplumu birçok zulme maruz kalmıştır. 1920 yılında Telafer Türkmenleri, İngiliz işgalcileri tarafından Kaçakaç katliamıyla yüz yüze kalmıştır. Kaçakaç olaylarının 1920 Irak İsyanı’nın bir parçası ve başlangıç noktası olduğuna inanılmaktadır. Kaçakaç olaylarından dört yıl sonra, 4 Mayıs 1924’te Türkmenler, İngilizlerle müttefik olan Levi kuvvetleri tarafından Kerkük katliamına maruz kalmıştır. Bu olayda 56 Türkmen hayatını kaybetmiş, 110 kişi de yaralanmıştır. 1946’da Kerkük’te petrol şirketlerinde çalışan 20 Türkmen işçi, zor çalışma koşullarına itirazları nedeniyle öldürülmüştür. Abdülkerim Kasım önderliğinde Irak Cumhuriyeti’nin kurulmasından bir yıl sonra 14 Temmuz 1959’da Türkmenler Kerkük katliamına maruz kalmış ve bu olayda, aralarında Atta Hayrullah gibi Türkmen liderlerin de bulunduğu 70’ten fazla Türkmen öldürülmüştür. Baas yönetimi sırasında Kerkük vilayetinin Altınköprü semtinde Türkmenler, 100’den fazla Türkmenin öldürüldüğü bir soykırıma uğramıştır.
Irak Türkmen Cephesi Başkanı Hasan Turan, Irak hükûmetinin 11 Aralık 2021’de düzenlediği törene Türkmenleri temsilen katılmıştır. Irak hükûmetinin düzenlediği bu kutlama, Irak’ın yüz yıl önce, İngiliz işgaline karşı verilen ve Türkmenlerin büyük rol oynadığı mücadeleden sonra yeni bir döneme başladığının teyidiydi. Bundan sonraki aşamada da önemli bir role sahip olmaları gerekmektedir ve bu gereklilik Turan tarafından bu vesileyle yaptığı açıklamada vurgulanmıştır. Konuşmasında Turan “Irak devletinin kuruluşunun yüzüncü yılı, birleştirici ulusal kimliğimizi vurgulamak, devletin her noktasında ortaklığı güçlendirmek ve Irak bileşenlerinin haklarını güvence altına alan bir ortaklık kurarak ulusal rollerini yerine getirmelerini sağlamak için büyük bir fırsattır. Vatanımız Irak’ın birliğini korumak için yaptığımız büyük fedakârlıkları hepimiz paylaşıyoruz ve Türkmen unsuru tüm forumlarda ve kulvarlarda Irak topraklarının ve halkının birliğini savunmaya devam edecektir” sözlerine yer vermiştir.
Bu tören, Irak’ın 2003’ten sonraki en önemli aşamalarından birini yaşadığı bir döneme denk gelmiştir. Irak, öncekilerden farklı sonuçlarla neticelenen ilk erken seçim sürecini yürütmüştür. Bu seçimleri bir ulusal çoğunluk hükûmeti için çağrıda bulunan Sadr Hareketi, diğer partilerden büyük bir farkla kazanmıştır. Önümüzdeki günler veya haftalar, Ekim Gösterilerinde (2019) dile getirilen talepler üzerine gerçekleştirilen erken seçimlerin sonuçlarına uygun bir hükûmetin tesis edilmesi için siyasi hareketliliğe tanık olabilecektir. Bu iki noktaya ek olarak ABD muharip kuvvetlerinin savaş misyonu 2021 sonunda sona ermiştir.
Türkmenlerin Gelecek Aşamadaki Beklentileri
10 Kasım 2021’de yapılan erken seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından, seçimleri kaybeden partilerin itirazı üzerine Irak’ta, sonuçların kabul edilmesi ile ilgili tartışmalar yaşanmıştır. Buna ek olarak Şii partiler, biri ulusal çoğunluk hükûmeti kurulması çağrısında bulunan bir taraf ve diğeri uzlaşı hükûmeti çağrısında bulunan bir taraf olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Irak devletinin kurulmasından sonra onlarca yıl birbiri ardına gelen rejimlerin baskı ve ötekileştirmeleriyle karşı karşıya kalan Irak Türkmenleri, 2003 yılından sonra da el-Kaide, IŞİD ve PKK gibi terör örgütlerinin faaliyetleri nedeniyle birçok mağduriyete maruz kalmıştır. Bu nedenle Türkmenler, önümüzdeki dönemde siyaset sahnesini kontrol edecek siyasi partilerin, kotalar temelli siyasi sürecin gidişatını düzeltme çabası içinde olmalarını ümit etmektedir. Nitekim kota sistemi, devlet kurumlarının işlevlerini gerektiği gibi yerine getirmelerini engelleyen yolsuzluk ve kayırmacılığın yayılmasına neden olmuştur. Aynı zamanda, çoğulcu demokrasi çerçevesinde Irak toplumunun temel bir bileşeni olan Türkmenler, liyakat temelinde karar alma sürecine gerçek katılım talep etmektedir.
Irak’ta Kürt ve Arap toplumu arasındaki ayrım çizgisinde Türkmenlerin varlığı, Irak devletinde herhangi bir bölünme girişiminin önlenmesine büyük katkı sağlamıştır. Buna ek olarak Türkmen bölgeleri kuzeyle güney, doğuyla batı arasında buluşma noktası olarak görülerek Irak şehirlerini birbirine bağlamakta ve böylece düzenin sağlanmasına, terör ve kaçakçılıkla mücadeleye katkı sağlaması açısından büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle Türkmenlerin, sadece Irak’taki üçüncü en büyük etnik grup oldukları için değil, aynı zamanda Irak’ta ve ulusal, dinî ve mezhepsel çeşitliliğe sahip petrol zengini şehirlerde istikrarın en önemli faktörlerinden biri oldukları için de Irak’ın yönetim sürecinde söz sahibi olmaları gerekmektedir. Türkmenler, eski Başbakan Haydar el-Abadi ve Adil Abdul-Mehdi’nin kabinesinde temsil edilmedikleri ve Mustafa el-Kazımi’nin hükûmetinde temsilleri bir devlet bakanlığıyla sınırlandırıldığı için kendilerini marjinalleşmiş hissetmektedir. Bu nedenle Türkmen partileri, Türkmen saflarını ve 2003’ten sonra çok fazla dağılma ve bölünme yaşayan Türkmen söylemini birleştirmek için çalışmaktadır. Türkmenler, Türk Bayati aşireti aracılığıyla Irak’ın müzik sanatına çok sevilen Bayati makamını kazandırmış olmalarına rağmen Irak hükûmetinin Bağdat’ta 7 Aralık 2021’de düzenlediği kutlamada Türkmen sanatını temsil eden hiç kimse davet edilmemiştir. Bu vesileyle Irak’taki tüm kesimlerin vatandaşlık temelinde Irak’taki karar alma sürecine gerçek katılımını sağlamak için Irak’taki partilere önemli görevlerin düştüğünü görmekteyiz.
Öte yandan Türkmenler, hükûmet güçleriyle Peşmerge arasındaki çatışmaları Irak’taki varlıklarının geleceğini etkileyebilecek en tehlikeli aşamalardan biri olarak görmektedir. Nitekim Peşmerge, terör örgütü IŞİD ile güvenlik boşluğunun olduğu bölgelerde mücadele adı altında, Ekim 2017’de kaybettikleri bölgelere geri dönmeye çalışmaktadır. Dahası bu dönemde Türkmen şehirleri, merkezî bölgeden ayıran şehirlerde IŞİD saldırıları artmaktadır.
Yukarıdakilerin tümüne ek olarak, Türkmen toplumu 2014-2017 yılları arasında terör örgütü IŞİD’in neden olduğu tahribatı hâlâ yaşamaktadır. Musul, Selahaddin ve Diyala’daki birçok Türkmen köyü ve şehri hâlâ nüfusuna kavuşamamış, IŞİD projesine karşı çıkmanın bir sonucu olarak IŞİD operasyonlarından büyük ölçüde etkilenen Türkmen şehirlerinin zararı karşılanmamıştır. Nitekim IŞİD’in büyük ölçüde Irak’ın güneyine ve Kerkük’ün petrol zengini bölgelerine ilerlemesini durduran Türkmen şehirleri, terörün kentlerine verdiği zararın tazminini hâlâ alamamıştır. Nitekim Tazehurmatu kenti kimyasal silaha maruz kalmış, Emirli 2014 yılında yaklaşık 80 gün boyunca kuşatma ve bombardıman altında kalmış ve Tuzhurmatu şehir sakinlerinin kontrolü yeniden ele aldıkları 2014 yılına dek uzun bir süre bombalı araçlarla her gün hedef alınmıştır. Bu nedenle Irak devletinin 2022 bütçesinde Türkmen şehirlerinin yeniden inşası için kaynak ayırması, okul, hastane ve temiz su gibi yaşamın en temel ihtiyaçlarının sağlanması için çalışması gerekmektedir. Türkmen şehri Telafer’den 600’ü kadın olmak üzere 1200 Türkmenin kayıp olması, IŞİD tarafından kaçırılan kadınlardan sadece 131’inin kurtarılması, Türkmenlerin insani vaziyetinin hâlen trajik durumda olduğunun göstergeleridir.
Özetle Türkmenler, 2003 öncesi ve sonrası uygulanan marjinalleştirme ve demografik değişim politikalarına rağmen, yüzyıl boyunca Irak’taki en büyük üçüncü topluluk olarak varlıklarını sürdürmeyi başarabilmiştir. Ancak devletin ilk kuruluşuna eşlik eden Türkmenleri marjinalleştirme politikası bugün de devam etmektedir. Özellikle Irak’ın 100’den fazla ülkenin katılımıyla ABD’nin düzenlediği demokratik zirve konferansına -Irak devletinin yüzüncü yıl dönümü kutlamalarından iki gün önce- katılan tek Arap ülkesi olduğunu göz önünde bulundurduğumuzda Bağdat’ta kararlı çözümler yoluyla halkın uyumunu korumak için Türkmenler de dâhil olmak üzere tüm Iraklılara hizmet eden ve gerçek bir ortaklığı garanti altına alan ciddi bir irade olmalıdır. Türkmenler gerek monarşi döneminde gerekse cumhuriyet döneminde ve 2003 sonrasında adalet ve tiranlık karşıtlığı talep ederek çok kurban veren bir topluluk olarak, bağımsız bir devletin kurulmasının her zaman en büyük destekçilerinden biri olmuştur. Türkmenler gerek merkezî yönetim düzeyinde gerekse bölge ve vilayetler düzeyinde devlet yönetimine katılarak ulusal haklarını elde etmelidir. Bugün Türkmenler, Irak’ın birliğinin korunması için yapılan çalışmalarda büyük öneme sahiptir. Türkmen toplumu kendi haklarını ve diğer bileşenlerin haklarını talep etmeleri için baskı yaparak Irak’ın demokratik sürece doğru ilerlemesine büyük katkıda bulunmaktadır. Irak hükûmetinin, Türkmenleri Türkiye’ye tabi olmakla suçlayan söylentilerle mücadele ederek ve toplumun tüm kesimlerinin siyasi ve kültürel haklardan yararlanmasına izin vererek Türkmenleri kucaklayan bir politika benimsemesi gerekmektedir. Ayrıca Türkmenlerin kendi bölgelerine dönüşünün önünü açmak için Türkmen şehirlerinin yeniden inşası sağlanmalı, IŞİD’den kurtulan Türkmen kadınların karşılaştığı zararlar tazmin edilmeli, hâlâ kayıp olan Türkmenlerin akıbeti araştırılmalı ve Türkmen şehirlerindeki insan hakları gözetilmelidir.
Adil Zineelabdin /TURKISHFORUM – ABDULLAH TÜRER YENER
Yazıları posta kutunda oku