DÜNYA OKYANUS GÜNÜ

Plastik hafif, kolay şekil alan, dayanıklı ve güçlü bir malzeme olarak 20.yüzyılın ortalarında  üretilmeye başlandı.Topluma pek çok fayda sağlıyor.Plastik araç-gereçlerin cam, tahta ve metal araç-gereçlere göre daha kolay elde edilmesi ve ucuz olmasından dolayı 20. yüzyıldan itibaren tıptan eğitime, sanayiden ev araç gereçlerine kadar sosyal hayatın hemen her alanında kullanılmaya başlanmış ve çevresel zararları ortaya çıkmıştır.

70 yıl da yıllık plastik üretimi 300 milyon tonu aştı.Plastiğin ham maddesi genelde petrol,petrol türevleri ve pamuk artıklarından elde edilen selülozdan da üretilir.

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra kullan-at kültürü gelişti ve plastik devrimi başladı ve bu hazır yiyecek sektörünün işine geldi.Hazır yiyecek satan Çok uluslu şirketler,tek kullanımlık ambalajlarda tek porsiyonluk ürünler sunmakta ve plastik tüketimini arttırmaktadır.

Plastiğin insanlara, hayvanlara,diğer canlılara ,çevreye olan zararlarını anlatmak ve korumanın yöntemlerini açıklamaya çalışmalıyız.

Plastik atıkla ilgili sorunun en önemli parçası deniz çöpleridir.Bunlar,kumsallarda ve denizlerde yüzerken görebildiğimiz atıktır.Çoğu,rüzgar veya yağmur sularının taşımasıyla karadan geliyor.

Bulduğu her şeyi yutmuş ölü deniz kuşları,kaplumbağa,balinaların fotoğrafları  deniz çöpü sorununu ortaya koyuyor.

Her yıl okyanuslara 8 milyon ton kadar plastik karışıyor.Okyanuslarda 5 trilyondan fazla plastik kalıntı parçaları var.Bu plastik parçaları karadan nehirlere,oradan okyanuslara ulaşıyor ve her yıl daha da büyüyor.Pasifik Okyanusu’ndaki çöp yığınına dünyanın sekizinci kıtası denmeye başlandı.

Işığa maruz kalan plastik atık daha da küçük parçalara ayrılıyor.Kozmetik veya başka ürünlere bilerek ekleniyor.Bunlar kanalizasyon sistemleri üzerinden su kaynaklarına ulaşıyor.Su arıtma sistemleri %90’dan fazlasını filtreleyebiliyor ama tamamen ortadan kaybolmuyor. Bunlar toprağa yayılıyor.Seller ve şiddetli yağış sonucu su kaynaklarına ulaşıyor.Bu maddeler hayvanlar ve insanlar üzerinde,doğum kusurları,gelişim bozuklukları,üreme sorunları ve kanser gibi zararlı etkilere sahip olabiliyorlar. Bu şekilde mikroplastikler ve taşıdıkları kimyasallar insanların sindirim sistemlerine ulaşıyor.

Plastik ürünlerin ve atıkların çevreye karışmasını engellememiz gerekiyor. Dünya okyanuslarındaki plastik atığın %90’ı 10 büyük nehirden geliyor ve bunlar sekizi Asya’da, ikisi ise Afrika’da olan Yangtze, İndus, Sarı, Hai, Ganj, Pearl, Amur, Mekong, Nijer ve Nil nehirleri.

Çin dünyanın en büyük plastik üreticileri arasında ilk sırada,ikinci sırada Avrupadır. Avrupa ülkelerinden sadece Norveç ve İsviçre 2016 yılında 60 milyon ton plastik üretmiştir. Avrupa’da ambalaj sanayinde kullanılan plastik %42’lik oranla tüketimde ilk sırada.

Yılda 16,7 milyon ton plastik atığın ortaya çıkmasına neden olmaktadır.

Küresel plastik endüstrisi yılda 600 milyar dolar gelir elde etmektedir. Plastik ulaştırma, inşaat, sağlık hizmetleri, gıda ürünleri ve paketleme de dâhil olmak üzere birçok sektörde kullanılmaktadır.

2050 yılına gelindiğinde bazı denizlerde balıklardan çok plastik atıkların bulunacağı belirtilmekte.Plastik atıklar güçlü yapısı nedeniyle doğada kolay kolay yok olmuyor. Büyük Pasifik Okyanusunda deniz canlılarından 180 kat daha fazla plastik çeşidi bulunuyor.

İnsanların kullandığı kişisel bakım ürünleri, kullandıkları çanta, ayakkabı gibi eşyalar ve arabaların plastik parçaları mikro plastik içermektedir.Mutfakta kullanılan birçok eşya, kap kacaklar, ambalaj malzemeleri ve çocuk oyun eşyalarının önemli bir kısmı plastikten yapılmaktadır.

Kadın, erkek, çocuk fark etmeden insanların kullandıkları çoraplar,spor kıyafetleri, paraşütler, bavullar, diş macunu yapımında kullanılmaktadır. Bütün bu ürünlerin yapılması ve kullanılmasına bağlı olarak, havaya, suya, toprağa kısaca çevreye plastik parçacıklar saçılmaktadır.

Günlük diyetinde sıklıkla deniz canlısı tüketenlerin mikro plastik aldıkları gözlenmiş ve bu mikro plastiklerin insan vücudunda birikmesi,kanser ölümcül hastalıklara yol açmaktadır.

Dünyada her yıl milyarlarca plastik torba kullanılmakta bunun için 250 milyon ton plastik kullanılmaktadır.Sadece ABD’de yıllık plastik torba tüketimi 400 milyar civarındadır.

Her yıl denizlerimize yaklaşık 12 milyon ton plastik atılmaktadır.Bu da her dakikada bir kamyon dolusu plastiğin denizlere atılması demektir.2000’den fazla deniz kuşunun vücutlarında plastik olduğunu göstermiştir. Deniz kuşları ve balıklar kokuları yüzünden plastikleri yiyecek sanıp onları yutmaktadırlar.

Plastiği insanlar kullandığından,kirliliğini önleyecek olan da yine insanlardır. İnsanların plastiklerin zararları konusunda eğitilmeli ve bilinçlendirilmeli.

Plastik poşet kullanımını ücretli hale getirmek,poşet kullanımını yasaklamak ,uymayan işletmelere para cezası ödeterek insanları caydırmaktır.

Kozmetik ürünlerde ve diş macunlarında bolca mikro tanecik bulunmaktadır. Kozmetik ve kişisel bakım ürünlerinde mikro boncuk içeren ürünlerin üretim ve satışları yasaklanmalıdır.

Geri kalmış ve gelişmekte olan ülkelerde atık ticaretini yaygınlaşıyor. Bazı ülkeler, tehlikeli/plastik atıklarını diğer ülkelere ihraç ediyor.Sözleşmelere göre geri dönüşüm tesisleri kurulmalı.Ancak buna rağmen dünya genelinde plastik çöp ticareti durdurulamamıştır. Plastik çöp ticareti, dünya genelinde yaygın olarak gerçekleştirilen bir ticaret türüdür. Çin, plastik atık ithalatını yasaklayınca plastik atıkların yeni adreslerinden biri de Türkiye olmuştur.

Plastik kirliliğini azaltmanın bir önlemi geri dönüşümdür.Plastiklerin geri dönüştürülmesi, plastik kirliliğini azaltacağı gibi, enerji tasarrufu da sağlayacaktır.Petrol kökenli plastiklerin doğada yok olma süresi çok uzun olduğundan doğada birikip,çevre kirliliğine neden oluyor. Biyoplastik çeşitleri doğada zamanla kendiliklerinden çözünerek yok oluyor.

Geleneksel plastiklerin yerine biyoplastiklerin kullanılması,plastik kirliliğine karşı önemli bir alternatif teşkil etmektedir.Tüketiciler  bilinçlendirilmeli, plastik poşet yerine bez çantalar kullanılmalı ve hazır yiyeceklerde plastik ambalaj kullanma alışkanlığı terk edilmelidir.

Plastik kirliliğin en büyük sorumlularından biri de hazır yiyecek sektörüdür. Temiz bir çevre ve sağlıklı beslenme için hazır yiyecek ürünlerinden vaz geçilmeli.Avrupa Birliği’nde tek kullanımlık plastikler yasaklanmıştır. İnsanların,hayvanların ve çevrenin plastik atıkların zararlarından korunmazsa hastalıklar insanları beklemektedir.Bunun için okullarda plastik atıkların zararlarını gösteren eğitici programların geliştirilmeli,devletle birlikte yerel yönetimlerin,medyanın, sivil toplum kuruluşlarının ve vatandaşların top yekûn plastik kirliliğiyle mücadele etmesi gerekir.

Deterjan-temizlik malzemelerindeki mikro tanecikler suda ayıklanamıyor,  karıştıkları nehir ve göllerdeki canlılara zarar veriyor.Besin halkası sonucu insanlar ve diğer canlıların vücuduna girmekte,çeşitli sağlık sorunlarına yol açmaktadır.

20.yüzyılda gelir artıp,refah seviyesi yükselince toplumda kullan-at alışkanlığı gelişmiştir.Hazır yiyecek sektöründe kullan-at olarak plastik kullanılmakta.

Böylece çöplere,boş alanlara,akarsulara atılan plastikler,denizlere ve okyanuslara ulaşmakta,buraları plastik çöplüğüne dönüştürmektedir.

İnsanlar plastikleri kullanırken,tüketirken,atarken sorumlu ve bilinçli davranmalı. 

Şirketlerin ve bireylerin plastik kullanımı yerine,bitkilerden elde edilen ve çevreye zarar vermeyen biyoplastik kullanımı teşvik edilmelidir.

Okullarda plastik kullanımının zararları,kullanımının azaltılması yol, yöntemleri ders müfredatına konularak öğrencilere anlatılmalı ve erken yaşlarda insanlardaki sorumluluk bilinci geliştirilmelidir.

Tüm dünyada plastik kullanımı yasaklanmalıdır.Plastik kirliliğin azaltılması ve çevresel zararların önlenmesi için devlet,yerel yönetimler,sivil toplum kuruluşları,medya ve vatandaşlar birlikte mücadele etmeli.

Dr. Rachel Hurley, “Dünyadaki megakent lerden geçen nehirlerde kirliliğin daha fazla olduğunu düşünüyorum,Mikroplastik kirliliğinin tam boyutunu hâlâ bilmiyoruz.”dedi.

 Yıldız Alemdar “İnsanlar bireysel olarak bir şeyler değiştirir,devlet de yasal zorunluluk getirirse umut ediyorum, gelecek bizim çocuklarımız için biraz daha aydınlık olabilir”diyor.

Andreas Stohl”Yollar,okyanuslar dahil uzaktaki bölgeler için çok önemli bir mikroplastik kaynağı.Bir taşıt lastiği kullanıldığı süre boyunca ağırlığından ortalama 4 kilo kaybediyor.Bu,örneğin kıyafetlerdeki plastikle kıyaslandığında plastiğin yayılması için çok büyük bir oran.Bir kıyafetten kilolarca plastik yayılması mümkün değil.Gerçekten küçük olan parçaları nefes yoluyla içinize çekebilirsiniz. Hatta kan damarlarınıza bile girebilirler.Üreticiler buna bir şekilde çözüm bulmalı”dedi.

Stohl’a göre kullanımı gittikçe yaygınlaşan elektrikli araçlar,durumu daha da çözülmesi zor hale getiriyor.Elektrikli araçların diğerlerine göre çok daha ağır olması,tekerleklerde daha fazla ağırlığa ve daha fazla aşınmaya sebep oluyor.

Deonie Allen”Atmosferin plastik kirliliğin artması sürecinde ne kadar önemli bir rol oynadığını gösteriyor.”dedi.Kuzey Kutbu’nda karla birlikte gökten mikro plastik parçacıkları yağıyor.Bir litrede 10 binden fazla plastik parçacık bulunur Sağlığa etkileri bilinmese de insanların plastik soluyor.

Dr. Melanie Bergmann, BBC’ye “Biraz kirlilik bulmayı bekliyorduk ama mikroplastikler bizim için gerçek bir şok oldu.Kardaki mikroplastiklerin çoğu havadan geliyor.Beş milimetreden küçük plastik parçalarına mikroplastik deniyor.Mikroplastiklerin rüzgarla taşındığını,nasıl olduğu anlaşılmayan bir mekanizmayla atmosferde çok büyük mesafeler kat ettiklerini düşünülüyor.

Sonra parçacıklar özellikle kar yağışı yoluyla Kuzey Kutbu’na iniyor.Kendimize sormalıyız.Bu kadar plastik pakete ihtiyacımız var mı? Boyalardaki polimer gerekli mi?Araba lastiklerini farklı şekillerde tasarlayabilir miyiz?” dedi. Heimstad”Analiz ettiğimiz parçalar Avrupa’dan,Asya’dan;dünyanın her yerinden geliyor.Bu kimyasallar ekosistem ve hayvanlar için tehdit oluşturuyor “dedi.

Dünya’da her bir dakikada, denizlere ve okyanuslara bir kamyon dolusu plastik dökülüyor.Her yıl ortalama 8 milyon ton plastik okyanus sularına karışıyor.  Bunun sürmesi halinde 2050 yılında,denizler ve okyanuslardaki plastik oranının,deniz canlılarından daha fazla olacağı düşünülüyor.

Deniz canlılarını etkileyen plastik kirliliği,doğal yaşam için en büyük tehditlerden birisi.Greenpeace, “Plastikten Kurtulun” kampanyası kapsamında 42 ülkeden 10 bin gönüllünün yardımına başvurarak denizlerdeki plastik kirliliğini denetledi.

Coca-Cola, Pepsi Co ve Nestle, küresel plastik kirliliğinin en büyük üç sorumlusu.”Plastikten Kurtulun” projesinin küresel koordinatörü Von Hernandez, “Yürüttüğümüz marka denetimi büyük şirketlerin küresel plastik kirliliği üzerindeki yadsınamaz etkisini gösterdi.Geri dönüşümü mümkün olmayan plastik ürünleri paketleme ve ambalajlama için kitlesel biçimde üretmeye ve okyanusları kirletmeye devam ediyorlar.”dedi.

Coca-Cola, “Greenpeace’in okyanus kirliliğini sonlandırma hedeflerini destekliyor ve paylaşıyoruz.Biz de üzerimize düşeni yapmaya hazırız. Şirketimiz için oldukça iddialı hedefler belirledik.Hedefimiz sattığımız her bir şişe içecek için,bir şişeyi ya geri toplayacağız ya da geri dönüştüreceğiz”dedi Pepsi Co ise yüzde 100 geri dönüştürülebilen şişe teknolojisi üzerinde çalıştığını açıkladı.

Beş milimetreden küçük plastikler okyanus ve deniz yaşamına büyük zararlar veriyor.Büyük deniz canlılarının plastik kirliliği nedeniyle azalma riski var. Fransa’da karaya vuran bir balinada 800 kilogram plastik bulundu.

Bugüne kadar dünya çapında 8,3 milyar ton plastik üretildiği tahmin ediliyor. Bu plastiğin 6,3 milyar tonu ise şimdiden atığa dönüşmüş durumda.

Kuzey Buz Denizi’nde plastik ve çöplerden oluşan bir adanın ortaya çıkması tehlikesi var.Pasifik,Atlantik ve Hint okyanuslarında beş adet çöp adası oluşmuş.Çöp adalarının en büyüğü Hawaii ile California arasında.Çöplerin en yoğun olduğu bölgenin alanı bir milyon metrekareye yakın.

Dünya’nın denizleri ve okyanusları plastik atıklarının istilası altında.Her yıl 500 milyar ila 1 trilyon arasında naylon poşet üretiliyor, bunların üretimi esnasında 200-400 milyon varil petrol kullanılırken dünya ve denizler temiz kalabilir mi?Bu miktar 2,5 milyar arabanın bir yılda kullandığı yakıta eşit. Yaşamın ve varlığımızın kaynağı olan suyun kirleniyor olması bizim de kirleniyor olmamız anlamına geliyor.

Deniz canlıları da ekosistemdeki kirlenme ve bozulmayla birlikte tükeniyor. Oysa denizlerden elde edilen canlılar insanlara her yıl 90 milyon ton gıda sağlıyor.Üstelik dünya üzerinde yaklaşık bir milyar insan balıkçılığa bağımlı bir hayat sürdürüyor.Balıkçılıktan geçinen bir milyar insanın da bildiği yaşam biçimleri yavaş yavaş yok oluyor.

Plastik bir poşetin doğada çözünmesi 20 yıl sürüyor. Plastik şişelerinse 450 yıl. Misina 600 yıl, çocuk bezi 450 yıl, lastik ayakkabı tabanı 50-80 yıl, naylon kumaş 30-40 yıl çözünmeden denizde kalabiliyor.

Dünya sularındaki balıkların %75’i tükenmiş durumda.Sadece balıklar değil, kuşlar plastik atıklardan yuva yapıyor.Bu maddeleri yutan kuşların sindirim sistemi tıkanıyor ve ölüyor.

2010 yılında okyanuslara atılan plastik atık miktarı 8,8 milyon tona ulaşmıştır. Okyanuslarda 5,2 trilyon plastik parçacığı var.Her yıl bir milyon su kuşu 100. 000 deniz canlısı plastik sindirimi nedeniyle ölüyor.Ayrıca zehirli kimyasallar balıkların üreme sistemlerine etki ederek üremelerine engel oluyor.

Diş macunu gibi ürünleri bir defa kullandığımızda bile 100 bin mikro plastik lavabodan geçerek,denizlere ve besin zincirine etki ediyor.Tek bir tüp yüz temizleyicide 360 bin kadar mikro plastik tanecik olabiliyor.Mikro plastikler diş macunu kullanımıyla ve mikro plastikleri besin sanarak yiyen deniz ürünlerine ve tüketimiyle insanlara da zarar veriyor.

Avrupa’da kabuklu deniz canlılarını tüketenlerin yılda 1.800 ila 11.000 mikro plastik parçacık tüketiyor. Kozmetik sektöründe kullanılan mikro tanecikler denizlere her yıl 8.627 ton plastik ekliyor ve denizlere ve deniz canlılarına zarar veriyor.İnsanlarda zehirlenme, kısırlık ve genetik bozulma gibi sağlık sorunlarına yol açıyor. Soluyarak insanların akciğerlerinde egzoza benzer olumsuz etkileri oluyor.

Katı atıkların uygun olmayan şekilde tasfiyesi.Yetersiz atık yönetimi- toplama, taşıma, arıtma ve son boşaltımın elverişsiz olması.Arıtılmamış kanalizasyon boşaltımı – arıtma tesislerinin yetersizliği ya da güçlü fırtınalar.Boşaltılan endüstriyel atıklar – bu atıklar üretim artığı hurda, ambalaj veya hammadde, plastik reçine tanecikleri ve arıtılmamış atık su.

Turizm ve eğlence aktiviteleri – plastik atıklar ve diğer katı atıkların bilinçli olarak veya bilinçsiz olarak kumsala bırakılması.Kara kaynaklı çöpler akarsular, kanallar, kanalizasyon çıkışları, taşkınlar, rüzgâr ve gelgitlerin süpürmesi yoluyla denize ulaşır.Ticari amaçlı balıkçılık – olta takımı ya da ağların atılması, ağlara takılan straforlar.

Ticari ya da serbest gemicilik, bu gemilerin atık su boşaltımları ve yolculuk sırasında denize düşen yükleri. Eğlence amaçlı gemicilik,denize bırakılan şişe, atık su, olta, spor aletleri gibi çöpler.Denizaşırı petrol ve gaz platformları – bunlardan bırakılan sondaj aletleri, borular, variller, ambalajlar.Balık çiftlikleri – Bunlardan bırakılan ağ kafesler, yapı malzemeleri, yem çuvalları.

Gemilerde oluşan çöp sıklıkla denize bırakılır.Her bir dakikada bir çöp kamyonu kadar plastik dünyanın su kaynaklarına karışıyor. Bu da kendi attığımız plastiği kendimiz yiyoruz demektir. Ekosistemlerde ağlar, ipler, plastik şişeler, torbalar tüm canlıların hayatını olumsuz etkiliyor.

Kaliforniya ve Endonezya’da satılan balıkların dörtte birinde mikro plastic parçacıkları olduğunu ortaya çıkarttı.Okyanusların sadece %4’ünün koruma altında olduğunu ve durumun her geçen gün kötüleştiğini dile getiren Perez, “20 yıldan fazla süredir dalış yapıyorum ve her geçen gün daha az balıkla karşılaşıyorum” dedi.

Denizler için en büyük tehdit,ambalajlı sulardan gelen pet şişeler.Şebeke suyunu içebilsek ambalajlı olan hiç kullanılmayacak. Akdeniz’deki plastik öğelerin %80’den fazlası mikro plastik.

Önceleri 1 ton PET hammaddesinden yaklaşık 45 bin adet PET su şişesi üretirken şimdi aynı hammaddeden yaklaşık 95 bin adet pet su şişesi üretiliyor.En kalıcı çözüm içme ve kullanma amaçlı suyun musluklardan temin edilmesidir.

Plastik tabak, bardak, çatal ve bıçaklar sayesinde bulaşık derdi olmadan piknikler yapıyoruz.Ofise yiyecek götürüyoruz.Yazın pet şişeden su içiyoruz. Her alışverişten naylon poşetlerle ayrılıyoruz.Plastikten uzak durmaya çalışın.Kullanmaya mecbur kaldığınızda geri dönüşmesine özen gösterin.

Her yıl 500 milyar ila 1 trilyon arasında naylon poşet üretilir ve bu poşetlerin üretimi esnasında 200-400 milyon varil petrol kullanılır. Bu miktar 450 milyon – 2,5 milyar arabanın bir yılda kullandığı yakıta eşittir.

Arabanız yoksa bile plastik ürün kullanma alışkanlığınız,küresel ısınma ve çevre kirliliğinden  sorumlu hale getirir.Üretilen tüm pet şişelerin yüzde 80’i, naylon poşetlerin ise yüzde 98’i geri dönüştürülmeden doğaya atılıyor.Bu da yılda 38 milyar plastik şişe ve 100 milyar naylon poşete denk geliyor. 

Zehirli madde içeren plastikler çözünürken yeraltı sularına karışıyor. Havaya ise metan gibi sera gazları salınarak iklim değişikliğini hızlandırıyor.

Plastiği yaşamımızdan olabildiğince uzak tutmalıyız.Diş macunu ve yüz yıkama jellerine,zararlı plastik “mikro tanecikler” ekleniyor.Mikro plastikleri önemsememiz gerekiyor!Şişe kapakları, plastik poşetler ve daha fazlası yüzünden okyanus ve denizlerimizde tonlarca plastik yüzüyor.

Deniz kuşları,balinalar, kaplumbağalar ve diğer deniz canlıları bu plastikleri besin sanıp yiyor. Ayrıca mikro plastikler, atık su arıtma tesislerinde filtrelenemeyecek kadar küçükler ve hem denizlerimize hem de denizlerde yaşayan canlılara zarar veriyorlar. Yediğiniz balıkla birlikte bu plastikleri de yediğinizi düşünebiliyor musunuz? Bunlar yerine doğal içerikli ürünlere yönelebilirsiniz.

Denizlerde 150 milyon tondan fazla plastik var.2025’te denizlerde her 3 ton balığa karşılık 1 ton plastik olacak.2050’de denizlerde balıktan çok plastik olacak.Denizlerdeki yaban hayatına insan kaynaklı atıkların verdiği zararın %90’ından plastikler sorumlu.

Tek kullanımlık plastik ürünlerin kullanımını durdurulmalı ve sıfır atık politikası benimsenmeli.Bütün gereksiz küçük plastik ürün ve ambalajlar yasaklanmalı. Otel ve marina işletmecileri de dahil olmak üzere tüm turizm sektörü, poşet, şişe, kapak veya pipet gibi tek kullanımlık plastik ürünleri kullanmamalı ve geri dönüşüm sistemleri getirmelidir.

Tüketİcİler ise ,mümkün olan her durumda, plastik yerine biyoçözünür veya geri dönüştürülmüş malzemelerden oluşan ürünleri tercih edilmeli.Naylon yerine biyoçözünür diş ipi; ahşap tarak veya mandal; selülozdan yapılmış süngerler; seramik tabaklar, kaplar ve fincanlar; cam bardaklar; pamuklu kumaştan peçeteler; bambu liflerinden yapılmış eşyalar. kullanılmalı.

Tek kullanımlık ürünlerden kaçınılmalı.Başlığı değiştirilebilir diş fırçası, tıraş bıçağı tercih edilmeli; plastikten yapılmış pipet, alışveriş poşeti, su şişesi, tabak veya çatal kaşık, kulak temizleme çubuğu, kalem,çakmak kullanmayalım. Gıda ürünlerin için,plastik streç film, poşet veya saklama kapları yerine, plastiğin aksine herhangi bir kirletici yaymayan ve reaksiyona girmeyen bir malzeme olan cam kullanalım.

Mikroplastik içeren sabun ve kozmetik ürünler kullanmayalım:Ambalaj kullanımını en aza indirmek için meyve, sebze, peynir, et, balık ve diğer gıda ürünlerini ambalajlanmış olanları değil, ağırlığınca satılanları; deterjan alırken de toptan satılanları tercih edelim.

Mümkün olduğunca çok atığınızı geri dönüşüme gönderelim.Plastik kullanımının azaltılması,sürdürülebilir alternatiflerin teşvik edilmesi,atık yönetiminin iyileştirilmesi ve geri dönüşüme yatırım yapılması için belediyenizdeki mağaza ve süpermarketlerle temasa geçilmeli. Hepimize çok iş düşüyor.Sorumlu bir vatandaş olalım ve çevremizi bu konuda eğitelim…

Plastik hafif, kolay şekil alan, dayanıklı ve güçlü bir malzeme olarak 20.yüzyılın ortalarında  üretilmeye başlandı.Topluma pek çok fayda sağlıyor.Plastik araç-gereçlerin cam, tahta ve metal araç-gereçlere göre daha kolay elde edilmesi ve ucuz olmasından dolayı 20. yüzyıldan itibaren tıptan eğitime, sanayiden ev araç gereçlerine kadar sosyal hayatın hemen her alanında kullanılmaya başlanmış ve çevresel zararları ortaya çıkmıştır. - umran unlu

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir