Batı dünyasında yönetim iki koldan yürür.
Birincisi halkların seçtiği, bir anlamda meşru sayılan seçimle gelmiş iktidarlar.
İkincisi ve asıl yöneticisi diyebileceğimiz, seçimle gelmeyen, çok uluslu şirketlerin çatı örgütleri…
Davos Toplantıları, bir anlamda, seçilmemiş otoritelerin bir araya gelerek direktifler verme işidir.
Toplantı listesine bakarsanız, tamamen çok uluslu şirketlerin, başkanları, patronları, temsilcilerini görürsünüz. Aslında bunlar halk tarafından seçilmemiş otoritelerdir.
Hükümetlerin, programlarının planlarının, gidişat tarzlarının, yapacakları işlerin, bu otorite tarafından belirlendiğini görürsünüz.
Burası bir anlamda servet sınıfının parlamentosu gibi bir yerdir.
Bu yıl ki toplantılarda, esas tema ve ortaya koydukları vizyon; Rusya düşmanlığı idi.
Dünyayı ve seçtiğimiz hükümetleri yöneten bu gurup, Rusya pazarlarını yeterince kontrol edemediğinden, ağırlığını Rusya düşmanlığı üzerine inşa etmiştir.
Ukrayna meselesi, başlı başına, çok uluslu şirketlerin, Çin ve Rusya’da, karşı karşıya geldiği bir durumdur. Tayvan meselesi de aynıdır.
Rusya ile Çin’in karşı cephede olması da bundandır.
Aldığı kararlar içerisinde Pasifik’i kontrol etmek, yani Çin’i kontrol etmekten tutunda, bundan sonraki pandemilerin nasıl kontrol edileceğine varan kararlar almışlardır.
İşte dünyanın içinde bulunduğu bu gerçek, tüm gerçeklerin üzerindedir.
Ülkeler kendi seçtikleri ve yetki verdikleri hükümetler mi yönetilecek yoksa, servet sınıfının seçilmemiş otoritelerimi yönetecek?
Dünyanın içinde bulunduğu çıkmaz budur.
Bu çıkmaz bir dünya savaşı olmaksızın çözülebilecek gibi görünmemektedir. Bu anlamda baktığımızda, Ukrayna sadece Ukrayna değildir.
Ukrayna ile sürekli ilgileniyor olmamın nedeni de dünya savaşına giden yolu önceden görme hevesidir.
İşte bizim gibi geri bıraktırılmış ülkelerin, kaderinin neden Avrasya’da olduğunu, bize anlatan durum da budur.
Avrasya’dan yana olmak bir tercih değil bir mecburiyettir. Doğunun birliğini Batının yamyam şirketlerine karşı bütünleştirmek, tarihin bize sunduğu çözümdür.
İçerideki işbirlikçiler ile mücadelenin başlangıç yeri de bu düşünceden hareket etmektir.
NATO’ya karşı olmak bu sebepten çok önemlidir. Çünkü NATO, yukarıda tanımladığım servet sınıfının güvenlik örgütüdür. Rusya’nın NATO’ya karşı olması da bu sebeptendir.
Ukrayna meselesi Avrupa’nın enerji meselesidir. Rusya ilk kalemde çok uluslu enerji şirketlerinin menfaat alnına girmiştir.
Tüm Batı Kolektifinin çok uluslu şirketlerinin, çıkarlarını korumakta birleşmesi de bundandır.
Çok uluslu şirketler enerji sebebiyle yıkılırsa, arkadan diğerleri çorap söküğü gibi gelir.
7 Haziran 2022
Bir yanıt yazın