DİN: İNSANLIĞIN GELİŞMESİNE KARŞI BİR SUİKAST, İNSANLARI KORKUTARAK HASTA YAPMA VE SÖMÜRÜ MEKANİZMASIDIR!
Bin yıllardır insanlar, kurnaz ve hatip kişilerin peygamber olarak ortaya çıktıkları andan itibaren, kendi egemenlikleri için uydurarak yarattıkları DİN’den ve aynı kurnaz kişilerin yine kendi egemenliklerini oluşturmak için uydurarak kendi yazdıkları sözde Kutsal KİTAP larından uzaklaşmadan ve kopmadan hiç bir zaman özgür olamazlar ve bu yüzden de insanlar hiç bir zaman gerçekte kendi kaderlerini kendileri tayin edemezler.
Bu yüzdende aslında insanların kaderlerini, peygamberler yada peygamberler, dinler ve sözde kutsal kitaplar adına otorite olanlar tayin eder.
Tüm verilere bakıldığında ise bu hem tarihte ve de hemde günümüzde hep böyle olmuştur.
Bugün de insanların büyük çoğunluğu, değişik zamanlarda ortaya çıkmış ama aslında bir kurnaz insanlar yığını olan ve zamanın toplum mühendisliğini yapan bu sözde peygamberlere, onların kurdukları dinlere ve yine onların uydurdurarak yazdıkları kitaplara, hala insanların büyük bir kısmı inandıkça, insanlık içinde (arasında) gerçek bir demokrasi, insan hakları ve hukuk asla oluşamaz.
Bugün bile, bin yıllardır hala dünyada ki milyarlarca insanı maddi ve manevi anlamda, bütün bu din safsataları ile korkutarak gütmek, sömürmek ve hala bu dinlere, yaratan kişi olan peygamberlere ve bunların uydurarak yazdıkları kitaplara bu dijital çağ da , 2022 yılında bile hala körü körüne inanmak, insanlık için neredeyse 50.000 yıl geçmişe doğru yol almaktır, eski insanlık kodları anlamında da mental olarak geri gitmektir, içinde bulunduğumuz dijital çağdan kopmaktır, bilinç erozyonu oluşturmaktır ve de beyindeki düşünce ve akıl mekanizmasından mahrumluk demektir.
Benim bu anlamda, bu dijital çağda, insanlığa, bu sözde peygamberler, onların dinleri ve kitapları konusundaki çağrım, bu sözde dünyaya gelmiş ve geçmiş bütün peygamberlere, bunların uydurarak yarattıkları dinlerine ve kitaplarına inanmamalarıdır.
Ey insanlık, bu peygamberler, onların yarattığı din ve kitaplar sizin ekmeğinizi aşınızı vermemektedir, egemen güçlerce herşeyinizin elinizden alınmasına ve çalınmasına aracılık etmektedir. Hayatınızı köreltmektedir. Ömrünüzün ve varlıklarınızın çalınmasına hizmet etmektedir. Zengini daha zengin yapmaktadır. Sizi sömürmek ve her anlamda geliştirmemek için egemen sınıflar tarafından kullanılmaktaki baş mekanizma olmaktadır.
Bu yüzden:
Koparın zincirlerinizi bu köhne kurnaz peygamberlerden, dinlerinden ve kutsal kitap dedikleri safsatalardan.
Bu peygamberlerin, onların dinlerinin ve kitaplarının yalanlara inanmayın, kendinizi bu yalanların esiri yapmayın ve bunlardan bir an önce kopunki insan olarak bir an önce özgürleşin, iyileşin, sağlıklı düşünün, akıl ve bilim yolunu seçindir.
Kısaca, artık insanlar bu dijital çağda, kurnaz peygamberlere, onların dinlerine ve kitaplarına körü körüne inanan ilkel insanlar olmaktan çıkıp, aklını kullanan, beynini çalıştıran, düşünen, sorgulayan ve aklını kullanarak hayata bilimsel olarak cevap bulan uygar insanlar olmalıdır.
Yani insan denilen canlı, insan olarak, insanın varlık olarak ilkel doğuşunda ki gibi olan (çünkü bilime göre insanda canlı olarak bir hayvan türüdür) düşüncesi gelişmemiş bir hayvan türü olmaktan çıkıp, gelişmiş insan olma aşamasına, artık kurnaz peygamberi, onların yarattıkları dinleri ve uydurdukları kitapları red ederek geçmelidir.
Bu da konuyu burada özetlersek, bugünkü insanın gelmesi gereken evrim aşamasında, önce: kurnaz peygamberleri, onların dinlerini ve sözde kutsal kitaplarını reddetmeleri ile mümkündür.
Çünkü dinler, insanları sadece sömürmez, sömürdükçe de korkutur, güder ve hasta eder.
İnsanlık bunun için bu kurnaz peygamberlere, onların dinlerine ve kitaplarına bağlı olarak oluşan hastalıklı mahkûmiyetten bir an önce kendilerini kurtararak, kendi sağlıklı gelecekleri için doğru yönde ilerlemelidir.
Ve böylecede kendi kaderlerini kendileri tayin etmelidir.
Sefa Yürükel
Sosyal Antropolog ve Etnograf
Soykırımlar ve Terörizm Araştırmacısı