TEORİ VE GERÇEK
Hafta içinde ana muhalefet partisi başkanı çok ciddi bir iddia da bulundu. Partisinin grup toplantısında yaptığı konuşma içinde söylediği sözler hem çarpıcı hem de çok iddialı bir söylem’ Bir Kaçış planının anatomisini ifşa edeceğim, milletimi de bekliyorum. Erdoğan sakın reddetmeye kalkma , bütün belgeler elimizde’. Türkiye de faaliyet gösteren ve Saray hanedanları tarafından yönetilen iki vakıf bulunmakta. Birincisi TÜRGEV diğeri ise ENSAR olarak bilinmekte. Sarayın aile şürekası tarafından kurulan başka vakıflarda olabilir, ancak adı geçen iki vakıf, önde gelmektedir. Hatta bu vakıfların yurt dışında da kurdukları bazı bağlantıları da mevcut olduğu söylenmektedir.
Bazı vakıflar hiçbir düzensiz kayıtları olmamasına rağmen didik didik defterleri incelenirken, Saray tarafından korunan vakıflar ise, hiçbir denetime tabi tutulmaksızın faaliyetlerini sürdürmeleri, düşündürücüdür. Zamanında Fetullah Gülen için ağıtlar yakan, gözyaşı döken siyasiler, bu gün hain FETÖ diye Pensilvanya’da oturanı anmaktalar. Adı geçen vakıflarda bu söylemler, ana gündemlerini oluşturmakta.
Ana muhalefet Partisi Başkanı’nın ellerinde bulunan belgelerle iddia ettiği, bu iki vakfın milyonlarca dolarları, Amerika’ya transfer etmiş olduğu gerçeği. Aslında böyle para transferini Vakıflar Genel Müdürlüğünün araştırması gerekmiyor mu ?
Diyeceksiniz ki hangi konuyu?
Doğru ENSAR ve TÜRGEV böyle yüklü miktardaki paraları nereden temin ettiğini önce açıklaması gerekir. Sonra da neden yüklü miktarları transfer ettiğini izah etmesi gerek.
Birkaç sene evvel kanunla, bu tür birkaç vakfın hesaplarının denetimlerden muafiyeti sağlanmış ve korunmaya alınmıştı. ENSAR vakfı da bu cümleden olduğunu hatırlamaktayım. TÜRGEV in de bu kapsamda olduğuna inanmaktayım. Denetim mekanizmasının neden kaldırıldığını, anlamakta güçlük çekmekteyim.
Gizli saklı işler yapan yer altı dünyası gibi, kamu yararına çalışan vakıfların mevcudiyeti kabul edilemez. Sonra bu vakıflar neden milyon dolarları yurt dışına transfer eder ? Hani birkaç milyon dolar desek, ülkede yatağa aç giren çocukların milyonlara vardığı ülkede, biraz abes değil mi? İş bulamayan üniversite mezunu genç nesillerin sokaklarda umutsuz dolaştığını düşünürsek, böyle milyonlarca dolarların yurt dışına akıtılmasını izah etmek oldukça zordur.
Her çıkışın bir inişi mutlaka vardır. Hatırlar mısınız, işgal kuvvetlerini İstanbul’a girişini izleyen Mustafa Kemal Atatürk, ‘ Geldikleri gibi gidecekler’ demişti, işte iktidar olmak ta böyle bir senaryodur, geldiğiniz gibi gidersiniz. Ancak giderken benden sonra TUFAN diye her şeyi yok ederseniz, tarih sizi affetmez. Tarihin sizi affetmeyeceği bir gerçektir ancak, tarihten evvel halkın sizi affetmeyeceğini unutmamak gerekir.
Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanının iddia ettiği: ‘Seçimi kaybedeceğine inanan Saray, kaçmayı planlıyor’ demekte. Burada bir gerçeğin var olduğuna bende inanmaktayım. Hiç düşündünüz mü? Çankaya’daki Pembe Köşk bırakılarak, Atatürk Orman Çiftliği arazisindeki, 5 Tepe olarak anılan yere, bu fakir halkın parası ile milyarlar dökülerek YENİ SARAY Neden yapıldı? Pembe Köşkün arazisine de yapılabilirdi bu saray, ancak Beştepe ye neden yapıldı ?
Ankara da oturanlar bilir, Beştepe arazisine çok yakın birkaç kilometre mesafede bir yerde :
1. ETİMESGUT Hava Alanı,
2. KARA KUVVETLERİ HAVACILIK Hava Alanı
3. JANDARMA Hava Alanı
4. MÜRTED Hava Alanı
bulunmakta.
Bu alanlar SARAY’a birkaç kilometre mesafede bulunan hava alanları. Ayrıca Saray’ın 13 adet uçağı bulunmakta, sadece 1 uçak değil. Bu uçak filosu artık ESENBOĞA da sergilenmemekte.
Bu senaryoların mümkün olma ihtimali yok derseniz, gerçekten uzak olursunuz. Sarayın böyle bir konumda olması tesadüfi olmasa gerek, diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.
Metin Atamer
Bir yanıt yazın