Tekirdağ Çorlu’da 8 Temmuz 2018’de 25 kişinin hayatını kaybettiği tren kazası değil katliamına ilişkin açılan davanın 10’uncu duruşmasında Savcılığın iddianame hazır değil gerekçesiyle,duruşma 5 Ekim 2022 tarihine ertelendi.İnsanın aklı almıyor 4 yılda nasıl hazırlanamaz bir iddianame…
Ama davanın avukatlarından Can Atalay’a nasıl hemen bir gerekçe yaratılarak içeri alındı.Biz hala kör kuyularda adalet mi arıyoruz dersiniz!Suçlular elini kolunu sallayarak geziyor ama davayı savunan avukat tutuklanıyor.
4 yıldır hiçbir ilerleme olmadan süren,4 kişinin tutuksuz yargılandığını davanın 10’uncu duruşması öncesi Santral Parkı’nda buluşan aileler, adalet isteğiyle yürüdü.
Aileler, duruşma kararlarına tepki gösterdi:
Hüseyin Şahin, “4 yıl geçti ama hala sanık koltukları boş. Suçlu olmayana ceza verirken kolay veriyorsunuz, asıl suçlulara ceza vermek için ne bekliyorsunuz”dedi.
Mısra Öz”Adaleti bekliyoruz. Talepleri reddediyorsunuz. Savcılığın iddianameyi geciktirmesinin sebebi bize karşı tutumunuzdur. Çorlu için adalet bekliyoruz” dedi.
Mehmet Öz, “Bu davanın uzamasına anlam veremiyorum. İstenen kişiler 2 saatte yargı önüne çıkarılıyor. Sürecin hızlandırılması için yapılması gereken ne varsa sesimizi yükselteceğiz. ” dedi.
Zeliha Bilgin, “Daha fazla bu adaletsizliğe gücüm kalmadı,evladımın kanı var burada kanı. Ben dört yıldır bu pantolonla yaşıyorum. Neyin kafasını yaşıyorsunuz siz? Adaletiniz batsın. Bizi insanlıktan çıkardılar” tepki gösterdi.
Rayların inşasındaki yolsuzluklar dahil gerçek sorumlulardan yargı önüne çıkarılan oldu mu?
5.Duruşmada Avukat Can Atalay“sistematik ihmaller ve özelleştirme politikaların sonucu olaydan doğrudan doğruya sorumlu olanlar 25 insan öldürüldü,sorumlulukları dosya kapsamında da açık olan TCDD üst düzey yöneticileri halen sanık değil. Bunun da hukuken, ahlaken ve vicdanen kabul edilemez olduğu açıktır” demişti.
Talimat mahkemelerince usulsüz dinlenen tanıkların hakim yokluğunda kalem memurlarınca ifadeleri alındığı ortaya çıktı.Yine daha önceki duruşmalardan birinde Avukat Onur Şahinkaya “Kanaatim şudur, olay gününden itibaren bir saygısızlıkla karşı karşıyayız. TCDD şunu söylüyor ‘Hayatlarınız mahvolmuş olabilir ama susacaksınız, bir kişiyi bile tutuklayacağız’.
Tanıklar ölçüm cihazı olmadığını söylüyor. TCDD’nin iç raporunda ise İTÜ ye dayanarak ‘Davis marka bir ölçüm cihazı vardı’ diye geçiyor. Üstelik TCDD, İTÜ raporunu çarpıtmış. 45 mm yağışa, olağanüstü yağış demişler. Çarpıtma küstahlığı var. Mümin Karasu’ya sizin yolladığınız sorular önceden verilmiş. Yazılı hazırlık yapmış. Karasu, bu ifadeyi verdiğinde alacağı ödülü biliyoruz” Böyle bir dosyada bilirkişi olacak kişilerin daha yetkin kişiler olması gerekmez mi?
Hasan Bektaş:“Günlük yol kontrolünü yapan arkadaşlarımız vardı. Yol bekçileri yaklaşık 5 yıl önce kaldırıldı. Dolayısıyla şu anda yol kontrolü yapılmıyor.Kamu kurumlarında birçok personelde eksiltmeye gidildi.İş kâra döküldü, emniyet tedbirleri maliyetli olduğu için kaldırıldı. Yol bekçileri olsaydı böyle bir kaza olmazdı ”
Halkalı-Uzunköprü hattı üzerinde sağlam olmayan zemin için,ihale 2 Mayıs’ta yapıldı. “Sirkeci-Uzunköprü Hattı Km:271+000-271+200 arası Heyelanlı Bölgenin fore kazık ile ıslah edilmesi işi” ihalesini Ali Mete Türker, Doğuş İnşaat Taahhüt Ve Tic. Ltd. Şti. aldı. 4 milyon 771 bin 919 TL maliyetle ve süresi ise 180 gün olarak belirlendi.
Hattın menfez bakım ve taş duvar işleri ihalesi haziran ayında açıldı.İhale 6 Temmuz 2018 de yapılacaktı. Ancak ihale ödenek tahsis emri çıkmadığından iptal edildi. “Ödenek tahsis emri” ihalenin yapılması için devlet bütçesinden buraya para aktarılmadı”
Barış Yarkadaş “Kaza değil göz göre göre cinayet! Dere yatağının üstünü toprakla örter ve aklınca ‘zemin’ yaratırsan, 24 insanımızın katline yol açarsın! Suçlusunuz! Rant ve yandaşa kaynak aktarma sevdanız yüzünden 24 insanımızı kaybettik! Kaçamazsınız; hesap vereceksiniz!”dedi
Makine Mühendisleri Odası Çorlu Temsilcilik Sekreteri Birtan Altan”Olay yerine güvenlik güçleri bizi yaklaştırmadı.Görgü tanıkları ve fotoğraflardan edindiğimiz izlenim,yoğun yağış sonrası yanlış hesaptan dolayı yetersiz olan menfezin taştığı yönünde.Bundan dolayı ray alt yapısı zayıflıyor veya bozuluyor.Burada ya hesap hatası ya da uygulama hatası var.
Trenin üzerinden geçtiği ağırlığa dayanamayıp raylar ya çöküyor ya da kayıyor.Çünkü şimendifer ve ilk vagon menfezi sağlam geçmiş ama arkadaki 5 vagon devrilmiş.Daha detaylı raporumuzu detaylı incelemeden sonra yapacağız. Ama şunu söylemek isterim ki bu sadece bir kaza ile açıklanamaz. Özelleştirme ve iktidarın, denetimleri odalardan alıp özel şirketlere vermesinin bir ürünüdür bu kaza.”
İhalenin ‘ödenek yetersizliği’ nedeniyle 21 Haziran 2018’de iptal edildiği doğru mudur?
İstanbul Sirkeci-Uzunköprü demiryolu hattı üzerinde 6 adet demiryolu köprüsünün debileri yetersiz olduğu gerekçesiyle İstanbul Taşkın Koordinasyon Kurulunun kararıyla yenilenmesinin istendiği doğru mudur?
TCDD 1. Bölge Müdürlüğü’nün bahsi geçen demiryolu hattına ilişkin yenilenme kararı aldığı,ancak birtakım nedenlerle bu kararın uygulanmadığı doğru mudur? Bu kararın uygulanmama gerekçesi nedir?
Kazanın gerçekleştiği tren hattı üzerinde bakım ve denetim çalışmaları hangi kurum veya firmalar aracılığıyla yapılmıştır? “Unitek İnşaat” adlı şirketin hat üzerinde bakım çalışmaları yaptığı doğru mudur.
Yol bekçilerinin’ demiryollarındaki özelleştirmeler nedeniyle kadro dışı bırakılmasının gerekçesi nedir?
Kaza nedeni olarak yetkililerce ifade edilen ‘aşırı yağışların’ bu ve benzeri facialara sebebiyet verebileceği neden öngörülmemiştir? Menfez ve ray arasındaki toprağın boşalmasını engelleyecek bir mühendislik tekniği henüz icat edilmemiş midir?
Avrupa ülkelerinde aşırı yağış nedeniyle yaşanan tren kazası sayısı kaçtır? Avrupa’nın yağış alan ülkelerinde menfez ve ray arasındaki boşluktan kaynaklı kazaların yaşanmamasının nedenleri nedir?
“Kaza sonrası yaralıların traktörlerle taşındığı ve bölgeye geç kalındığı iddiaları doğru mudur?”
Bu dava ne zaman sonlanacak,daha da önemlisi gerçek suçlular ne zaman bulunup adalete teslim edilecek…
Sorular…Sorular…Sorular…Bitmeyecek,anne-babaların gözünün yaşı dininceye kadar…