Dr. Noyan UMRUK
Demokratik rejimlerde bir politikacı, yapacağı siyasal toplantı ya da gezileri, ayırım göstermeksizin tüm gazete ve tv. kanallarına bildirir. Bunlar da isterlerse bir haberci(muhabir) ve kameraman ya da fotoğrafçı görevlendirerek toplantı ya da gezi ile ilgili bilgi toplar haber yaparlar…
Uygar bir politikacı her görüşten gazetecilerle görüşebilir. Ancak Nagehan ve arkadaşları İmamoğlu’nun özel davetlileri olarak çağrılıyorlar.
TELE 1 muhabiri, “uçağa bindiğimizde bir gariplik olduğunu sezinledik” diyor. “Bunlar ‘first class’a oturtulmuşlardı. Bizler arkaya geçtik. Trabzon’a indiğimizde de onlar İmamoğlu’nun, giydirilmiş özel otobüsüne alındılar. Bizler minibüslere dolaştırıldık… Oysa gezi ile ilgili haberleri, onların gazete ya da kanalları değil, biz geçtik.”
Demek ki bunlar gazeteci olarak çağrılmamışlar. Zaten bunlar gazeteci değil, malum tetikçiler…
En başta TSK’yı çökertmek ve Kemalist aydınları ezmek için ABD-FETÖ- AKP tarafından düzenlenmiş Ergenekon-Balyoz benzeri kumpasların tetikçiliğini yapmışlardı…
Yanlış anlaşılmasın mesele İmamoğlu’nu özel görevli tetikçiler üzerinden linç etmek değil.
Asıl önemli olan ve üzerinde düşünmemiz gereken, İmamoğlu’nun bazı ilginç ilişkileri…
Karanlık İşlevini tamamlayarak yayın hayatına son veren Taraf gazetesinin yönetmen ve yazarı Ahmet Altan ile fotoğrafını paylaşmaktan zevk duyan İBB Sos. Hzm. D. Bşk. YAVUZ SALTIK ile Beylikdüzü Belediye Başkanlığından beri süren sıkı ilişkisi, Chatham House ziyareti, Amerikan ve İngiltere elçileri ile ilişkileri…
Kemalizm’in temel ilkeleri antiemperyalizm ve tam bağımsızlık nerede kalıyor?
Bu önemli sorunun yanıtını Atatürk Nutuk’ ta o kadar güzel veriyor ki :“Efendiler, sırası gelmişken, aziz milletime şunu tavsiye ederim ki, bağrında yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki öz cevheri çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an geri kalmasın!” Gelişmeler gösteriyor ki; bu zatın heyecanlı koşu ile sürdürdüğü kulvarda Belediye Başkanlığından daha ilerideki ipleri göğüslemesi maalesef hayırlara vesile olamayacaktır… Tam bir sükûtu hayal … Kendine ve onu buralara taşıyıp, umut besleyen geniş kitlelere yazık ediyor ve de çoook üzüyor…
Bu işler böyledir… Pek de “vız gelir, tırıs gitmez…” Sayın İmamoğlu… Hani “Herşey çok güzel olacaktı” ya…
Sizin asıl seçmeniniz duyarlı ve dikkatli bir kitledir…
Suretini ararken aslını kaybetmeyin, bindiğiniz dalı kesmeyin derler adama… Özür de kabahate çok küçük geldi zaten…
Bir yanıt yazın