İran’da Türk olmak nedir?
İran nüfusunun yaklaşık % 60’ını oluşturan bir kimliktir. Ülkeye uygulanan ambargonun haricinde fars yönetimi tarafından da ayrı bir baskı, ambargo uygulanan bir toplum olmak demektir. Kendi kimliğini dile getirmenin, “Ben Türk’üm” demenin karşılığında ceza alabilecek bir durum içerisinde kalacak olmak demektir. İran’da Türk olmak demek, doğum anından başlayarak ölüm anına değin Türk kimliğinden dolayı baskı görmek, yasaklanmak, ceza almak, konuşamamak demektir.
Sizi bu fikre yönelten sebepler nelerdir?
Öncelikle bu gezimin ve diğer Türk topraklarına yaptığım gezilerimin tek bir amacı var. Dünya Türklüğü ayağa kalkacaksa, bunun ön koşulu verilen kültür savaşında ve Türklük şuurunda gizlidir. Bu amaçla Türkiye dışında yaşayan soydaşlarımızın kültür zenginliklerinden haberdar olmak, onlarla kültür köprüleri kurmak zorundayız. Bu kapsamda Türkistan coğrafyasında ki ülkeler, Balkanlar ve sonrasında İran gezileri yaptım. Bu gezi boyunca karşılaştığım, Türk kimliği açısından üzücü durumları belirteyim.
Tahran yönetimi kendisine uygulanan ambargo dışında, Türk kimliğinin en yoğun olduğu Tebriz şehrine yönelik ayrı bir ambargo uygulamakta, Tebriz’in ekonomik olarak gelişmesine katkıda bulunacak yatırımları kontrollü bir şekilde engellemekte.
Tebriz şehri bölgede ki Türk kimliğinin ve bu kimliğin ortaya çıkardığı mücadele ve bağımsızlığın en önemli mihenk taşı. Tahran yönetimi bölgeyi resmi olmasa da isyan bölgesi olarak görmekte. Şimdiye kadar oluşan isyan eylemlerinin başlangıç noktası olmuş bu şehir. Bu bağlamda ülke çapında uygulanacak bir yasanın olumsuz etkilerini test etmek için, yasanın uygulandığı ilk pilot şehir Tebriz olmakta. Bölge halkı yasaya karşı eylemlerde bulunmaz ise ülke genelinde yasaları uygulamaya koyabilmekteler. Bunun bir örneği de bu yıl yeni getirilen bir yasa ile tüm çocukların ilk öğrenime başlangıcında farsça öğrenme zorunluluğu getirildi. Dolayısıyla farsça bilmeyen bir öğrenci eğitim hayatına devam edemeyecek. Ülkenin nüfus olarak büyük çoğunluğu olan Türk kimliği bu yasa ile kendi dilinde eğitim alma ve ilerleme hakkını zamanla kaybedecek ve bu kimlik üzerinde ki kültürel fars faşizmi altında daha da ezilerek baskı altında olacaklardır.
Sokaklarda, caddelerde yani toplumsal alanlar üzerinde Azerbaycan’ı ifade eden elbiseleri giymek yasak. Azadlık gibi konulardan bahsetmek hapis cezalarına yol açmakta.
Ülkede, İran’da yaşamış olan büyük Türk şairi Muhammed Hüseyin ŞEHRİYAR’a ait bir tiyatro oyunu sahnelendi. Bu oyun ülke genelinde sahnelenirken Tebriz’de gösterimi yasaklandı. Neden yasaklandığı konusunda da, ayan olan beyan istemez diye düşünüyorum.
Fars dil gününde, bir Türk kimliği Olan Şehriyar fars şairi olarak ilk sırada gösterilerek, bölgedeki Türk halkının vicdanında hem yara açılmış, hem de bir Türk’ü fars olarak göstererek bilinçli bir kültür soykırımı yapılmıştır. Şehriyar’ın Azerbaycan’a sevgisi ve bağımsızlığa dair yazmış olduğu şiir ise bölgede ki kitaplardan tamamen silinmiştir.
Türk kimliğinin ortak temsili olan Traktör futbol kulübü, futbol federasyonunun cezaları ile sık sık baskı altında kalmakta. Bulunduğu İran liginde şampiyon olmaması için her türlü oyun oynayabileceklerini 2015-2016 sezonunda da göstermişlerdi. Sokakta olduğu gibi burda da Azerbaycan ya da Türkiye’yi ifade eden bir elbise, bayrak vb. görsellerle maça giriş yapılması tamamen yasak. O yüzden kimliklerini ifade eden bu giysileri elbiselerin altına gizlice giyip stada girdikten sonra gururla açabilmekteler.
Bundan sonrası için bölgede varolan Türk kimliği için neler yapmayı düşünüyorsunuz?
Öncelikle yaşadığım bir anı bahsetmek isterim. Tebrizin sokaklarında, bölgede ki Türk kimliği için mücadele eden yiğit insanlarla beraber sohbet ederek yürürken birden arkadan bir el kolumu tutup çekerek beni durdurdu. Hiç tanımadığım bu kişiler şive dolayısıyla Türkiye’den geldiğimi anlamış olacaklar ki, beni durdurduktan sonra ayaküstü yaptığımız şu konuşma yaşanan herşeyi ve geleceği ifade ediyordu aslında. Öncelikle Türkiye’den gelip gelmediğimi, Türk olup olmadığımı sorup her ikisine de “Evet” yanıtı aldıktan sonra, “ne iyi etmişsin, gurban olam burası senin vatanın” ifadesi, hiç unutamayacağım bir ifade oldu. Sonrası ise sıkı bir kucaklaşma.
Bu yaşadığım hadise Türk milletinin en yüce millet olduğunu tekrar hatırlatırken, Traktör futbol takımının maçında yapılan o muhteşem tezahürat geldi aklıma “Ne Mutlu Türk’üm Diyene”.
İran’da ki Türk kimliği bizlere, Türklere bu denli sıcak davranıp sahip çıkarken, ya biz?
Bende size gurban olam!
FATİH SOLMAZ / TURKISHFORUM -ABDULLAH TÜRER YENER