Buruk bayram iletisi

Sn.Umruk'un buruk bayram iletisi bellek yenileyen köşelerle dolu.Durumun düzelmesi için öneriler de yer almış olsaydı iyi olacaktı.Mürekkep yalamış kitlelerin sorumluluk almaktan korktuğu sandıksal Amerikan demokrasinin daha iyi işlemesi de mümkün değildi.Kurucu  iradenin önderi Atatürk "Artık vaziyeti düzeltmek için mutlaka Avrupa’dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa’nın emellerine göre yapmak, bütün dersleri Avrupa’dan almak gibi birtakım zihniyetler belirdi....Halbuki hangi istiklal (bağımsızlık) vardır ki, ecnebilerin nasihatleri ile, ecnebilerin planları ile yükselebilsin? Tarih böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir.’" diye(*) Kurtuluş Savaşı sürecinde  uyarmış ve uçmağa vardığı 1938 yılına kadar da her alanda Trük hükümetleri gereğini yapmıştı.Hergün söz dalaşına tanık olduğumuz "Kırk katır"la ile  "Kırk satır" vadeden Meclis'teki iktidar ve muhalefetin dışında ülke iç dinamiklerinden bir siyasi oluşumun yükselmesine çok ama çok gerek var.   *** - avcilik tufek silah

Sn.Umruk’un buruk bayram iletisi bellek yenileyen köşelerle dolu.Durumun düzelmesi için öneriler de yer almış olsaydı iyi olacaktı.Mürekkep yalamış kitlelerin sorumluluk almaktan korktuğu sandıksal Amerikan demokrasinin daha iyi işlemesi de mümkün değildi.Kurucu  iradenin önderi Atatürk “Artık vaziyeti düzeltmek için mutlaka Avrupa’dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa’nın emellerine göre yapmak, bütün dersleri Avrupa’dan almak gibi birtakım zihniyetler belirdi….Halbuki hangi istiklal (bağımsızlık) vardır ki, ecnebilerin nasihatleri ile, ecnebilerin planları ile yükselebilsin? Tarih böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir.’” diye(*) Kurtuluş Savaşı sürecinde  uyarmış ve uçmağa vardığı 1938 yılına kadar da her alanda Trük hükümetleri gereğini yapmıştı.Hergün söz dalaşına tanık olduğumuz “Kırk katır”la ile  “Kırk satır” vadeden Meclis’teki iktidar ve muhalefetin dışında ülke iç dinamiklerinden bir siyasi oluşumun yükselmesine çok ama çok gerek var.   ***

Gülmece bu ya!!

Karadeniz’de köylerdeki evler birinden uzuktır,bilen bilir.

Geçmiş zamanların birinde,Temel ile Fadime birbirine yangın.

Temel’in can arkadaşı da Dursun tabi.

Şimdiki gibi telefonla haberleşme olanağı da yok

Nasıl haberleşip buluşacaklar?

Temel,Fadime’ye der ki;

“ -Ben bir ağacın dibine gidip bi tüfek atacağım,sen de sesin geldiği yere gel, kunuşup geleceğimizi kurarız “ der.

Buluşacakları zaman Temel bi ağacın altına gider ve bi el tüfek atar ,Fadime koşa koşa Temel’ine gider.

Buluşmalar devam erken giderken Dursun askere gider.

Şimdiki gibi zırt pırt izine gelmek de yok.

Ayni ve nakti rüşvet verip kumandanları tavlayıp izine gelmek de yok.

On,on iki ay sonra izine gelir Tursun.

İlk işi hemen Temeli buluru ve sorar;

“- Fadimeyle düğün ne zaman, Temel?” der.

Temel bozuk bozuk bakar ve susar.

Durusun yeniden ve yeniden israrala sorar ;

“- Ula Temel, Fadimeyle düğün ne zaman?”

Can arkadaşının bu ısrarları üzerine Temel konuşmaya başlar.

“- Tursun ha pilirsun ,ben bi ağaç altına gidip bi el tüfek atardım,Fadimede sesin geldiği yerdeki ağacın altına gelir,buluşur ve konuşup geleceğimizi kurardık.

İşler yolunda giderken ,anasını satayım,av mevsimi açıldı.bizim Fadime duyduğu tüfek sesine koştu,duyduğu tüfek sesine koştu,baştan çıktı …,düğün müğün yok artık “ der.

 !940’lı yıllardan bu yana Türk seçmeninin karşısına aynı zihniyet çeşitli parti adlar ile çıktığını unutmuyoruz.

(*) Atatürk’ün 6 Mart 1922’de TBMM’de yapmış olduğu konuşmadan


Yazıları posta kutunda oku


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir