‘EMPERYALİZMİN HİÇ ESKİMEYEN SÖMÜRÜ ARACI DİLDİR’
81 yaşında yitirdiğimiz değerli Türk bilim adamı Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu,19 Nisan 2015 tarihinde, uçmağa varmıştı.
Bilim ve gönül adamını fiziksel kimyacı meslektaşları gibi, hiç kuşkusuz, biz Türkçe konuşanlar da O’nu hiçbir zaman unutmayacağız…
Bilime, ülkeye, Türk diline yaptığı hizmetlerin unutulmaması temennilerim ile ölümünün yedinci yıldönümünde saygı ve sevgiyle anıyorum.19.4.2020 Salı
OKTAY SİNANOĞLU KİMDİR, NELER YAPTI?
Oktay Sinanoğlu 1934’te Bari, İtalya’da doğmuş, Ankara’da büyümüştü. Babası Türk konsolosluğunda görevliydi. Atatürk eliyle kurulan Türk Eğitim Derneği’nin Ankara Koleji’nde okumuştu. O zaman orada eğitim Türkçeydi; İngilizceyle eğitime o bu okuldan mezun olduktan sonra başlanmıştı. 1956’da ABD’de TED’in burslusu olarak kimya okumaya gitmiş, 1957’de Massechussetts Teknoloji Enstitüsü’nü (MIT) kimya mühendisi olarak, çok kısa bir sürede parlak dereceyle bitirmişti. Sonra da beş kurama imza atmıştı. Ondan Türk Einstein’ı diye söz ediliyordu.(1)
Düşüncelerini bilimsel çıkarsamalarla olgunlaştırır, doğruların ışığını bir kez gördü mü, inandığı düşüncelerini güçlü bir biçimde, her yerde her koşulda savunmaktan bir an geri durmazdı… Oktay Sinanoğlu gerçek bir bilim adamı olmanın yanı sıra bir gönül adamıydı da. O ülkesini, ulusal dilimiz anadili Türkçeyi çok seven gerçek bir yurtseverdi.
Türkçe sevgisi başta olmak üzere, ekinsel siyasal bağımsızlığını koruyabilen, iyi yönetilebilen bir Türkiye’nin parlak geleceğine ve bilime olan inancını hiç yitirmedi. Amerika’da üzerinde çalıştığı fiziksel kimya alanındaki kavramlar için Türkçe karşılıklar öneren Sinanoğlu kısa bir süre için Ankara’ya geldiğinde, önerisiyle, Türkçenin bir bilim dili olarak gelişmesini hızlandırmak amacıyla, 1971-72 döneminde Dr. Bozkurt Güvenç, Dr. Güney Gönenç, Dr. Ali Gitmez gibi bu konunun önemine inanan otuz dolayında bilim adamı ile birlikte “Türk Bilim Dilini Geliştirme Derneği”ni kurulur. Destek sözü verenlerden gerekli ilgi sürekli olmayınca da iki yıl sonra dernek kapanır.
Türkçenin olağanüstü düzenli matematiksel yapısına ve yeni bilim sözleri yaratmaya elverişli çok zengin kök ve ek biçimbirimler varlığına karşın yabancı dille öğretimin gittikçe yayılması karşısında isyan eder. Buna yol açan yöneticiler ile siyasetçileri vatan hainliği ile suçlar.(1 )
‘DİL GİDERSE TOPRAK DA GİDER’
Türk kuramsal kimyacı ve moleküler biyolog Oktay Sinanoğlu, “küçük Amerika” haline getirilen Türkiye’nin içinde bulunduğu tehlikeli durum hakkında şunları söyler:
Türkçe giderse Türkiye gider.
Emperyalizmin hiç eskimeyen sömürü aracı ‘dil’dir.Kılıç ve haç arkadan gelir.
Bir millet diliyle hisseder, tadar ve duyar. Bir milleti millet yapan dili ve dinidir.
Dil olmazsa insanın belleği, kişiliği gelişmez, yüreği duymaz.
Bir dilin büyüklüğü matematiğe yakınlığı ile ölçülür. Matematiğe ne kadar yakınsa, o dil o kadar büyüktür.
Türkçe işte böyle büyük bir dildir.
Bilim evrenseldir diyorlar, eksik bir anlatımdır bu.
Bilimin yöntemi evrenseldir yalnızca.
Bilimde ne yapılacağına karar verilen güç ulusal kültür ve gönüldür.
Bir insanın iç yeteneklerini geliştirebilmesi için iç âleminin geliştirilmesi lazım.
Yani akılla birlikte yüreğini, gönlünü de geliştireceksin.
Akıl her zaman gönlün emrinde olmalıdır.
Batılılar duygularını asla belli etmezler. İngiliz ve Alman dilinde vicdan kelimesinin karşılığı yoktur. Çünkü vicdanları yoktur.
Fransızlar Suriye ve Hatay’ı alınca, yaptıkları ilk iş, eğitimi Fransızca yapmak olmuştur. Atatürk, Hatay’ı alınca eğitimi tekrar Türkçeleştirmiştir.
İngilizler, İrlanda da İngilizce okullar açtılar. Ve iki kuşak sonra İrlanda dili yok oldu.
Türkiye Cumhuriyeti’nin okullarında harıl harıl İngilizce eğitim yapılıyor.
Kendi elimizle ve paramızla misyoner çocuklar yetiştiriyoruz.
Emperyalistler, günümüzde bilim ve teknolojiyi de kullanarak sömürüye devam etmektedirler.(2 )
(1 ) Feyziye Özberk, Aydın Köksal: Bilime, Bilişime ve Türkçeye Adanmış Bir Yaşam- s. 240.
(2 ) http://norotila.blogspot.com.tr/2012/01/oktay-sinanoglu-ile-soylesi-1.html