Sizleri sınamak, akıl vermek için değil hatırlamanız için derledim. Ramazan günde: 15 tabaktan oluşan iftar yemeğine ‘Peygamberimizin sünneti’ diye Medine hurmayla başlamak değildir.
Ramazan kişi başı 750 uçuk fiyatıyla Meram bağlarında ya da boğaza nazır ‘İslami’ kafenin ışıltılı mescidinde kılınan akşam namazı da değildir.
Ramazan, bir mahalleyi doyuracak kadar tıkındıktan sonra namazda geğirmemek için içilen Kızılay maden suyu da değildir.
Ramazan gündüz aç kalmanın intikamını akşam 20 çeşit yemekle almak da değildir.
Ramazan, akşama kadar işyerinde, okulda, camide, sokakta, evde her kalbi kırıp sonra iftardan az önce abdestli olarak A. Özhan’dan Nihavend Makamında İlahiler dinlediğiniz bir huzur da değildir. Her türlü naneyi yedikten sonra, besmeleli abdest ile günahlarınızın otomatik silindiği bir ay da değildir.
Ramazan, Recep ayında oğlunuza 2 milyon TL’ye AUDİ, kızınıza 750 bin liraya Volvo alıp “Kuzum-yavrum bu sene zekât veremeyeceğiz biraz borca girdik de…” diye mazeret ürettiğiniz bir ay da değildir.
Ramazan ayı akşama kadar 83 milyonun hakkını yedikten sonra hatimle teravif kılmak da değildir.
Ramazan, iştahla içilen Osmanlı şerbeti değil, huşu ile seyrettiğin Hz. Yusuf dizisi değil, Hz. Mevlâna, Ateşbazı, Hacı Bayram, Somuncu Baba, Eyüp Sultan Türbesi’ni ziyaret de değil.
Ramazan, yıl boyunca bir kez “Aç mısın bir ihtiyacın var mı?” diye sormadığın birisine: “Oruç musun?” diye sorgulamak da değildir.
Ramazan insan olmayı, insan kalmayı; mahallede 1 ay boyunca oruç tutmayanları değil, 12 ay boyunca aç kalanları araştırıp doyurmayı öğretendir.
Ramazan, facebook’ta, Tik Tok’ta iftar sofraları paylaşmak, Cuma’yı, kutsal gece günleri kutlamak değil fakir fukara ile ekmeğini paylaşmaktır. İhtiyaçlarını alamadığı oğlunun, kızının, eşinin gözüne bakan zavallı babanın yüzünü güldürmektir. Posta kutusuna zarf koyup kaybolmaktır.
Ramazan, son beş on yılda Karun gibi zengin olmuşlarla değil; uzun yıllardır kıt kanaat yaşamaktan, yokluğu arkadaş etmiş gariban birini bulup onunla iftarı beklemektir.
Ramazan şekersiz sakız çiğneyince değil “Kul hakkı” yiyince orucunuzun bozulacağını bilmeniz gereken aylardan bir aydır!
Ramazan huzurdur, barıştır, paylaşmaktır, sadakadır, zekâttır, Kur’an’dır, empatidir, niyazdır.
Ramazan “İçinizde Muhammed kim?’ denilecek kadar sade bir yaşamdır.
Ramazan, Hz. Muhammed’in,“Ey Ayşe etleri dağıttın mı?” diye sormadan sofraya oturmadığı bir aydır.
Bilmem anlatabildim mi?
Ramazan bu yaşlı ve çilekeş dünyamıza, İslam âlemine, ülkemize, beldemize, evlerimize mutluluk, huzur, barış, bereket ve bollukla gelsin. Bu asil millet ağız tadıyla iftarlar etsin!
Ve son olarak: 11 ay çal, kul hakkı ye, kalpleri kır, gönülleri yık. 30 gün aç kal, beş gece yalvar; günahlarından arın: nerde bu hamam şunun adresini birde biz öğrensek. Bu iş bu kadar ucuz değil arkadaş.
Tutulan oruçların, kılınan namazların, verilen sadaka ve zekâtların, Tanrıya açılan ellerin ve dileklerin kabul edildiği 12 aydan bir ay olur inşallah!..
Esen kalınız. Nazım PEKER
Bir yanıt yazın