İMANIN ŞARTLARI

İmanın Şartları 

İmanın temel şartları 6 tanedir:İmanın şartları altı tanedir. Cibril hadisinde iman şöyle ifade edilmiştir: 

“İmân; Allah’a, onun meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, hayır ve şerriyle kadere inanmaktır.” (Buhârî, İmân, 37; Müslim, İmân, I)

Nisa Suresi 136. Ayet: Ey iman edenler! Allah’a, Rasûlü’ne, Rasûlü’ne indirdiği kitaba ve daha önce indirdiği kitaplara imanda sebât edin! Kim Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve âhireti inkâr ederse, koyu bir sapıklığa sapmış, haktan tamâmen uzaklaşmış olur.

Rad Suresi 16. Ayet: De ki: “Göklerin ve yerin Rabbi kimdir?” “Allah’tır” de. De ki, “O’nu bırakıp da kendilerine (bile) bir faydası ve zararı olmayan dostlar (mabutlar) mı edindiniz?” De ki, “Kör ile gören bir olur mu? Ya da karanlıklarla aydınlık bir olur mu? Yoksa Allah’a, O’nun yarattığı gibi yaratan ortaklar buldular da bu yaratma ile Allah’ın yaratması onlara göre birbirine mi benzedi?” De ki: “Her şeyin yaratıcısı Allah’tır. O, birdir, mutlak hakimiyet sahibidir.”

 1- Allah’ın varlığına ve birliğine inanmak,

 2- Meleklere inanmak,

 3- Kitaplara inanmak,

 4- Peygamberlere inanmak,

 5- Ahiretin varlığına inanmak,

 6- Kadere inanmak.

Tüm Müslümanlar belirtilen bu şartlara uymak zorundadır ve buna göre yaşamalıdır.

1- Allah’ın varlığına inanmak: Allah tektir ve sonsuz dünyanın tek yaratıcısıdır. Allah bütün varlıkların yaratıcısıdır. Ondan başka ilah yoktur. Allah zamandan, mekandan münezzehtir. Hiçbir şeye benzemez.Allahın varlığına ve birliğine inandım, iman ettim, kalbimle tasdik, dilimle ikrar ettim demektir. Allah vardır ve birdir. Bütün ibadetler yalnızca  O’na yapılır.Allah, bütün varlıkları yoktan var eden, yöneten, başlangıcı ve sonu olmayan, sonsuz güce sahip yüce yaratıcıdır.

 “De ki, göklerin ve yerin rabbi kimdir? De ki Allah’tır.” (Ra’d Suresi 16)

“Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesinkes inanırlar”. (Bakara suresi, 4. ayet)

2- Meleklere İnanmak:Melekler, Allah’ın nurdan yarattığı güçlü kullarıdır. Bunlar; üremezler, yorulmazlar, her şekle girebilirler ve daima Allah’ın dediğini yaparlar, erkeklik ve dişilikleri olmayan ve Allah’a itaatten ayrılmayan gözle görülmeyen varlıklardır.

Melekler nurdan yaratılmışlardır. Yemezler, içmezler uyumazlar, doğup doğurmazlar. Yüce Allah’ın emirlerine asla isyan etmezler. Hiçbir günah işlemezler. Devamlı Allah’a ibadet ederler. Bizler ruhumuzu göremediğimiz gibi melekleri de göremeyiz.

Dört büyük melekten biri olan Cebrail vahiy getirmek ile görevlendirilmiş olan melektir.Kendisine meleklerin efendisi anlamına sahip olan “Seyyidül Melaike” denilen bir melektir.Dört büyük melekten bir diğeri olan Mikail tüm kainatta meydana gelen doğal olayları ve Allah’ın yaratmış olduklarının rızıklarını idare edebilme ile görevlendirilmiş olan bir melektir. Mikail  tüm canlıların rızıkları ile ilgili ve yağmur yağması, bitkilerin büyümesi, meyveleri oluşması gibi bütün doğa olayları ile görevlendirilmiştir.Dört büyük melekten bir diğeri olan İsrafil ise kıyamet zamanının habercisi olan bir melektir. Sur üflemek ile görevlendirilmiştir.İlk defa Sur aletini üflediği zaman kıyamet kopacaktır. İkinci defa Sur aletini üflediği zaman ise yeniden diriliş gerçekleşecektir. Allah İsrafil (a.s.)’ın bu görevini 

Zümer Suresi 68. Ayet:(O gün) sûra üflenecek, ardından -Allah’ın diledikleri dışında- göklerde ve yerde bulunanların hepsi düşüp ölecek; sonra sûra yeniden üflenecek ve onlar birden ayağa kalkmış, etrafa bakıyor olacaklar. 

Dört büyük melekten diğeri ise Azrail (a.s.)’dır. Azrail (a.s.) ölüm meleğidir. Can almak ile görevlendirilmiştir. Allah’ın emretmesi ile Azrail (a.s.) insanların canını alır.Kıyamet gününde tüm yeryüzü yok olup, yeryüzündeki her şey kaybolduktan sonra sıra sıra tüm meleklerin canı alınacak ve tek kalan yaratılmış Azrail (a.s.) olacak ve Allah ölmesini emredecek ve Azrail (a.s.)’da tüm yaratılmışlar gibi ölecek.

Secde Suresi 11. Ayet:De ki: “Sizin için görevlendirilmiş bulunan ölüm meleği canınızı alacak, sonra rabbinize döndürüleceksiniz.”

 “Üzerinizde zaptedici melekler vardır. Onlar şerefli kâtiplerdir. İşlediklerinizi bilirler.” (İnfitâr Suresi 10-12)

3- Kitaplara inanmak: Allah’ın emir ve hükümlerini peygamberlere iletmiş olduğu kutsal kitaplar bulunmaktadır. Bu yüzden kitap haline gelmiş olan bu emir ve vahiylere inanmak gerekmektedir.Allah kullarına peygamberleri aracılığıyla kitaplar göndermiştir. Bu kitaplarda, Allah’ın emirleri ve yasakları bildirilmiş, kulların yapması gereken görevler öğretilmiş, dünya ve ahirette mutlu olmanın yolları gösterilmiştir.Müslümanlar, peygamberlere gönderilen kitapların hepsine inanarak iman eder.Allah, peygamberleri vasıtasıyla insanlığa kitaplar göndermiş; emir, yasak, va’d, mükâfat ve ceza hükümlerini onlara ulaştırmıştır.

İlk peygamberlere sayfalar  halinde,Musâ peygambere Tevrat, Dâvut peygambere Zebur, İsa peygambere İncil,Hazret-i Muhammed’e  Kur’an kitap halinde vahyini duyurmuştur.

 “Allah bir insanla karşılıklı konuşmaz. Ancak vahiyle yahut perde arkasından konuşur, yahut bir elçi (melek) gönderip izniyle dilediğini vahyeder.” (Şurâ Suresi 51).“Kur’anı biz indirdik, elbette yine onu biz koruyacağız.” (Hicr suresi, 9. ayet)

4- Peygamberlere inanmak: Allah’ın bütün toplumlara Peygamber gönderdiği bilinmektedir. İnsanlara yol göstermek ve iyiliği öğretmek için gönderilen Peygamberler, Allah ile insanlar arasında elçi olarak görevlendirilen Allah’ın emirlerini bildiren doğru yolu gösteren Allah elçileridir. Peygamberler insanlara yol gösterici olarak gönderilmiştir.Müslümanlar, peygamberlerin hepsine inanarak iman eder.Aralarında hiçbir fark görmeyerek, hepsinin Allahü teala tarafından seçilmiş sadık, dogru sözlü olduklarına inanmak demekdir.Allah, insanlardan bazılarını elçi olarak görevlendirmiş, emir ve yasaklarını insanlara onlar vasıtasıyla ulaştırmıştır. Allah tarafından seçilen ilk peygamber Hz Adem,Sonuncusu Hz Muhammed dir.

“Şüphesiz biz, her millet içinde; Allah’a kulluk edin, şeytandan kaçının diye bir elçi gönderdik” (Nahl Suresi, 36); 

“Peygamberlerden kimini daha önce sana anlattık; kimini de anlatmadık.” (Nisâ Suresi, 164).

5- Ahiretin varlığına inanmak: Müslümanlar olarak öldükten sonra ahirette tekrar toplanılacağına inanılmaktadır.İnsan, bedeni varlığı ölünce kabir hayatına geçer; kıyamet kopunca da insanoğlu kabirlerden kalkacak ve böylelikle ahiret hayatı başlayacaktır. Orada insan, dünyada yaptığı işlerin durumuna göre, Cennet veya Cehennem’deki yerini alır, sonsuz ve yeni bir yaşamın içine girer. Kur’an-ı Kerim’de ahiretten söz eden pek çok ayet vardır: Yüce Rabbimiz takva sahiplerinin niteliklerini belirtirken; Kuran-ı Kerim’de geçen birçok ayette görevini iyi şekilde yerine getiren Müslümanların cennete, diğerlerinin ise cehenneme gideceği söylenmektedir.Ahiret, ölümden sonra insanların tekrar dirilmesiyle başlayan ve ebediyen devam eden bir hayattır. Ahirete, öldükten sonra dirilmeye inanmak imanın şartlarındadır. Ahiret hayatı insanın öldüğü gün başlar.

“Onlar ahirete kesin bir kanaatle inanırlar.” (Bakara Suresi, 214)Ahiret daha hayırlı ve bâkîdir.” (Alâ suresi, 17)

6- Kadere inanmak (hayır ve şer fark etmeden): Başımıza gelmiş olan olayların kader olduğunu ve karşı koyma şansımızın olmadığını bilmelisiniz. Allah kullarının yapacağı her türlü işi ezelden beri bilir. O’nun bunları bilmesine kader denir. Vakti gelince de bu olaylar kulun karşısına çıkarılır, buna da kaza denir. Kader, hayır ve şerrin Allahü tealadan olduğuna imandır. İmanın altıncı şartıdır. Kaderin, hayır ve şerlerin hepsinin Allahü tealadan olduğuna iman etmeyi bildirmektedir.

“Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey, sizin için hayırlıdır ve olur ki, sevdiğiniz şey de sizin için bir şerdir. Allah bilir de siz bilmezsiniz.” (Bakara Suresi, 216. ayet)

Cenab-ı Hakk’ın, insanın ileride yapacağı iyi ve kötü şeyleri ezelde bilip yazmasına “kader”; zamanı gelince ezelî ilmine uygun olarak o eşyayı veya olayları yaratmasına da “kaza” denir. Kader, Allah’ın ilim sıfatının ürünüdür. 

“Allah, emrini yerine getirendir. Allah, her şey için bir ölçü koymuştur.” (Talâk Suresi 3) Hz. Peygamber; 

“Sizden hiçbir kimse yoktur ki, Allah onun Cennet veya Cehennem’deki yerini yazmış olmasın.” buyuruyor. (Buhârî, Cenâiz, 83; Tefsîru Sure, XCII/6)

 Başımıza gelmiş olan olaylar hayırlı veya hayırsız olaylar olabilir. Her iki durumda da kadere inanmaktan vazgeçmemeliyiz.

Allahım sen bize gerçekten inançlı,hak hukuk gözeten,adil yöneticiler nasip et,eğer bu kaderimizse değiştir artık kaderimizi yarabbi,ülkem inliyor…

İmanın Şartları  - umran unlu

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir