Atina’da önemli bir soruna çözüm aranırken kürsüye fikrini söylemek için filozof Demostenes çıkar!
Ancak kekeme olduğundan sözünü dinletemez. İnsanlar sürekli kendi aralarında konuşmakta, filozofu dinlememektedir.
Bunun üzerine Demostenes; “Size bir hikaye anlatıp ineceğim”diye bağırır ve sessizlik olunca anlatmaya başlar;
“Bir yolcu Atina’dan Megara’ya gitmek için bir eşek kiralamış. O eşeğin üzerinde, kiralayan eşeğin sahibi de yayan olarak yanlarında beraber yola çıkmışlar. Derken öğle sıcağı bastırmış, biraz dinlenmek ve öğle yemeği yemek için durmuşlar ama hiç gölgelik yokmuş. Eşeğin sahibi hemen eşeğinin gölgesine sığınmış. Eşeği kiralayan; “Sen çekil gölgede benim oturmam gerek” demiş.
Eşeğin sahibi itiraz etmiş;
“Tabii ki ben oturacağım eşeğin sahibi benim” demiş.
Yolcu;
“Ama eşeği kiraladım” deyince de;
“Ben sana eşeği kiraladım, gölgesini değil” cevabını almış ve tabii sonunda aralarında kavga çıkmış.
Hikayeyi dinleyen herkes dikkat kesilmiş ve hikayenin sonunu bekliyormuş ama Demostenes bu noktada kürsüden inmiş ve uzaklaşmaya başlamış.
Dinleyiciler;
“Heyyy ne oldu sonunda?
Hikayenin sonunu anlat” diye bağrışmaya başlayınca Demostenes kürsüye dönmüş ve demiş ki;
“Ben sizin için çok önemli bir konuda bir şeyler anlatmaya çalışıyorum ama siz eşeğin gölgesini merak ediyorsunuz. Artık ne fikrimi söyleyeceğim ne de öykünün sonunu.”
Ve yürüyüp gitmiş.
Çözüme odaklanmayan bir toplum, hikayeler dinlemeye devam ettikçe çözüm üretemezsiniz diyor kısacası, hikayenin sonunu merak ediyorlar, tartışmayı nasıl çözdüklerini değil.