DOLAR EGEMENLİĞİNİN SONU (3)
İşbu sıralıyazıya tüm okuyucuların benzer tepkiler vermesini beklediğim söylenemez.
Ben, daha çok, profesyonel olarak ‘ekonomi bilimi’ ile uğraşanların dikkatlerini çekmek istiyorum.
Yani, ekonomi öğrenimi gördükten sonra, araştıran, ve her geçen gün daha çok bilmediğini gören, ki gerçek araştırmacı bu demektir, ‘bilimci’lerin dikkatini çekmek istiyorum.
Son bölümde, “Eğer herhangi bir Devlet ya da ‘Finansal Güç’ün (Kişi, Kurum, Kuruluş) bulunacak ‘Yeni Para’nın değerini ‘manipüle’ edememesi sağlanacak olursa, gerçekten yeni bir Dünyasal Ekonomik Düzen kuruluyor demektir” demiştik.
Tümce pek akıcı olmasa da, insanlıktan yana, kimsenin şurasından burasından müdahale edemeyeceği nesnel bir ‘değişim aracı’ bulunacak olursa, tüm insanlığın yararına işleyecek bir ‘dünyasal ekonomik düzen’ de kurulabilir demek istemiştik.
‘Para’nın bizzat bir ‘fetiş’ ya da bir ‘fetişleştirme aracı’ olmaktan çıkması halinde, ‘ekonomi bilimi’nin nesnesi de yöntemi de ‘doğal akar’ına girecek demektir.
İşte tam da bu nedenle ‘ABD Doları’nın, son elli yılda dünyadaki ‘tüm kötülükler’in kaynağı olmuştur diyebiliriz.
Türk köylüsünün aç kalmasından, Suriye’de ya da Ukrayna’da ağlayan bebeğe, Afrika’daki ölümlerden, Fransa ya da Amerika’daki kloşarların her geçen gün artmasına değin, tüm kötülüklerin nedeni, değişim aracı olarak ‘Para’nın ‘Değer’inin, ‘ekonomi kuralları’ dışında belirleniyor olmasıdır.
İşte ortalıkta ‘ekonomist’ olarak dolanan sözde araştırmacı ya da kuramcılar, ‘ekonomi kuralları’dır diye, işbu yalın gerçekliği ‘görmemenin yolları’nı anlatmaktadırlar.
Örnek olsun, 1955 doğumlu William Henry Gates, nam-ı diğer Bill Gates’in dünyanın ‘en zengini’ olmasının ‘akıl ve mantık’la açıklanması mümkün değildir, ama ‘ekonomi kuramları’ kolayca açıklayabilmektedirler.
Tam da bu nedenle, ‘ekonomi bilimine’ XIXncu yüzyıldan itibaren keder ve kötülük kaynağı ‘bilim’ (La science lugubre, ingilizce dismal science) denilegelmiştir.
‘Ekonomi’ ve ‘Refah’ terimleri ise; sadece ve ancak, bu kötülükleri görmezden gelme ‘kuram’ları tarafından ileri sürülüyor olmaktadır.
Şimdilerde Bill Gates’in sadece Amerika’da satın almış olduğu toprakların 0,1 milyon hektar olduğu ve beyefendinin ‘tarım’ yapmaya karar verdiği söylenmektedir.
Yanlış hesaplamıyorsam 10 milyon dönüm arazi, başka gayrimenkullerinin yanısıra, bu beyefendinin ‘özel mülkü’ olmaktadır.
En acı tarafı ise, Türkiye’de başbakanlara danışmanlık yaptığıyla övünen, bizim sevgili ekonomistimiz Memduh Bayraktaroğlu’nun Bill Gates’ten bir ‘sanayi 4’ mü yoksa ‘tarım 5’mi ne ise o türden bir ‘Devrim’ beklentisini övünerek dillendirebilmesidir.
Gerçekten, ‘Dolar egemenliği’ yıkılabilir ve yerine her ülkenin kendi ‘egemenlik’lerinin temeli olan ‘ulusal para’larına, hakketikleri bir ‘değer’ atfedilebilirse, öyle Bill Gates gibi ‘zıpçıktı’ların, dünya üzerindeki onlarca ülke topraklarını satın alacak bir ‘para’ya hükmetmelerinin önü de kesilmiş olacaktır.
Ve televizyonlarda, bugün Dolar nereye çıktı, Ruble nereye indi hezeyanlarını anlamaya yarayan ‘ekonomi kuramları’da, bir çırpıda çöp sepetine atılabilir.
Çünkü, bugüne değin üniversitelerde, üniversite ötesi araştırma programlarında ‘hafızlatılan’ ‘ekonomi kuram’ları, sadece ve ancak ‘Dolar’ ya da ‘dünyasal rezerv para’ların maceraları ve manipülasyonları ile dayatma ve yaptırımlarının ‘öykü’sünü anlatmaktadırlar.
İşte o nedenle ‘Yeni Ekonomik Düzen’in ‘sosyalist ideoloji’ye yatkın olacağı ileri sürülmektedir.
Burada, ‘sosyalizm’ üzerine ahkâm kesecek değiliz.
Ki, istenirse ‘âlâ’sını yapabiliriz.
Ancak, biz daha çok ‘Ukrayna Sorunu’ bağlamında uygulamaya konulan alçakça ‘yaptırım‘ların, kısa ve uzun dönemdeki olası sonuçlarını değerlendirmeye çalışacağız.
O arada ‘Ukraynalı bebekler’in ağlamalarına üzüldüğümüzü belirterek, asıl ‘fail’lerin önünde sonunda cezalarını çekeceğine olan umudumuzu da belirtmeden geçmeyelim.
(Sürecek)
Bir yanıt yazın