Diyorduk ki, ABD Dolarının dünya rezerv para olma özelliğini yitirmesi, konjoktürel, ya da ‘Ukrayna Sorunu’yla birlikte başlamış bir gelişme değildir.
Öte yandan, hep ileri sürüldüğünün tersine olarak, ‘Ukrayna Sorunu’ da, Putin’in bir sabah uyanıp, eski topraklarımıza sahip çıkalım demesiyle başlamış değildir.
Bu ‘Ukrayna Sorunu’nun, bir anlamıyla Rusya’nın ‘İç Savaş’ı olduğu bile ileri sürülebilir.
Bu ‘İç Savaş’ta, Rusya’ya karşı savaşan Ukraynalılar, ki çoğu Ukraynalı bile değildir, öz olarak ABD ve genel olarak Batı Emperyalizminin ‘paralı ya da aldatılmış’ militanlarıdırlar.
Başlarında ise, Zelensky adında satılmış bir ‘soytarı’ bulunmaktadır.
Yani, Ayşenur Aslan dahil, kim ki canlı yayınlarda tepinmektedir, bu tiplerin, ‘iyi niyetli’ olduklarını varsaysak bile, olayların ‘öz’ünü kavrayamadıklarını söyleyebiliriz, nokta.
Bu ‘Olayın özü’nde, ABD Emperyalizminin 2008 ‘Bunalım’ından sonra hızlanan ‘gerileme’ ve ‘hatta ‘düşüş’ü karşısında, giderek ‘saldırgan’ bir tutum takınması ve kendince Rusya’ya ‘yıkıcı bir darbe’ vurmak üzere ‘Ukrayna’yı kışkırtması yatmaktadır.
Oysa başta Rusya olmak üzere, Çin ve o arada kimi ‘yurtsever’ ülke liderleri, 2008 bunalımının ardından, ABD’nin ‘Dolar egemenliği’nden kurtulma çarelerine başvurmaya başlamışlardı.
Nitekim Çin, daha 2009 yılından itibaren, Dünya Rezerv Parası’nın, IMF’nin Özel Çekme Hakkı’na (DTS-Droit de Tirage Spéciaux) benzer ve ülke paraları ile emtia değerlerinden (matières premières) oluşacak bir ‘sepet’e bağlanmasını önermişti.
Böylece, rezerv paralarının değerinin ‘manipüle’ edilemeyeceği bir ‘güvenilir para’ arayışı başlamış oldu.
Ancak hemen ardından, anımsanacaktır, ABD’nin Çin’le olan ‘Ticaret Savaşları’ başlatıldı.
Daha o günlerde, ‘Ticaret Savaşları’nı ‘Finansal Savaş’ların izleyeceği, o da olmazsa ‘Sıcak Savaş’ların kaçınılmaz olduğu yazılmaya başlandı.
O arada, Çin ve Rusya arasındaki ticarette, ABD Doları kullanmama eğilimi de başlamış oldu.
İlişikteki tablodan görüleceği üzere, Çin ile Rusya arasındaki ticaret giderek iki katına çıkarken, bu ticarette Dolar kullanımı 2015-21 arasında dörtte bir oranında azaltılmış oluyordu.
İşte tam da bu nedenle, ABD, Rusya ve Çin’le artık ‘ticarî’ ya da ‘finansal’ savaşla yetinmemek ve bir ‘Sıcak Savaş’ başlatmak zorunda kalmıştı denilebilir.
Bir ‘Rus/Çin birlikteliği’ni doğrudan karşısına alamayacağı için, ABD’nin önce Rusya’nın, bir anlamda, ‘zayıf karnı’ denilebilecek Ukrayna’yı seçimiş olduğunu görüyoruz.
‘Ukrayna Sorunu’nun ‘özü’nü böylece saptadıktan sonra, Rusya’nın kendi parasının değerini ‘altın’a bağlamasının sonuçlarına değinebiliriz.
Eğer bu yolla, herhangi bir Devlet ya da ‘Finansal Güç’ün (Kişi, Kurum, Kuruluş) bulunacak ‘Yeni Para’nın değerini ‘manipüle’ edememesi sağlanacak olursa, gerçekten yeni bir Dünyasal Ekonomik Düzen kuruluyor demektir.
Yani ne Dünya Ekonomik Formu (Davos), ne FED, ne Washington Dc, ne London City ve ne de aklıevvel herhangi bir ‘ekonomi dehası’nın ileri süreceği bir ‘Yeni Dünyasal Sistem’ değil, ama günümüz ‘ekonomik ve sosyal gelişme’lerinin maddeten dayattığı bir ‘Dünyasal Düzen’e geçiliyor demektir.
Bu son tümceden olarak, ne Joe Biden’in ve ne de Putin’in ‘aptallık/zekâ’ ya da ‘kin/ihtiras’ları değil ama ‘insanlık’ın işbu gelişme aşamasındaki ‘gereksinme’leri belirleyici olacaktır diyelim.
Ve bu konuyu biraz daha açmayı deneyelim.
(Sürecek)
Bir yanıt yazın