Ukrayna’nın Buça kasabasından Rus askerlerin çekilmesinin ardından gelen görüntüler, İkinci Dünya Savaşı döneminde yaşanan vahşeti anımsatıyor. Görüntüler savaşın vahşetini de gözler önüne seriyor.
ABD Başkanı Biden “Putin savaş suçlusudur yargılanmalıdır” diyor.
Sıradaki sorular şöyle:
Savaş suçu yargılamalarında delil nasıl toplanıyor?
Ukrayna’da işlenen suçlar için özel bir mahkeme kurulabilir mi?
Hangi askeri birimin sorumlu olduğu nasıl tespit edilebiliyor?
Şimdi bu sorulara yanıt bulmaya çalışalım:
Ukraynalı yetkililer 400’den fazla sivile ait ceset bulunduğunu açıkladı. Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenski, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Nazi liderlerinin savaş suçlarından yargılandığı Nürnberg’dekine benzer özel bir mahkeme kurulması çağrısı yaptı.
Zelenski, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne hitaben yaptığı konuşmada, sivillerin işkence gördüğünü, arkadan vurulduklarını, kuyulara atıldıklarını, evlerinde el bombalarıyla havaya uçurulduklarını ve araçlarının içinde tanklar tarafından ezilerek öldürüldüklerini anlattı. Kadınların tecavüze uğradıklarını, çocuklarının gözleri önünde katledildiklerini söyleyen Zelenski, ülkesinde yaşananları “soykırım” olarak tanımladı. Güvenlik Konseyi’ndeki ülke temsilcilerine, ellerinde yeterli delil olduğunu söyleyerek Rusya’nın savaş suçlarından yargılanması gerektiğini savundu.
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, Ukrayna’da savaş suçu işlendiğine ilişkin sağlam bir dosya oluşturmak amacıyla istihbarat servisleri, Ukraynalılar’ın sahada toplayacakları deliller, uluslararası örgütlerin çalışmaları ve küresel bağımsız medyanın yaptığı haberler olmak üzere dört farklı kaynaktan kanıt toplama sürecinde olduklarını söyledi. ABD Başkanı Joe Biden Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin için “savaş suçlusu, yargılanmalı” dedi.
Rus yetkililerse Buça’da katliamın Rus askerleri çekildikten sonra yaşandığını ve sokaklardaki cansız bedenlerin sonradan yerleştirildiği iddiasında bulundu. New York Times’ın Buça’dan gelen uydu görüntülerine ilişkin yaptığı analizse cansız bedenlerin kasabanın Ruslar’ın kontrolunda olduğu günlerden beri orada olduğunu ortaya çıkardı.
Uluslararası hukuk uzmanları, Rusya lideri Putin ya da üst düzey başka Rus yetkililerin bu suçlardan dolayı hesap vermesinin sağlanmasının uzun ve karmaşık bir süreç olduğunu söylüyor.
Savaş suçları yargılamalarında dava dosyası oluşturma kapsamında savcılar kurbanların nasıl öldüğünü belirlemek amacıyla adli tıp ve balistik delil topluyor. İnsanlığa karşı suç işlendiğini gösterebilmek için, savcıların sivillere yönelik yaygın ve sistematik saldırılar olduğunu kanıtlaması gerekiyor.
Stanford Üniversitesi Uluslararası ve Karşılaştırmalı Hukuk Programı Direktörü Allen Weiner, Ukrayna’da Rus kontrolundan çıkan bölgenin, uluslararası soruşturma ekiplerinin erişimine açılabileceğini söylüyor.
Maxar gibi özel uydu görüntüleme şirketlerinin sağladığı görüntülerden sokaktaki cansız bedenlerin bölgenin Rus kontrolunda bulunduğu döneme ait olduğunun anlaşıldığını söyleyen Weiner, suç işlendiğini göstermenin çok kolay olmadığını ama bunun aşılamaz bir zorluk olmadığını da belirtiyor.
Associated Press’e konuşan ve 2006-2009 yılları arasında ABD’nin Savaş Suçları temsilcisi olan hukukçu Clint Williamson da, “Başa sıkılan kurşun gibi infaz işaretleri taşıyan cesetlerin bulunmuş olması savaş suçları konusunda güçlü bir delil sunuyor. Kurbanlar elleri ve gözleri bağlı bir şekilde bulunduğunda ve işkence ya da cinsel saldırı işaretleri taşıdığında deliller daha da güçleniyor. Kurban ister sivil olsun ister esir alınan askeri bir personel, bu tür eylemler her şekilde yasak” diyor.
Merkezi Hollanda’nın Lahey kentinde bulunan Uluslararası Ceza Mahkemesi (ICC) Ukrayna’da yaşanan katliamlarla ilgili soruşturma başlattı. Ukraynalı savcılar da kendi cezai soruşturmalarını açtı.
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Nazi liderlerinin yargılandığı Nürnberg Mahkemesi, Sovyetler Birliği, ABD, Birleşik Krallık ve Fransa tarafından kurulmuştu. Rusya’nın Ukrayna’da “saldırı suçu” sebebiyle yargılanması için de Nürnberg benzeri özel bir mahkeme kurulması yönünde çağrılar artıyor.
Stanford Üniversitesi Uluslararası ve Karşılaştırmalı Hukuk Bölümü Direktörü Allen Weiner, Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi ve Ruanda soykırımı için kurulan Ruanda Uluslararası Ceza Mahkemesi gibi tarihten örneklere işaret ederek bunun ilkesel olarak mümkün olduğunu söylüyor. Ancak bunun tarihteki bu örneklerde olduğu gibi, Rusya’nın da daimi üye olduğu BM Güvenlik Konseyi üzerinden yapılamayacağını belirtiyor.
Weiner’in görüşleri ise özetle şöyle:
“Ülkelerin geçmişte antlaşma yoluyla değil ama BM Güvenlik Konseyi üzerinden biraraya gelerek Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi ya da Ruanda Uluslararası Ceza Mahkemesi gibi mahkemeler oluşturduklarını gördük. Ukrayna için de ülkelerin biraraya gelerek özel bir mahkeme kurabilecekleri mekanizmalar var. Ancak bu Ukrayna için Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde olduğu gibi BM Güvenlik Konseyi üzerinden yapılamaz. Rusya daimi üye olduğu için kararları engelleyebilir. Özel bir mahkemenin kurulması için Genel Kurul bir anlaşmaya varabilir belki ya da bazı ülkeler biraraya gelebilir.”.
Weiner Ukrayna’nın, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin ülkede işlendiğine ilişkin delillerin bulunduğu bazı suçlar konusunda yargı yetkisini tanıdığını; ancak Rusya ve Ukrayna’nın imzacı devlet olmamaları sebebiyle, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin saldırı suçundan yargılama yetkisi bulunmadığını vurguluyor.
Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenski’nin özel bir mahkeme kurulması çağrılarının arkasındaki sebeplerden birinin bu olabileceğini belirtiyor.
Bu tür yargılamalarda işlendiği iddia edilen suç ile bu suçtan sorumlu tutulan sivil ya da askeri bir lider arasındaki bağlantının kurulması için delil zinciri oluşturulması gerekiyor. Bu konuda en önemli unsur, suçun işlendiği zamanda sahada hangi askeri birliklerin ya da birimlerin olduğunun ve birimlerin kimin komutası altında olduğunun tespit edilmesi.
ABD Savunma Bakanlığı sözcüsü John Kirby bu hafta başında Pentagon’da düzenlenen basın toplantısında, Buça’da yaşananlardan Rus güçlerin sorumlu olduğunun aşikar olduğunu; ancak yaşananlar sırasında tam olarak hangi birimlerin orada olduğunu ya da bu grupların Çeçen ya da paralı asker olup olmadıklarını henüz bilmediklerini söyledi.
Stanford Üniversitesi Uluslararası Hukuk ve Karşılaştırmalı Hukuk bölümünden Allen Weiner, bunun belirlenmesinde katliamdan kurtulanların birimlerin nasıl bir üniforma giydiklerine ve nasıl bir arma taşıdıklarına ilişkin ifadelerinin önemli olacağına dikkat çekiyor.
Weiner, örneğin saf değiştiren bir Rus askerinin ya da emir komuta zincirini bilen bir savaş esirinin bölgede hangi Rus birimlerin faaliyette olduğunun belirlenmesine yardımcı olabileceğini söylüyor.
Bir yanıt yazın