Savaş karşıtlarının çoğalması ve ülkeden kaygı duyan Rus vatandaşları ülkelerini terk etmeye başladı. Ya da ülkeden ayrılmak için planlar yapanlar çoğaldı.
Ülke dışına çıkan Ruslar’ın çoğu, ülkelerinin komşu Ukrayna’yı işgaline karşı çıktıklarını gösterme ihtiyacı hissettikleri için sürgün hayatı yaşamayı tercih ettiklerini söyledi. Kimileriyse dünyanın geri kalanından büyük ölçüde tecrit edilen bir Rusya’da kalmaktan ya da Kremlin’in muhalif seslerin üzerine daha fazla gitmesiyle birlikte hapse girmekten korkuyor.
Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin, Ukrayna’nın işgal edilmesine karşı olan Ruslar’ı hedef alarak “hain” olarak tanımladığı bu kişilerin Rusya’dan temizlenmesi gerektiğini söyledi. Putin, aynı söylemi 22 yıl önce Çeçen isyancılar için de kullanmıştı.
Putin, “Ruslar her zaman gerçek vatanseverlerle hainleri ve alçakları birbirinden ayırır. Onları ağızlarına giren bir sinek gibi tükürüp kaldırımın üzerine atarlar” şeklinde konuştu.
Yaklaşık 200 bin Rus vatandaşının Rusya’yı terk ettiği tahmin ediliyor. Binlercesi daha ülkeden ayrılma planı yapıyor.
Ülkelerinden şimdiye kadar ayrılan Rus vatandaşları, havayolu şirketlerine uygulanan yasaklar nedeniyle erişmesi en kolay ülkeler olan Ermenistan, Gürcistan ve Türkiye’ye gitti. Rus vatandaşlarının bu üç ülkeye giriş yapmaları için vizeye de ihtiyaçları bulunmuyor.
Ukrayna saldırısı nedeniyle ülkelerini terk etmeyi seçen Ruslar, kendilerini siyasi mülteci olarak tanımlıyor.
Ancak Ruslar, Ukrayna’nın işgal edilmesine ve Putin’in politikalarına karşı çıkmalarına rağmen yurtdışında da düşmanca muamele gördüklerini söylüyor. Şikayetçi oldukları bir başka konu da içinde bulundukları zor durumun medya tarafından yeterince yansıtılmaması. Rusya’nın dünyanın geri kalanından tecrit edilmesinin kendilerini de kötü duruma düşürdüğünü söylüyorlar.
Bazı Rus mülteciler, içinde bulundukları durum nedeniyle kendilerini suçlu hissettiklerini dile getiriyor. Ailelerinden uzak kalmalarına, evlerini, işlerini ve kurdukları düzeni geride bırakmalarına rağmen insanların hayatlarını kaybettiği bir komşu ülkeyi işgal eden Rusya’nın vatandaşı olduklarının farkında olduklarını kaydediyorlar. Ancak yine de yüzlerine karşı düşmanlık yapılması nedeniyle şaşkınlık içinde olduklarını söylüyorlar.
Tiflis, İstanbul ve Erivan gibi kentlerdeki Rus düşmanlığının yanısıra Rus mülteciler, gündelik hayatlarını aksatan zorluklarla da karşı karşıya kaldıklarını hatırlatıyor.
Rus bankalarına ait kredi kartlarının işlememesi, kiralık konut ve iş bulmakta zorlanmaları ve rublenin değerinin düşmesi nedeniyle tasarruflarının yarı yarıya kayba uğraması, yurtdışına göçen Ruslar’ın karşılaştıkları zorluklardan bazıları. Telegram gibi sosyal medya platformlarında açılan çok sayıda sohbet kanalında Ruslar, birbirleriyle hayatlarını kolaylaştırabilecek bilgileri ve ipuçlarını paylaşıyor.
Yerleştikleri ülkelerde kendilerine yer edinmeye, yeni hayat şartlarına uyum sağlamaya çalışan Ruslar ayrıca anavatanlarının Ukrayna’ya saldırması nedeniyle suçluluk duyuyor ve kayıpların yasını tutuyor.
Seyahate getirilen kısıtlamalar nedeniyle ülkelerinden ayrılan Ruslar’ın sayısının azaldığı gözleniyor. Ancak Batılı ülkelerin uyguladığı yaptırımların yıkıcı etkileri, ifade özgürlüğünün giderek daha çok baskı altına alınması, savaşa karşı olmanın suç haline getirilmesi, iş kaybı ve yoksulluk riski, binlerce Rus vatandaşını ülkeden ayrılma planları yapmaya yönlendiriyor.
Batılı diplomatlar, Rusya’daki konsolosluklarının vize başvurusunda bulunan Rus vatandaşlarının akınına uğradığını kaydediyor. İsrail’in konsolosluklarında vize randevusu almak için bekleme süresi 8 aya kadar uzamış durumda.
Bir Rus siyasi aktivist, “Savaşı desteklemeyen Ruslar’ın çoğu için Rusya’da kalmak artık güvenli değil” diyor, ancak bu kadar çok Putin karşıtının Rusya’yı terk etmesinin ülke içindeki muhalefeti zayıflatmasından kaygılanıyor.