SON 75 YILDA ABD, DÜNYAYI BİR KUMAR SALONUNA VE ÜLKELERİDE KUMAR MASASINA ÇEVİRMEK İSTEDİ. Sefa Yürükel
Dünya’yı ikinci dünya savaşından beri kumar salonuna ve ülkeleride kumar masalarına çevirmeye çalışan ABD artık bunu yapamayacak.
Çünkü dünya değişiyor ve ABD eski gücüne sahip değil.
Çünkü ABD askeri operasyonlarımda, sitihbaratında ve ekonomisinde yavaş yavaş dökülüyor ve geriliyor.
Ve ABD’ye, artık ona eskiden ondan çok korkan ve korktuğu için de evet diyenler arasında bile bugün hayır diyenler çoğaldı.
Tabiki buna şunuda ilave etmekte yarar var: bu süre zarfında ABD, aynı zamanda dünyada en büyük günahları, uzay, savaş, doğa ve insanlık suçlarını işleyen büyük bir suçlu devlette oldu.
Ve tüm bunlara karşı oluşan fiili tepkiler ve alternatifler çok kutuplu dünya düzenlemesi İçin yapılan çabalar ve oluşumlar, ABD’nin küresel anlamda ağır ağır gerilemesini ve çöküşünü hızlandırdı.
Yaptığı işgal, medyasaş manüplasyonlar, darbeler, suikastler ve yaptırımlar geri tepiyor.
Beslediği ‘gizliden’ teröristleri artık gizleyemiyor ve ilişkiler açığa çıkmış ve düşmüş durumda.
ABD istihbari, teknolojik, finansal, psikolojik, askeri, ekonomik ve siyasi üstünlüğünü küresel anlamda bir ve bir çok alanda kaybetti.
Yada kaybediyor.
Rusya askeri ve Çin ise ekonomik alanda ABD’yi bir çok yerde safra gibi kenara atıyor.
Eskiden ABD ile dost geçinen ve neredeyse müstemleke gibi hareket eden, Türkiye, Suudi Arabistan, Pakistan, Filipinler, Afganistan, BAE ve Katar gibi ülkeler bile yavaş yavaş ABD ye alternatifler arıyor ve zincirlerini kırıyor.
Tüm bunların sonucu, artık dünya bir kumar salonu ve ülkelerde kumar masası olmaktan çıktığı gibi, kumar masası bizzat ABD’de eyaletler içinde ve üzerinde kuruluyor.
ABD’nin zaten ne yaoarsa yapsın yaptıkları bir domino etkisi gibi Afrika ve Güney Amerikada ki eski gücüde yavaş yavaş erimeye yüz tutmuş durumda.
ABD’nin eski güçü en güçlü olduğu her yer gibi, efsane gücü şu anda kendi ülkesinde bile bulunmuyor.
Sadece ABD’yi yaratan Batı Avrupa’da büyük oranda güçlü görünüyor.
Ama gelişmelerde gösteriyorki bu durumda geçici görünüyor.
Çünkü Avrupa’da Avrupacılık da yaylıyor, ülke ülke milliyetçilik de büyüyor.
Bu sürecin devam ettiğini her alanda, korumacılık olarak Asya, Afrika, Güney ve Orta Amerika ve ABD ile ilişkilerde değişik verilerde de görebiliyoruz.
Bu arada ABD’de ki Eyaletler arasında, içinde ve federal olarak iç çelişkiler günden güne artıyor.
Kendi içinde ABD için bugüne kadarki aşılamaz ve aşılmadık problemler ise çoğalıyor.
Bunların çoğu ABD halkına ve eyaletlere büyük ölçüde, evsizlik, işsizlik, eşitsizlik, ırkçılık ve şiddet olarak fiilen yansıyor.
Bu artan sorunlarını ABD, bugünkü sistemi çözemiyor.
Son Biden Trump karşılaşması, kapışması ve rekabeti ABD’nin nasıl bölündüğünü gösteriyor.
ABD’de ki bu iç bölünme süreç olarak hala devam ediyor.
Bu duruma görede sonuç olarak, mevcut ABD’yi, bir gün dağılmamak için ne kadar dayanacağını ve kendini kendi iç birliğinde tutmak için be kadar zorlanacağını, dünyada ki gerilemelerinin hangi kara sularına kadar olacağını, ekonomik, siyasi, askeri olarak hep beraber bekleyip göreceğiz.
Demem o ki, bu ABD için olan bir inişli çıkışlı süreçtir tabiki.
Ama ABD sistem olarak artık bunu durduracak güce sahip değil.
Onları karşılıksız olarak, 24 saat bastıkları dolar bile artık kurtaramayacağı bugünden belli olmaktadır.
Çünkü dijital devrim, artık dolar imparatorluğunun pabucunu dama atıyor.
ABD’nin 75 yıllık tehditleri kendisine geri dönüyor.
Ve bugün ABD yavaş yavaş gerilerken, kaybederken, yeni güçler ve kutuplar ortaya çıkarken ve yavaş yavaş yıkılırken, insanlık ve ülkeler olarak burada dikkat edimesi gereken en önemli şey ise, yeni bir ABD’nin de ne doğuda ne de batıda bir daha oluşmaması için, çaba göstermek ve uyanık olmak, uluslararası düzeni şartlara uygun hale getirmek gerekiyor.
Yani ABD’nin dünyayı bir kumar salonuna ve ülkeleride kumar masası çevirdiği yılların geçmesi, bir daha da bugüne kadar ABD’nin açtığı 75 yıllık acılara gözlerini insanlığın ders alıp, ABD’den hesap sorduktan sonra tamamen kapatılması için, yeni bir ABD’nin bir daha bu dünyada çıkmaması gerekiyor.
Bunun içinde her bireye, kuruma ve millete büyük iş düşüyor.
Her zaman olduğu gibi bağımsızlıkçılar:
Atatürk’le kalın
Cumhuriyetle kalın.
Hoşçakalın!
Sefa Yürükel
Bir yanıt yazın