14 MART TIP BAYRAMININ 112.YILDÖNÜMÜ KUTLU OLSUN…!
Mesleğin onurlu, kimliğine yabancılaşmamış üyelerinin bayramını kutlarım.
Gelecekte çağdaş sağlık hizmetlerinin yeniden yaşam bulacağına içtenlik ile inanıyoruz.
Sivas Kongresi’nde (4– 11 Eylül 1919 ) Tıbbiye 3.Sınıf öğrencisi Hikmet “Paşam ! Delegesi bulunduğum Tıbbiye, beni bağımsızlık için başlattığınız çalışmalara katılmak için gönderdi. Mandayı kabul edemeyiz. Eğer, Kongre böyle bir karar verirse, bütün gücümüzle karşı çıkacağız. Bu düşünceyi siz bile onaylamış olsanız, size de karşı çıkacağız. O zaman (Gazi Mustafa Kemal Paşayı) vatanımızın kurtarıcısı değil, batırıcısı sayacağız” sözleri nasıl unutturuldu, unutuldu!
***
Üç evladının da hekim olması için didinen babanın ölüm yatağının başucunda doktor evletlerinin biri bile yoksa eğer hazin sonucun iyi sorgulanması gerekir.
1960’lı yılların sonlarıydı. Ege Üniversitesi lojmanlarında komşumuz olan bir memur ailesi vardı. Onların ikisi kız, biri oğlan üç çocukları vardı. Zeki ve çalışkan çocuklardı. Önce en büyükleri olan oğlan, sonra da kızlar Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni bitirdiler. Hepimiz sevindik ve başarılarını takdir ettik. İlk doktorumuz kısa bir süre bir kasabada hükümet tabipliği yaptı. Kaç hasta muayene etti, kaç kişinin derdine çare buldu bilmiyorum. Bir süre uzmanlık sınavlarına hazırlık filan yaptı…. Derken kızlardan büyüğü olan doktor hanım İngilizce formun doldurulması için benden yardım istedi. Çocuk bakıcısı olarak Amerika’ya gitmek istiyordu. Önce caydırmaya çalıştım.
Bir süre sonra gitti Amerika’ya. Orada fark dersler verip hekimlik mi yaptı? Ne oldu? Bunu bilmiyorum. Sanıyorum onun yardımıyla peşinden ağabeyi de gitti Amerika’ya. Küçük kızları İngiltere’ye gitti. Orada bir İngiliz avukatla evlenmiş ve çocukları olmuş.
Bir gün Ege Üniversitesi Hastanesine gitmiştim. Komşumuzun hanımı ile karşılaştım. Üç doktorun annesi, elinde sağlık karnesi ile belki çocuklarından birinin sınıf arkadaşı olan bir doktora rastlarım da kolay muayenene olurum diye tanıdık birileri var mı diye çevresine bakınıyordu..
(Babaları) emekli oldu. Bir ara Ayvalık’ta bir pansiyon işlettiler ve birkaç gün konukları olduk…. Hanımı bir keresinde küçük kızını ve torunlarını görmek üzere İngiltere’ye gittiğini söyledi. Damat İngiliz, torunlar Türkçe bilmiyor, komşu hanım da İngilizce bilmiyor. Karşılıklı birbirine bakışarak, Tarzanca, ya da el kol hareketleriyle ne kadar anlaşırlarsa…
Arkadaşımız olan (babaları)nın vefat ettiğini öğrendik. Çok başarılı olan üç tane pırıl pırıl genç doktoru yetiştir. Son nefesini verirken yanında bir yudum su verecek birisi bile olmasın. Bence acıklı bir durumdur bu.
.Öğrenci başına düşen harcamalar (ADB Doları) | |||
Öğretim basamakları | Türkiye | Güney Kore | OECD Ortalaması |
İlköğretim | 2577 | 7395 | 8247 |
Ortaöğretim | 2904 | 8355 | 9518 |
Yüksek öğretim | 7779 | 9866 | 15028 |
Toplam harcama ($) | 68598 | 122196 | 161228 |
Toplam harcama (Tl) | 277822 | 494894 | 652973 |
Kaynak: Bayram Ali Eşiyok; Kore Nasıl Kalkındı? , HBT Akademi e- kitapları 3, s.90-92’deki verilerden hesaplanmıştır.
Not: İlköğretim 4 yıl, orta öğretim dört yıl, tıp fakültesi 6 yıl olarak hesaba katılmış ve 1 ABD doları 4,05 TL üzerinden hesaplanmıştır.
Tıp öğretiminin diğerlerinden daha pahalıya mal olduğu kuşkusuzdur. Hesaplamaya ailenin çocuğu yetiştirmek için katlandığı yeme, içme, giyim, barınma, sağlık, ulaşım v.b. masrafları dâhil değildir.(1 )
(1 )Alınınt : Prof. Dr. Cengiz Çakır- EĞİTİM VE TOPLUM-2018 yazısından