Ukrayna’ya saldıran Rusya’ya karşı Amerika ve Batı’nın ekonomik ambargo kapsamı her geçen gün genişliyor. Rusya da bu ambargoya karşı yeni hamleler peşinde.
Rus hükümeti telekomünikasyon, tıbbi malzeme, otomobil, tarım malzemesi, elektrik ve teknik ekipman ile diğer malzemelerin 2022 sonuna kadar ihracatını yasakladı. Moskova bunun Batı’nın yaptırımlarına misilleme olarak atılan bir adım olduğunu söyledi.
Toplamda 200 mal ve ürün ihracat yasak listesine eklendi. Bunlara, bunlara raylı sistem araçları, konteynerler, türbinler de dahil.
Rusya Ekonomi Bakanlığı bazı orman ve ahşap ürünlerinin ihracatının da yasaklandığını açıkladı ancak hangi ürünler olduğunu belirtmedi.
Bakanlıktan yapılan açıklamada ‘‘Bu önlemeler Rusya’ya uygulanan yaptırımlara karşı mantıklı bir karşılıktır’’ denildi ve ekonominin kilit sektörlerinin işleyişinin yaptırımlardan etkilenmemesinin hedeflendiği belirtildi.
Peugeot, Citroёn, Opel, Jeep, Fiat gibi otomobil markalarının Rusya’daki üreticisi Stellanis, Rusya’nın Ukrayna işgali öncesinde yerli yapım hafif ticari araçlarının Batı Avrupa’ya ihracatına başlamayı planlıyordu.
Rus Interfax haber ajansı, tasarı hakkında bilgi sahibi bir kaynağa atıfta bulunarak, Rusya’nın Avrasya Ekonomik Birliği’ne (AEB) tahıl ihracatını ve AEB dışında kalan ülkelere de şeker ihracatını, 15 Mart ile 31 Ağustos tarihleri arasında geçici olarak yasaklayabileceğini öne sürdü.
Avrasya Ekonomik Birliği; Ermenistan, Belarus, Kazakistan, Kırgızistan ve Rusya’dan oluşuyor.
Öte yandan bir diğer misilleme adımı ile Rusya, havayolu şirketlerinin kiraladığı 10 milyar dolar değerindeki uçakları geri vermesini önleyecek bir tasarı açıkladı.
Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinden sonra uygulanan yaptırımlar, finansal kiralama (leasing) şirketlerine Rus havayollarıyla anlaşmalarını feshetmeleri için 28 Mart’a kadar süre tanımıştı. Bu durum firmaların uçakları geri almaya çalışırken çok az başarılı olabildikleri bir sorun haline gelmişti.
Ulaştırma Bakanlığı’nın hazırladığı yasa tasarısında Rus havayolu şirketlerinin kira ücretlerini 2022 yılı boyunca ruble cinsinden ödemelerini öngörülüyor.
Kiralama yapan kurum sözleşmeyi feshederse, özel bir hükümet komisyonu uçağın iade edilip edilemeyeceğine veya Rusya’da kalması gerekip gerekmediğine karar verecek.
Ruble, Rusya’nın Ukrayna’ya 24 Şubat’ta asker göndermesinden bu yana yüzde 30 değer kaybetti.
Kira sözleşmeleri yaygın olarak ABD Doları ile yapılıyor. Merkezi İrlanda olan leasing endüstrisi, sık sık ABD Doları ile borç alıyor ve hava araçlarının ödemesini yapıyor.
Sözleşmelerin sonlanması durumunda uluslararası Cape Town Konvansiyonu kapsamında havayolu şirketlerinden uçakların teslim edilmesi istenebiliyor.
Yaptırımlar, çoğu uçağın ve parçalarının Rusya’ya tedarikini şimdiden durdurdu ve Rus havayolu şirketlerini, uçaklarına yabancı bankalar tarafından el konulacağı kaygısıyla, birçok uluslararası uçuşu iptal etmek zorunda bıraktı.
Soru şu:
ABD’nin Rus petrolü yasağı işe yarayacak mı?
Başkan Biden, Rusya’dan petrol, doğalgaz ve kömür ithalatını yasakladı. Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırılarını yoğunlaştırdığı, sivillerin öldüğü ve dev bir mülteci krizinin ortaya çıktığı bu dönemde Amerika’da siyasi yelpazenin farklı kesimlerinden yetkililer, Rus petrol ve doğalgaz ithalatını yasaklama çağrıları başlatmıştı. Bu yetkililere göre Rus enerji kaynaklarının ithalatına yasak getirmek, Moskova’nın geri çekilmesini sağlamanın en iyi, hatta tek yolu.
Amerika’nın Ukrayna’daki savaşı ve Moskova’nın Avrupa kıtasına yönelik tehditlerini durdurmayı amaçlayan Avrupalı müttefiklerinin de katılacağı tam bir ambargo, Rusya’ya karşı en etkili yaptırım olabilir. Ancak Avrupa ülkelerinin Rus enerji kaynaklarına uygulanacak tam bir ambargoya katılıp katılmayacağı bilinmiyor.
Amerika’nın tersine Avrupa, Rusya’dan ithal ettiği enerji kaynaklarına bağımlı. Amerika, Rusya’dan aldığı az miktarda yakıtı kolaylıkla başka kaynaklardan sağlayabilirken Avrupa için en azından yakın dönemde bunu başarmak mümkün değil.
Rus petrol ve doğalgaz ithalatını toptan yasaklamak ayrıca zaten hızla yükselen petrol ve benzin fiyatlarını hem Amerika hem de Avrupa’da daha da arttırabilir; tüketiciler, şirketler, mali piyasalar ve küresel ekonomi üzerinde daha büyük baskı oluşturabilir.