Dünya Kadınlar Günü, kadın hakları hareketinde odak noktasıdır. Birleşmiş Milletler tarafından tanımlanmış olarak her yıl 8 Mart’ta kutlanan uluslararası bir gündür. Bu günde kadınların siyasi ve sosyal bilincinin geliştirilmesine, ekonomik, siyasi ve sosyal başarılarının kutlanmaktadır. Türkiye’de ilk defa 1921 yılında “Emekçi Kadınlar Günü” olarak kutlanmaya başlanmış, 1975 yılında ve sonrasında yığınsal olarak kutlanmaya başlanmıştır. 1977 yılında Birleşmiş Milletler tarafından “8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” olarak kabul edilmiştir.
Başlangıcı, 8 Mart 1857 yılında Amerika’nın New York kentinde tekstil sektöründe çalışan yüzlerce kadının düşük ücretlerini, uzun çalışma saatlerini ve insanlık dışı çalışma şartlarını protesto etmesiyle başlamıştır. Bu süreçte çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda çoğu kadın 129 işçi hayatını kaybetmiştir. 52 yıl sonra 1910 yılında Kopenhag’da düzenlenen İkinci Sosyalist Enternasyonal’de Clara Zetkin’in önerisiyle kadın haklarının kazanılması ve mücadelesinin her yıl “Kadın Günü” olarak kutlanması kararlaştırılmıştır.
Birleşmiş Milletler, 8 Mart’ı “Dünya Kadın Günü” olarak kutlamaya başladıktan iki yıl sonra 1977 de, Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda 8 Mart, “Kadın Hakları Uluslararası Barış Günü” olarak kabul edilmiştir. Gerekçe olarak dünya barışının korunması, sosyal gelişim ve temel insan haklarının kullanılması için kadınların da eşitlik ve kendilerini geliştirmelerine imkan sağlama ihtiyacı idi.
8 Mart, kadın hakları açısından bugünlere nasıl gelindiğinin hatırlanmasını sağlayan özel bir gündür. Dünya genelinde kadın hakları alanında son yıllarda olumlu gelişmeler sağlansa da, kadınlar açısından bir çok sorun çözülememiştir. Dünyadaki en yoksul insanların büyük bir çoğunluğu (%70’i) kadındır. Dünyadaki eğitim almamış insanların büyük çoğunluğu, üçte ikisi kadınlardır.
1 Eylül 2021’de 23 ülkede Devlet veya Hükümet Başkanı olarak görev yapan 26 kadın vardır. Mevcut eğilimler aynı kalırsa, en üst makamlardaki cinsiyet eşitliği 130 yıl daha sağlanamayacaktır. 10 ülkede kadın Devlet Başkanları, 14 ülkede kadın Hükümet Başkanları bulunmaktadır. 14 ülkenin hükümetlerinde yüzde 50 veya daha fazla kadın bulunmaktadır.
1960’dan bu yana 76 kadın, kendi ülkelerinde önemli yönetici pozisyonlarındadır. 1960 yılında Bandaranaike‘nin seçilmesinden bu yana, yetkili pozisyonlardaki kadın sayısı, son 12 yılda meydana gelen hızlı artışla birlikte yükselmiştir. 2022 yılının başında kadınların yönettiği 14 ülke bulunmaktadır.
Parlamentonun tek veya alt meclislerinde sadece 4 ülkede yüzde 50 veya daha fazla kadın vardır. Ruanda (%61), Küba (%53), Bolivya ( %53) ve Birleşik Arap Emirlikleri (%50). Kotalar, kadınların siyasi temsilini genişletmek ve birçok ülkede siyasi katılımlarını hızlandırmak için etkili bir mekanizma olduğunu göstermiştir
Kadınlar, ABD’deki askerlikte aktif görev gücünün yüzde 14,4’nü (yaklaşık 200 bin) oluşturmaktadır. Yedek veya nöbette olanları da dahil ettiğimizde oran yüzde 17’ye ulaşmaktadır. Listede Türkiye alt sıralardadır
Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk, “Dünya yüzünde gördüğümüz her şey kadının eseridir” sözleriyle, toplum içinde kadınlara verdiği önemi her fırsatta dile getirmiştir. Gerçekleştirdiği reformlarla Türk kadınlarının hakları teslim etmiş, birçok Avrupa ülkesinden önce kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmesini sağlamıştır:
- Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürüklenmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.
- Dünyada her şey kadının eseridir. Kadınlarımız eğer milletin gerçek anası olmak istiyorlarsa, erkeklerimizden çok daha aydın ve faziletli olmaya çalışmalıdırlar.
- Milletimiz güçlü bir millet olmaya azmetmiştir. Bunun gereklerinden biri de kadınlarımızın her konuda yükselmelerini sağlamaktır. Bundan dolayı kadınlarımız ilim ve fen sahibi olacaklar ve erkeklerin geçtikleri bütün öğretim basamaklarından geçeceklerdir.
- Bir toplum, cinslerden yalnız birinin yüzyılımızın gerektirdiklerini elde etmesiyle yetinirse, o toplum yarı yarıya zayıflamış olur. Bizim toplumumuzun uğradığı başarısızlıkların sebebi, kadınlarımıza karşı ihmal ve kusurdur.
- Dünyada hiç bir milletin kadını, ‘Ben Anadolu kadınından fazla çalıştım. Milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar emek verdim’ diyemez!
- Kadınlarımız için asıl mücadele alanı, asıl zafer kazanılması gereken alan, biçim ve kılıkta başarıdan çok; ışıkla, bilgi ve kültürle, gerçek faziletle süslenip donanmaktır.
- Milletimiz güçlü bir millet olmaya azmetmiştir. Bunun gereklerinden biri de kadınlarımızın her konuda yükselmelerini sağlamaktır.
- Tarlalarda erkeklerle birlikte çalışan, kasabalarda pazar yerine giden, yumurta ve tavuğunu satan, ondan sonra kendisine gerekenleri bizzat satın alan, çalışmalarının hepsinde kocalarına yardımcı olan kadınlar!
Daha uygar ve sağlıklı bir toplum için kadınlara her zaman ihtiyaç vardır. Kadınlara verilmiş bu güzel güne saygı duymalı ve onları sadece bir günle değil, her zaman hatırlamalıyız.
Yazıları posta kutunda oku