6 Mart 1920 günü uçmağa varan Ömer Seyfettin Osmanlı’da Türkçe-Türklük bilincinin uyanış anıtlarından biridir
Ömer Seyfettin’in ile ilgili belgesel TRT Avaz ‘dan izlenebilir .(Video Süresi : 1:34 Sn.)
6 Mart1920 tarihinde,36 yaşında, uçmağa eren Ömer Seyfettin. Kaşağı öyküsüne “Ben Gönen’de doğdum” diye başlar. Gönen’de 13Mart1884’de doğmuş.1952’de ben de.
Türkçe ve Türklük bilincini oluşturma, geliştirmesinde büyük hizmetleri toplumsal bellekten silinmemeli.
Işık içinde olsun. 6 Mart 2022 Pazar
***
6 Mart1920’de şeker komasından öldüğünde, Türkçe veTürklük bilincinin uyanış abidelerinden Seyfettin TBMM’nin,23 Nisan 1920’de, Ankara’da açılışına göremez.
Diyabet, insülin henüz bilinmediğinden tabipler gibi o da şeker hastası olduğunu bilmiyordu. Yemek yiyemiyor, günden güne zayıflar. Onunla ilgilenen ise en yakın arkadaşı Ali Canip’tir. Ali Canip, Seyfettin’in yanına sık sık uğrar, yemesi için de kendi evinden yemek getirir.
Ömer Seyfettin 23 Şubat 1920’de şeker hastalığından dolayı, Haydarpaşa Hastanesi’ne kaldırılmış ve yaklaşık iki hafta sonra da 6 Mart 1920 günü 36 yaşında bu hastanede son nefesini verir.
Ölümünün ardından onun bedenini kadavra olarak kullanmak istenir. Çünkü ünlü yazarı hastanede kimse tanımaz. Bu yüzden de “sahipsiz bir mefta” olduğunu düşünülür.
Fotoğrafı gazetelerde yayımlandıktan sonra, Seyfettin’i tanıyanlar hastaneye koşup başı olmayan cesedi kurtarsalar da artık her şey için çok geçtir…
Arkadaşlarının, ölümünden sonradan haberdar olduğu Seyfettin’in cenazesi, Kuşdili’nde Mahmud Baba haziresinde toprağa verilir.
Ama ünlü yazarın cesedinin başına gelenler bu kadarla da sınırlı kalmaz. Kemikleri ölümünden 19 yıl sonra Asya’dan Avrupa’ya taşınır. Gerekçe ise, Mahmud Baba haziresinin üzerinden yol geçecek olmasıdır! Dikkat edin kara yolu geçecektir!
Bu yüzden Seyfettin’in mezarı,23 Ağustos 1939’da Zincirlikuyu Mezarlığı’na nakledilir.(1 )
Devrimci düşünür,asker,edip, öğretmen,gazeteci Ömer Seyfettin hakkında geniş bilgi için bağ(link)lardan edinilebiliri.
* Ö.Seyfettin’in “And”ı ( https://gercekedebiyat.com/akademik/omer-seyfeddinin-andi-fundagul-apak )
Ö. Seyfettin Halkçı Türkçenin Öncü Yazarı ( https://www.ankarahavadis.com.tr/omer-seyfettin-halkci-turkcenin-oncu-yazari-makale,12689.html )
Bir kısa öykü( anekdot ) : ‘İLİM BAŞKA, İRFAN BAŞKA… ÂRİF BAŞKA, ÂLİM BAŞKA’DIR.
Derin bilgisi ve çok okumasıyle şöhret almış bir muallim arkadaşı bir gün okulda Ömer Seyfettin’e: ‘Ömer Bey, ilim başka, irfan başka, diyorsunuz, ben buna pek akıl erdiremiyorum. Lûtfedin de şunu bana bir anlatın’ der.
Ömer Seyfettin, ‘Başkadır cancağızım, dedi, kızmazsanız bir misalle anlatayım. Meselâ siz çok okumuşsunuz, âlimsiniz, fakat ârif değilsiniz. Bizim serhademe okumamıştır, binâenaleyh âlim değildir, fakat âriftir.” der.
Muallim arkadaş biraz bozulur. Fakat Ömer Seyfettin darılacak bir insan olmadığı için renk vermedi. Herkesle berâber güler, geçer.
Sekiz on gün sonra muallimler odasına Ömer Seyfettin ‘Müjde, diyordu. Avusturya’dan ikiyüz vagon şeker geliyormuş… Şeker dehşetli ucuzlayacak.’ diyerek sevinçle muallimler odasına girer.
Ömer Seyfettin sık sık İttihat ve Terakkî Merkez-i Umûmî’sine gidip geldiği için bazı muallimlerle âlim denilen de havâdise inanır ve memnûniyet gösterir. Biraz sonra odaya giren ser hademeye aynı havâdisi tekrar eder. Fakat o pek seviniyor görünmez, terbiyeli bir tavırla: ‘İnanma beyim, yem borusudur bu. Avusturya bulsa şekeri kendi yer.’ deyiverir.
Ömer Seyfettin çocuk gibi ellerini çırparak alim ârkadaşına: ” Yalan mı söylemişim, cancağızım. Bak, siz bütün ilminize rağmen, bu havâdise inandınız. Fakat o yutmadı cancağızım. Çünkü onda ilim yok ama irfan var.” der. (2 )
(Ömer Seyfettin Halk tarafından çok sevilen Yörük Hoca’nın kızı Kezban’ın üzerinden haksızlıklar karşısında dik durmak,
boyun eğmemek gerektiği zalimler ne kadar güçlü olsa da hakkının aranması gerektiğini Yalnız Efe’de anlatır
( 1 ) Cesedi kadavra yapılmak istenen Ömer Seyfettin’in hazin hikayesi –
Sahipsiz Biri Gibi Ölen ve Cesedi Kadavra Yapılan Ünlü Yazarımız Ömer Seyfettin’in Hazin Hikayesi
(2 )Ö.Seyfeddin’in “And”ı
(3)Ö. Seyfettin Halkçı Türkçenin Öncü Yazarı