SAYIN KILIÇDAROĞLU, 28 ŞUBAT KARARLARININ CHP İLE NE İLGİSİ VAR VE BU MADDELERDEN HANGİSİ SİZİ RAHATSIZ EDİYOR?..
Prof. Dr. Süleyman Çelik (scelik44@gmail.com)
Sayın Kılıçdaroğlu, 28 Şubat’ın yıldönümünde, 28 Şubat Milli Güvenlik Kurulu (MGK) kararlarını eleştirdiniz ve mağdurları olduğu iddia edilen kişilerden özür dileyerek helallik istediniz…
Sözünü ettiğiniz ve aşağıda yazılı olan 28 Şubat kararlarının altında, aynı gün “Ortak Mutabakat Metni” imzaladığınız bir parti liderinin İçişleri Bakanı olarak, başka bir parti liderinin de öncülünün (selefinin) Başbakan olarak imzaları var. Eğer bu kararlar dolayısıyla özür dilenecekse, onların dilemeleri gerekirdi. Onlar özür dilemedikleri halde siz neden özür diliyorsunuz?
Sizin bu kararlarla ne ilginiz var?
Öncüllerin adına özür diledin desek, bu kararları alan MGK’da ve bu kararları uygulayan Hükümette, günümüzde Genel Başkanı olduğun CHP’li tek bir kişi yoktu…
Zamanın Başbakanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan siyasal İslamcı, ama aynı zamanda millici ve Haçlı emperyalizmine karşıydı. Bizim mandacı dediğimiz AB-D’ci liboşlara o, “Batı Kulüpçü” der, dalga geçerdi. Ulusal sanayiden yanaydı. Sürekli yeni fabrikalar, hatta “fabrika yapan fabrikalar” kurmak isterdi…
Türkiye için “Kemalist Cumhuriyet” yerine “Ilımlı İslam Cumhuriyeti” isteyen Amerika‘nın, bu duruşu nedeniyle Erbakan’ı da istemediği, öne sürülüyordu. 1996 yılında, CIA’nın yan kuruluşu olan Rand Corporation tarafından yayımlanan bir raporda, “Türkiye’de Recep Tayyip Erdoğan’ın Başbakan, Abdullah Gül’ün Dışişleri Bakanı olacağı bir iktidardan” söz ediliyordu. O yıllarda, “Yabancı Basın Mensuplarıyla İlişkileri” yürüten Banu Avar, Amerikan ve İngiliz basın ajanslarının sürekli kendisinden, “Erdoğan ve Gül’den randevu almasını istediklerini” bildirmektedir.
Buradan hareketle,”28 Şubat kararlarının arkasında, Erbakan’ı düşürüp, yerine “Erdoğan- Gül” ikilisini getirmek isteyen Amerika‘nın bulunduğunu” öne sürenler de vardır…
Zamanın CHP lideri Deniz Baykal, Erdoğan’ın siyaset yapmasıyla ilgili yasakların kaldırılmasına yardımcı oldu. Ancak daha sonra Amerika’nın Türkiye üzerinden Irak’a saldırmasıyla ilgili 1 Mart (2003) Teskeresine ve TSK’nın çökertilmesi/ ulusalcı hareketin ezilmesiyle ilgili Ergenekon ile Balyoz kumpaslarına karşı çıkması nedeniyle AB-D tarafından üstü çizildi. Bunun üzerine “Baykal’ın bir kaset operasyonu ile düşürülüp sizin, NED* üzerinden CIA ile bağlantılı olan Soros tarafından CHP’nin başına getirildiğiniz” öne sürülüyor!..
Yoksa siz, 28 Şubat kararlarının arkasında olduğu düşünülen Amerika adına mı özür diliyorsunuz?..
Sayın Kılıçdaroğlu günümüzde, aşağıda görülen 28 Şubat kararlarının tam tersi bir durum var.
Her ne kadar siz, “laiklik tehlikede değil” deseniz de bugün artık laiklik yok: ülke naslarla yönetiliyor!..
8 yıllık eğitimi bırakın, her tarafı tarikat okulları, yurtları, medreseler, hatta sıbyan mektepleri sardı; yetmedi, üniversiteler medreseleşti…
Özel üniformalı korumaların kaldırılması bir yana, özel üniformalı milis güçleri oluşturuldu; hem de Ordu’dan atılanlar tarafından…
Atatürk karşıtı suçların cezalandırılmasını bırakın, artık Atatürk’e devletin önünde, devlet görevlileri tarafından küfür ediliyor!..
Mutlu musunuz Kılıçdaroğlu?
————————————-
*NED: National Endowment for Democracy: Amerika’nın çıkarı için çalışan yurt içindeki ve dışındaki dernek ve vakıflara para sağlayan üst çatı örgütü. Amaç CIA’nın işin içinde olmadığını göstermek. Oysa NED, doğrudan CIA güdümünde çalışmakta. Bu konuda, Mustafa Yıldırım‘ın “Sivil Örümceğin Ağında” kitabından ayrıntılı bilgi edinebilirsiniz.
Bir yanıt yazın