TÜRKİYE’DE YAŞAYAN UYGUR TÜRKLERİNİN VATANDAŞLIK BAŞVURULARI REDDEDİLİYOR – TÜM HABERLER .COM / TURKISHFORUM – ABDULLAH TÜRER YENER
Resmi açıklamalara göre Türkiye’de yaklaşık 30 bin Doğu Türkistanlı sığınmacı yaşıyor. Son 20 yıl içerisinde bu Uygur sığınmacılardan yaklaşık 6 bin kişiye Vatandaşlık verildi. Geriye kalan 24 bin kişinin büyük bir bölümü süresiz oturma veya insanı İkamet(3.bir ülkeye gidene kadar geçici ) belgeleri ile yaşıyorlar. Sürekli Oturma izni olanlardan bazılarının bu belgelerinin iptal edildiği yolunda şikayetler var. Uygurların vatandaşlık ve oturma izni başvurularının yıllarca sürüncemede bırakılarak sonuçlandırılmaması nedeniyle çok sayıda mağdur oluştuğu belirtildi. Ülkelerine geri döndüklerinde benzerleri gibi Çin Toplama Kamplarına atılmak, hapsedilmek veya idam cezası ile karşı karşıya kalmak gibi can güvenliklerine ciddi tehdit oluşturan sebepleri var. Çin Diplomatik Temsilcilikleri pasaportlarının süresi biten Uygurların pasaportlarını yenileme taleplerini reddediyor ve ülkelerine geri dönmelerini kabul ettikleri takdirde tek yön kullanımlı Seyahat(Lasse Passe)belgesi verebileceklerini belirtiyorlar. Binlerce Doğu Türkistanlı şu anda kimliksiz ve mağdur durumdalar. Mağdur durumdaki Uygur Türkleri baskı ve zulümden uzak ve temel insanı haklarına sahip olarak yaşayabilmek için büyük umutlarla geldikleri Türkiye’de yaşadıkları hayal kırıklıklarını ve sorunlarını anlattılar.
Türkiye, Uygurların vatandaşlık başvurularını reddediyor
UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ(UYHAM)
Serbestiyet haber sitesinden Erkan Onur’un haberine göre, İki yıl önce istisnai vatandaşlık başvurusu yapan binlerce Uygurun vatandaşlık başvuruları ya reddedildi ya da hâlen sonuçlandırılmadı. Başvuruların reddedilmesi gerekçe olarak, “Milli güvenlik bakımından engel teşkil edebilecek bir hali bulunması” ve “kamu düzeni bakımından engel teşkil edebilecek bir hali bulunması” maddeleri yer alıyor. Ülkelerine geri dönemeyen ve pasaportları yenilenmeyen mağdur Uygurlar, büyük umutlarla geldikleri Türkiye’de yaşadıkları hayal kırıklıklarını gazeteci Onur Erkan’a anlattı. Edinilen bilgilere göre, 2020’de bazı Uygur dernekleri, Türkiye’de yaşayan ama Türkiye vatandaşlığı olmayan Uygurlara istisnai vatandaşlık verileceğini duyurdu. 16 bine yakın Uygur, hükümete yakınlığıyla bilinen derneklerin yaptığı çağrıyla istisnai vatandaşlık için başvurdu.
TÜRKİYE’DEKİ UYGURLARIN “VATANDAŞLIK ÇİLESİ
Anadolu Ajansı, Aralık 2021’de, 2002’den 2021 Aralık’ına kadar 5 bin 836 Uygur’un istisnai işlemde yararlanarak vatandaşlık aldığını haberleştirdi. Başvuru yapanların bir kısmının başvurusu ya reddedildi ya da şimdiye kadar cevaplandırılmadı. Reddedilenlerin önemli bir kısmına ret gerekçesi olarak “milli güvenlik bakımından engel teşkil edebilecek bir hali bulunması” ve “kamu düzeni bakımından engel teşkil edebilecek bir hali bulunması” maddeleri gösterildi. Pek çok Uygur, sosyal medyada vatandaşlık başvurularının reddedildiğini ya da henüz sonuçlandırılmadığını duyuran mesajlar paylaştı. Serbestiyet sitesinde gazeteci Onur Erkan tarafından hazırlanan haberde, vatandaşlık başvurusu bu gerekçelerle reddedilen birisi Hollanda’ya sığınan iki kişi ile henüz başvurusuyla ilgili bir sonuç alamayan bir doktora öğrencisi Uygur Türkü kızın açıklamaları yer aldı.
AMİNE VAHİT : TÜRKİYE’DE ASKER OLMAK İSTEYEN OĞLUMA VATANDAŞLIK VERİLMEDİ
2 çocuğuyla birlikte 2015’ten beri Türkiye’de yaşayan Amine Vahit, kendisi ve 17 yaşındaki oğlunun vatandaşlık başvurularının standart gerekçelerle reddedilmesini şöyle anlatıyor: “2015’te iki çocuğumla birlikte, onların eğitimi için Türkiye’ye geldim. O tarihte Doğu Türkistan’a gidiş geliş olsa da çocuklarım anadilinde eğitim alamayacaktı. Ben 2017 Nisan ayına kadar işlerimın takibi için gidip gelmeye devam edebildim. O zamanlar gidebiliyorduk ama Türkiye’de yaşasak da hep Çin’in kurallarına göre hayatımıza devam ettik . Sosyal medya kullanmadık, siyasi ortamlara girmedik. O dönem de Çin aleyhinde protestolar oluyordu, onlara da hiç katılmadık. 2017’den sonra Doğu Türkistan’da durum kötüleşince Türkiye’de temelli kalmaya karar verdik ve süresiz uzun dönem ikamet izni aldık. 2020’de Türkiye’de yaşadığımızdan 5 yıl geçtiği için vatandaşlığa geçme başvurusu yapmak istedim ama uzun dönem ikameti 2017’de aldığımız için o tarihten itibaren 5 yılın dolması gerektiği söylendi. O dönem Uygurlara istisnai vatandaşlık verileceği duyuruldu ve Uygur derneklerinde başvurular için kayıtlar alınmaya başlandı. 2020 başında evraklarımı derneğe teslim ettim. 2020 Aralık ayında Nüfus Müdürlüğü’nden arandım ve giderek kendim ve büyük oğlumun evraklarımı teslim ettim. Küçük oğlumun başvurusu için Pekin’den eşimin vefatıyla ilgili alınması gereken bir onay belgesi talep edildi. İstenilen bu belgeyi da alamadığımızdan , onun için tekrar başvuru yapamadık.
Ekim/2021 ayında başvurumuzun sonuçlandığı mesajı geldi. Nüfus Müdürlüğü’ne gittiğimde başvurunun reddedildiğini söylediler. Hem benim hem 17 yaşındaki oğlumun ret gerekçesi olarak, milli güvenlik bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunması ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunması maddeleri gösterilmiş. Oğlum vatandaşlık almayı büyük bir umut ve hevesle bekliyordu. Vatandaş olunca her Türk gibi ben de Türk Ordusunda askerlik görevimi yapacağım diyordu. Türkiye’ye asker olmak isteyen oğluma vatandaşlık bile verilmedi. Ben 2017 sonrası dönemde oradaki yakınlarıma ulaşabilmek için Çin Konsolosluğu önündeki eylemlere katıldım. Ama oğlum bu eylemlere hiç katılmadı. Oğlum okul ev arası yaşayan bir çocuk. Ona bile milli güvenliğe ve kamu düzenine tehdit maddesi neden işleniyor? Oğlum geçen sene üniversite sınavına girdikten sonra bu karar geldi. Psikolojisi çok bozuldu. Çok büyük hayal kırıklığına uğradı. Artık oğlum Avrupa’ya gitmek istiyor. Türkiye’nin kendisini dışladığını, sevmediğini düşünüyor. Burada kendisini güvende hissetmediğini söylüyor. Anne Türkiye, bizi Çin’e teslim eder mi’ diye soruyor. ‘Öyle olursa ne yapacağız. Artık buradan gidelim’ diyor. Eskiden bunları hiç sormazdı ve böyle kaygıları de yoktu.”
Alimcan Turdi 15 Temmuz darbe girişimine karşı Atatürk Havaalanı girişinde Tanklara karşı eylemde
15 TEMMUZ’DA TANKLARIN KARŞISINA ÇIKTIM, VATANDAŞLIK BAŞVURUM MİLLİ GÜVENLİĞİ TEHDİTTEN REDDEDİLDİ”
Kendisini Türkiye sevdalısı olarak tanımlayan bir başka Uygur Türkü olan Alimcan Turdi, başvurusu normal bir şekilde reddedilseydi üzülmeyeceğini, ama milli güvenliği tehdit etmek suçlamasını kabul edemediğini ve çok sevdiği Türkiye’den ayrılmak zorunda kaldığını ifade etti. Turdi’nin açıklamaları şöyle: “Türkiye’ye 2013 yılında çocuklarımın eğitimi için geldim. 2013-2017 arasında Türkiye’den Çin’e pek çok farklı Türk ürünlerinin ihracatını yaptım. 2017’de Çin’in Uygurları toplama kamplarına atmaya başladığı dönem ilk önce işlerim durdu. Orada iş yaptığım arkadaşlar kamplara alındı. Sonra annem, kardeşlerim, akrabalarım, arkadaşlarım, irtibatta olduğum herkes içeri alındı. Dışarıda kalanlar da ‘Bizimle irtibat kurma, sen aradıkça burada zor duruma düşüyoruz’ dediler. Mecburen beni her yerden engellediler, tüm irtibatım kesildi. 5 seneden fazla zamandır ailemden haber alamıyorum. Neredeler, ne yapıyorlar bilmiyorum. Bir süre eğer konuşursak durumları daha kötü hale sokabiliriz kaygısıyla suskun kaldık. 5 seneden fazla zamandır ailemden haber alamıyorum. Neredeler, ne yapıyorlar bilmiyorum. Bir süre eğer konuşursak durumları daha kötü hale sokabiliriz kaygısıyla, durumların düzelmesini bekledim. 2019’da ailemden herkesin Kamplarda veya hapiste olduklarını öğrendim ve o zamandan sonra da ailem için elimden geleni yapmaya konuşmaya karar verdim. Benim durumumda olan arkadaşlarla birlikte Kamp Mağdurları Platformu adıyla ailemize ulaşabilmekten ibaret olan talebimizi duyurmak ve orada yaşananlara dikkat çekebilmek için etkinlikler düzenlemeye başladık. Meydanlarda bilgilendirici el ilanları dağıttık, pankartlarla farkındalık yaratmaya çalıştık. Basın açıklamaları yaptık, medya kuruluşlarına konuştuk, sosyal medya kampanyaları yaptık. Devlet kurumlarına başvurular yaptık. STK’larla görüştük, kimileriyle ortak etkinlikler düzenledik. 2020’de 7 yıldır yaşadığım Türkiye’nin vatandaşlığına başvuru yaptım. 2021 Ekim ayında vatandaşlık başvurum reddedildi. Başvurum normal reddedilseydi üzülmeyecektim ama benim kabul edemeyeceğim iki madde sunularak reddedildi: Milli güvenlik bakımından engel teşkilMilli güvenlik bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunması ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunması. Bunlar benim kabul edebileceğim şeyler değil. Türkiye Cumhuriyeti’ni çok seven bir insanım. 15 Temmuz 2016’da tankların karşısına çıktım. Türkiye’yi sevmesem, Türk halkını sevmesem o gece sokaklara çıkar mıydım? Ben Türk milletine, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne olan sevgimden o gece sokaklara çıktım, darbeye karşı durdum. Artık Türkiye’den ayrılmaya mecbur kaldım. 2 ay önce Hollanda’ya mülteci olarak geldim. Burada çok sevdiğim Türkiye’den uzak yeni bir başlangıç yapacağız.
HEM KENDİME HEM TÜRKİYE’YE FAYDALI OLABİLECEĞİMİ DÜŞÜNEREK, ÇOK BÜYÜK UMUTLARLA TÜRKİYE’YE GELMİŞTİM”
Vatandaşlık başvurusuna henüz bir yanıt alamadığını söyleyen doktora öğrencisi Rabigül Hacimuhammed; kendisi gibi, Çin’deki kamplara alınan yakınlarıyla ilgili aktiviteler yapan Uygurların başvurularının askıya alındığıyla ilgili duyumlar aldıklarını söylüyor:
” Türkiye’ye 2016’da doktora eğitimi için geldim. Çin’de Uygur Dili üzerine lisans ve yüksek lisans eğitimi aldım. Türkiye’den burs kazanarak başladığım doktora eğitimimi sürdürüyorum. Türkiye’yi tercih etmemin bir nedeni Türkiye’nin Türkoloji çalışmaları açısından çok iyi bir yere sahip olması hem de dil ve kültür açısından hiç yabancılık çekmeyeceğim bir yer olmasıydı. Türkiye’ye sevinç içinde, çok büyük umutlarla geldim. 2017’de annem, babam ve kardeşim toplama kampına alındı. 2020’ye kadar ailemin kampa alınmasıyla ilgili medyaya konuşmadım, sosyal medyada paylaşım da yapmadım. Ben burada açıklamalar yaparsam kampa alınmayan diğer kardeşlerimin başına bir şey gelebilir düşüncesiyle sessiz kalmak zorunda kaldım.
2019’da Çin’in verdiği pasaportumun süresi dolacağı için Çin Büyükelçiliği’ne başvuru yaptım ama sadece Çin’e giriş yapabileceğim bir seyahat pasaportu verdiler. Yeniden başvuru yaptım ve beklemeye başladım. Kasım/2020’de ilk kez ailemin başına gelenleri anlatan bir tanıklık videosunu sosyal medyada paylaştım. Video sosyal medyada yayıldıktan sonra Çin Büyükelçiliği’nden arayarak yanlış yaptığımı ve bu yüzden pasaport alamayacağımı söylediler.
Bundan önce 2020’nin Haziran’ında istisnai vatandaşlık için evraklarımı göndermiştim. Evraklarımızın bilinen nüfuzlu birileri tarafından İçişleri Bakanlığı’na elden teslim edildiği için çok umutluydum. O zamandan bu yana henüz haber gelmedi. Ama duyduğumuza göre, benim gibi kampa alınan aileleriyle ilgili açıklamalar yapan bazı Uygurların adı başvuru listesinde askıya alınmış. Bizimle aynı sırada vatandaşlık başvurusu yapan birçok kişi vatandaşlık aldı. Bizim ailemiz için sosyal medyada yaptığımız aktivitelerin sadece Çin’i rahatsız etmediği, aynı zamanda vatandaşlık başvurularımızın da reddedilmesine neden olduğu kanaatine böylece varmış oldum.
Çok güzel hedeflerle ve çok büyük hayallerle Türkiye’ye gelmiştim. Hem kendim için hem Türkiye ve Türk Milleti için bu alanda çok güzel çalışmalar yapmayı istiyordum. Vatandaşlık meselesi benim için çok büyük engel oldu. Elimde sadece Türkiye İçişleri Bakanlığı tarafından verilen süresiz (uzun dönem) ikamet belgesiyle Türkiye’de kalıyorum. Türkiye’de yasadışı bulunmadığımı kanıtlayan tek belge uzun dönem ikamet. Onunla da bir şey yapamıyorum. Üniversitede akademik çalışma yapabilmek için bir belgeye, Pasaporta ihtiyacım var. Çin bana bunu vermedi ve bundan sonra da asla vermeyecek. Tek Umudum Türkiye’den vatandaşlık almaktı. Bununla ilgili bir gelişme yok ve olumlu bir haber de alamıyorum. Son zamanlarda Türkiye’de yaşayan Uygurlardan uzun dönem ikameti iptal edilenler olduğunu da duyuyorum ve korkuyorum. Acaba benim uzun süreli ikamet belgem de iptal edilir mi? çok korkuyorum. Umarım öyle bir şey olmaz.
Kaynak Linki =
Yazıları posta kutunda oku