Site icon Turkish Forum

Politikacı, Önce İnsan olmalı; Yüreğine Kin, Nefret Tohumları Ekmemeli…

Politikacı, önce insan olmalı… - ali eralp
Politikacı, önce insan olmalı… - IMG 20170622 111622 1

Politikacı, önce insan olmalı…

Kurdu – Kuşu, kediyi – köpeği, doğayı, insanları ayrım yapmadan sevmeli…

Mal – mülk, servet, rant uğruna zümrüt ormanları, tarlaları, bağı – bahçeyi, vatanı müteahhitlere ve eşe dosta peşkeş çekmemeli.

Doğanın yapısını ve düzenini bozmamalı.

Din sömürüsü ve yalan yanlış bilgilerle halkını, toplumu kandırmamalı.

Yerini sağlamlaştırmak için Eğitimsiz, saf insanlardan gerçekleri gizlememeli…

Toplum içinde başı dik, yüzü ak; korkmadan, utanmadan gezebilmeli.

Müslüman’ı, Hıristiyan’ı, Kürdü, Türk’ü, Aleviyi Sünni’yi herkesi kucaklamalı…

Politikacı, bunlardan birisini uygulamadığı zaman, ağzıyla kuş tutsa, halkın dostu olamaz. Halkın kurtarıcısı olamaz…

O, olsa olsa, bir avuç yandaşın, bir avuç patronun, beyin, ağanın politikacısı olur.

Politikacı, halkının mutluluğunu sağlamak istiyorsa eğer, Atatürk gibi kişilikli, dürüst, özü sözü bir olmalı…

Halkı aç, susuz, ucuz ekmek kuyruklarında çile çekerken, kendisi köşklerde, konaklarda, saraylarda keyif çatmamalı…

Fabrika satan değil, fabrika kuran olmalı. Tarımı, sanayi geliştirip halkının bolluk, mutluluk içinde yaşamasını sağlamalı.

Ülkeyi zam yaparak, vergileri artırarak değil, üretim yaparak yönetmeli.

Yolları, köprüleri, elektriği, gazı, petrolü özelleştirip, bir avuç holdingi zenginleştirmemeli.

Ekonomiyi önce krize sokup sonra da kredi bulmak için kapı kapı dolaşmamalı…

Düzenini devam ettirmek için yasa dışı yöntemlere asla başvurmamalı.

Sürekli tehditlerle, şantajlarla, baskılarla korku imparatorluğu kurmamalı.

SÖZÜN ÖZÜ ŞU:

Diktatörler sevginin ne olduğunu bilmez.

Dert, sıkıntı, acı, çekmenin, yoksulluğa düşmenin, evine ekmek götürememenin ne olduğunu bilmez…

İnsanları mutlu etme düşüncesi ona çok uzaktır. Yabancıdır.  Yardımlaşmayı, bölüşmeyi, paylaşmayı bilmez.

Kadın hakları, eşitlik, özgürlük onun sorunu değildir. Kitabında yazmaz.

Onun bir tek hedefi vardır; koltuğunu, iktidarını, çevresini, yakınlarını, yandaşlarını, çoluğunu çocuğunu korumak; onları servet sahibi yapmak…

Bu hedefe ulaşmak için elinden geleni ardına koymaz…

Su gibi yalan söyler. Bugün ak dediğine yarın kara der.

Ama bir parça olsun yüzü kızarmaz.

Çünkü utanma duygusunu yitirmiştir.

Hak, hukuk, adalet tanımaz. Mahkemelerden dilediği kararları çıkartır.

Medyayı, emniyeti, iş adamlarını, akademik kurumları kendisine bağlar.

Onlar diktatörün emir erleri, kurşun askerleri gibi hareket ederler. Ne derse, ne isterse, ne emrederse onu yaparlar.

Çünkü onlarda da utanma, sıkılma duygusu kalmamıştır.

Onun yolundan gitmeyenler, ona karşı çıkanlar, yaptıklarını eleştirenler ise cezalandırılır, dört duvar arasına, hücrelere atılırlar.

Her şeyi en iyi diktatör bilir. Her konuda bilgi, tecrübe sahibi, uzmandır. Her konuda bilgisi vardır. Her konuda konuşur…

Kendisine karşı çıkanları, eylemlerini, düşüncelerini eleştirenleri vatan haini ilan eder.

Kendisini topluma ilahi bir güç, kutsal bir varlıkmış gibi tanıtır.

Çevresine topladığı din adamları ile halkı yönlendirmeye, etkilemeye, beyinlerini şekillendirmeye çalışır.

Ama çok korkar. Gölgesinden bile korkar.

Her şeyden, herkesten, uçan kuştan bile korkar… Çünkü halkına ve insanlarına uyguladığı zulmün, baskının bilincindedir… Farkındadır…

İnsanların nasıl bir bataklıkta yaşadığını, nasıl bir acı çektiğini bilir. Bu yüzden bir koruma ordusu ile gezer…

Yazarları, çizerleri takip ettirir. Düzmece raporlarla, suçlarla zindanlara attırır.

Ama tarih gerçekçidir… Tarih acımasızdır… Tarih affetmez… Yanılmaz.

“Güç bende… Dilediğimi yaparım. Kanun benim… İstersem asarım, istersem keserim” diyen, nice krallar, prensler, sultanlar, padişahlar halkına hükmettiğini sanırken; saraylarının enkazı altında kaldılar…

Bugün ne Hitlerler, ne Mussoliniler ne de Evrenler iyilikle anılmaktadırlar ve sonsuza dek lanetleneceklerdir.

(alieralp37@gmail.com)

Exit mobile version