Site icon Turkish Forum

İMAMOĞLU OPERATİF AJANLIĞI LEGALLEŞTİRMEK İÇİN İCAT EDİLEN BİR EMPERYALİST PROJEMİDİR?

Türkiye’de İmamoğlu ile ilgili son günlerdeki gelişmelerden de görülüyorki, hemen hemen hiç durmadan yaptığı faliyetlerle, artık bir ABD ve İngiliz ortak projesi olduğu tescillenen yeni siyasi Pinokyo İmamoğlu, her geçen gün kendini, şımarıkça ve açıkça ifşa etmeye devam etmektedir. - sefayurukel

Türkiye’de İmamoğlu ile ilgili son günlerdeki gelişmelerden de görülüyorki, hemen hemen hiç durmadan yaptığı faliyetlerle, artık bir ABD ve İngiliz ortak projesi olduğu tescillenen yeni siyasi Pinokyo İmamoğlu, her geçen gün kendini, şımarıkça ve açıkça ifşa etmeye devam etmektedir.

Bu siyasi Pinokyo faliyetlerinde , sık sık Türk basınında da yer aldığı gibi, hemde Türk Devlet ve Milletine karşı göstere göstere, yabancı üst düzey misyon şefleri ile kayıtsız kuyutsuz işlere girmektedir.

Birde tüm bunlar yetmemiş gibi, İngiliz dış istihbarar teşkilatı MI6 şefi Richard Moore ile yazışmakta ve ona samimi tebrikler göndermektedir. Bunu da korkusuzca twitter hesabından da yayınlamaktadır.

Burada akla gelen soru ise şudur;

Başka devletler bu gibi bir duruma asla izin vermeyeceği halde, Türk Devlet’i buna neden izin vermektedir?
Türk Devleti, ne zaman İBBB’nın bir emperyalist faliyet için üs olmasına izin vermeyecektir?
Bu faliyetin Cezasını ne zaman kesecektir?

Çünkü bu durum dünyada asla olmayan eşsiz bir durumdur.

Türk Tarihinde ise bunu hep katıksız hainler ve ajanlar yapmıştır.
Türk devlet töresincede bunun cezası net olarak her zaman kesilmiştir ve bellidir…!!

İmamoğlu’nun her hareketinin, bu anlamda her yanından sapır sapır, açık açık, siyasi abisi Abdullah Gül’de olduğu gibi, artık Türkiye’de yaptırım da olmadığı için, normalleşmiş yeni bir tür ajanlık dökülmektedir.

İmamoğlu her hareketinde, basınıda kullanarak, kendisine yaptırılan psikolojik bir harp sanatıyla, ihanetin de bir şekilde reklamını yaparak, işbirlikçiliği (ihaneti) Türkiye’de ki faliyetleri ile normalleştirmeye çalışmaktadır.
Bu normalleştirme usulü ise, herkes tarafındanda iyi bilinmelidirki bir işgal edilmek ve ele geçirilmek istenen bir ülkede yukarıdakileri ele geçirerek yada o konuma getirerek yapılan tanıdık bir emperyalist savaş ve ajanlık modelidir.

Yani İmamoğlu’nun kişiliğinde görülen, bu tip bir hareket tarzı, esasında İmamoğlu’nun ipini elinde tutanların İhaneti bir çeşit, her anlamda Türkiye’de legalleştirmeye dönük olarak bütün satıha yaymanın da bir stratejisi olarak görülmelidir.

Bu durum Türkler tarafından da kuşkusuz olarak böyle ele alınmalıdır. Aksi taktirde ise Millet içinde bu konuda oluşan gaflet, ilerde Emperyalistlerin hedeflediği gibi yaygın bir ihanete de dönüşebilir.

İmamoğlu örneği, ABD ve Ingiltere ile her girilen ve her kayıtsız olan sıra dışı münasebette, ihanet görevinin nasıl yapıldığının gün be gün ortaya döküldüğü ve Emperyalistlerle girilen ilişki şekliyle de kamuoyunun bundan nasıl etkilediğini açıkça ve sırıtılarak, geniş kesimlere göstermektedir..

Bu sırıtma, Türk İstihbaratının medyaya ( balıkçıda ki olay gibi diplomatik krize yol açsa bile) İmamoğlu’nun ensesindeyiz ve O’nu kelepçelemeye ramak kaldı diye sızdırdığı, her bilgide de yer almaktadır.

Ama her halükarda İmamoğlu, anlaşılıyorki bu konuda kendine verilen güvencelerden dolayıda, ne olursa olsun, kim ne derse desin, o kadar gemiyide azıya almıştır ki, Türk Milleti ve bana geçmişte oy veren seçmenler de bana bu konuda ne derler bile dememektedir.

Çünkü basında da yer aldığı ve farklı yansımalarda da olduğu gibi İmamoğlu, Türk Milleti’ne değil arkasındaki aşina olan kuvvetlere yani ABD ve İngiltere’ye güvenmektedir.

Onların korumasında, Türkiye’de istediğini yapacağını sanmaktadır.

Bunuda bir faliyet olarak, açıkça, ABD ve İngiltere Büyükelçileri ile basına servis ettiği resimlerde ki gibi alenen göstermektedir.

Ayrıca İmamoğlu’nun Amerikancı ve İngiltereci Ergenekon tertibinin medya ayağındaki baş görevli Ahmet Altan’ı İBBB’de göstere göstere ağırlatması, FETÖ ve HDP ( PKK) ile ilişkileri, Amerikanın Ankara’da ki adamımız dediği Ahmet Davudoğlu özel olarak basına servis edilecek bir biçimde ziyareti, ABD devletinin bizim yetiştirdiklerimiz diye dışişleri sitesinde bile neşr ettği ve Ergenekon tertibini bir Savcı bulun diye başlatan, İngiltere Kraliyet nışanı sahibi Abdullah Gül’e iBBB olanaklarında özel ayrıcalık göstermesi, CİA sivil toplum örgütlerinde eğitimcilik yapan Yavuz Saltık’ı İBBB’de sağ kolu yapması, ABD ve İngiltere derin devletlerinin yayın organlarında İmamoğlu’na yapılan açık destekler İmamoğlu’nun hangi projenin bir ürünü olduğunuda açıklamaktadır.

İmamoğlu’nun bir türlü durmak bitmeyen bu seri hareketleriyle, Türk Milleti’ne de;
Ben buyum.
Bunların adamıyım.
Benim arkamda bunlar var, siz beni mecburen destekleyeceksiniz demektedir.

Son günlerde İmamoğlu ile ilgili olayların akışındanda belliki, tüm bunlar, belli bir süreç
İçinde, hesaplı, hemde takvime bağlanarak yapılmıştır. Ve bu, İmamoğlu’nun da siyasi abisi ve hamisi olan Abdullah Gül’ün, siyasi partiler içindeki, kendisininde mensubu olduğu Gladyo vasıtasıyla, İmamoğlu’na Türkiye’de son 10 yıldır üst düzey siyasi faliyette bulunmasını sağladığı gibi, Gül’ün İmamoğlu’nu kendi önerisiyle de CHP’ye sokup, önce ilçe başkanı, sonrada kısa süre içinde Beylikdüzü ve İBB Başkanı yaptırttığı, şimdi de Cumhurbaşkanı aday adayı yaptırttığı ve İmamoğlu’nun da, kendisi gibi ( siyasi abisi Gül gibi), siyasi olarak kendisinin de gerçek sahibi olan ABD ve İngiliz Emperyalizminin operatif faliyetlerini, görüşmeler adı altında, beraber şirin işler yapıyorlarmış gibi Türkiye’de legalleştirmeye ve icra etmeye yönelik olarak bir ziyaret münesebati şekilinde gösterek, bunuda açıkça yapılmasını sağlamasıylada ortadadır.

Ve buda Imamoğlu’nun bağımsız birisi değil, Emperyalistler tarafından yaratılan tiksindirici bir ajan proje olduğunu ortaya koymaktadır.

Bu her anlamda, ilişkilerin medyada ortaya döküldüğü ve görsel olarakta ispatlı olduğu gibi, bin kerede böyledir.

Bu bakımdan da İmamoğlu’nun ABD ve İngiltere ile yaptığı faliyetleri, bunu RTE’de yaptı diyerek bugünlerde bir gazel gibi okuyup savunanlarda, bilerek yada bilmeyerek, Türk Millet ve Devletine karşı İmamoğlu ve Gül derecesinde apaçık ihanet içindedir.

Bu konuda, iki de bir RTE de yaptı demek bile, Millet ve devlete karşı yapılan kötülüğü kutsamak demektir.

Çünkü ve evet, bu konuda RTE ( BOP eş başkanı olarak) veya İmamoğlu ( tüm faliyetleri ile) aynı emperyalistlerle birlikte kötü işler yapmıştır.

Bunun hiç bir savunulacak tarafı yoktur.

Sürekli muhalif basında, bazılarınca RTE’yi bu konuda suçlu gösterip ama İmamoğlu’nu savunarak kendilerini kurtarmaya ve ihaneti legalleştirmeye ve geliştirmeye yönelik tavır alanların tavırlarıda, ayrıca kendi başına bir özet tutum olarak, Millet açısından çok ve çok tiksindiricidir.

Çünkü Türkler töresinde Devlete ve Millete İhanetin küçüğü büyüğü olmaz. İhanet her anlamda ve her mekanda nasıl yapılırsa yapılsın, kim yaparsa yapsın gerçekten de çok tiksindiricidir. Vebali de, bedeli de ağırdır.

Örneğin, Atatürk bugün yaşasaydı, bugün ne Abdullah Gül nede İmamoğlu ve bunlar gibiler diye bir facia ve ihanet aynaları asla Türk siyasetinde yer alamaz ve bu tipler icra makamlarının tuvalet kapısında bile kendilerine yer bulamazlardı. Yapanlarında cezasını Atatürk ve gerekli merciler Türk devlet töresince hiç acımadan keserdi.
Atatürk’ün ihanete karşı kurdurttuğu İstiklal Mahkemelerine bakıldığında ise bunun örnekleri, bilmeyenlerce de defalarca görülecektir..

Kısaca, İmamoğlu’nun gerçek kimliğinde ve yaptığı faliyetlerinde artık tuz bile kokmuştur.

Bu konuda sorun Halkta değil, sorun yurtseverliği terketmiş ve koku almasını yitirmiş olanlardadır.

Bu konuda Millete söylenecek son söz ise:

İmamoğlu gibi emperyalist bir projenin asla bir parçası veya O’nun asla destekçisi olmayın demek ve yukarıda da yazılan nedenlerden dolayıda bu gibi ajan kişilik ve misyonlarla, gerçektende yurtseverseniz, sorgulayarak mücadele edin demek asla ve kata yanlış olmayacaktır.

Her zaman olduğu gibi:
Atatürk’le kalın.
Cumhuriyetle kalın.
Hoşçakalın!

Sefa Yürükel

Exit mobile version