‘EKONOMİ BİLİMİ HASTA’
Belli bir süredir Türkiye’de ‘ekonomik kriz’ değil ama ‘ekonomik bunalım’dan sözedilir olmuştu.
Giderek ‘toplumsal bunalım’a girildiği bile söylenebilir.
Ne ki, bu ‘bunalım ortamı’, her ne kadar Türkiye’de ‘doruk’lara koşuyorsa da, dünya genelinde de ‘durum’ pek iç açıcı değil.
Bu konuda, Alternatives Economiques dergisinin Ocak 2022 tarihli sayısı, Robert Boyer’in kitabını ayın kitabı olarak tanıttı (*).
Tanıtımı yapan Christian Chavagneux yazısına Ekonomi Bilimi Hasta (Une science économique en panne) başlığını atmış.
Altbaşlıkta ise, Boyer’in kitabının, halihazırdaki ekonomistlerin izledikleri yolu sorguladığı gibi ekonomi ‘disiplin’inin giderek ‘güvenilmez’ (crédibilité) olduğuna işaret ediyor.
Türkiye’de ise, benim izlediğim kadarıyla, kimi ekonomistler ‘Türkiye ekonomisi’nin sorunlarının ‘çözülmez’ olmadığına ilişkin görüşler ileri sürüyorlar.
‘Enseyi karartmayın’ türü ne anlama geldiği bilinmez bir anekdotu yineleyip duruyorlar. [Anımsadığım kadarıyla bu anekdotu Çetin Altan yerleştirmişti. Ki kendisinin ‘meyve’lerinin ne mal olduğu ortaya çıkmışlardı]
Demem o ki, enseyi bilemem ama eğer ‘gözler karartılmaz’ ise Türkiye’nin bu ‘bunalım’dan çıkma olasılığı zordur.
Şu nedenle ki, Boyer’in işaret ettiği gibi, genel olarak ekonomi bilimi ‘yetkinlik’ten, ‘kesinlik’ten ve ‘güvenirlilik’ten uzaklaşıyor ise, ‘bunalım’dan çıkış yolu ‘gökten mi inecek?’ diye düşünmeden edemiyor insan.
Yani ‘iman kuvveti’ ile mi düzlüğe çıkacak Türkiye (ve ekonomisi)?
Ve yine, benim izlediğim kadarıyla, Türkiyedeki ekonomistler, kuşkusuz en göz doldurucu olanları dahil, ekonomi, iki kerre ikinin dört ettiği gibi bir ‘kesinlik’ taşığını ileri sürebilmekteler.
‘Model’ler, ‘ekonomik model’ler, ‘ekonometrik model’lerin ise bini bir para dense yeridir.
Oysa hem ‘dünya ekonomisi’ hastadır ve hem de Türkiye ekonomisi ateşli hasta.
Doktorun ise ‘yetersizliği’ ortada.
İşte bu yazı dizimizde, Robert Boyer’in kitabı temelinde, ekonominin değil ama ‘ekonomist’lerin yetersizliklerinin nedenleri açınlamaya çalışacağız.
Ekonomist derken de, kuşkusuz bilgili olduğu belli olan kimi gazetecilerden çok ‘akademik ekonomist’lerden sözedeceğiz.
Demek ki doktordan çok ‘tıp fakülteleri’ni, yani genel olarak üniversitelerin ekonomi fakültelerinde öğretilen ‘ekonomi kuramı’nı ele alacağız.
O arada, madem ki bir ‘epistemoloji’ sözkonusudur, o zaman genel olarak bilim ve bilimsellik üzerine ‘derin düşünme’ye de değinilecek demektir.
Zaten Boyer de, refleksivite (réflexivité) olmadan ‘bilim’ olabilir mi diye başlık atmış kitabına.
(Sürecek)
(*) Robert BOYER, Une disipline sans réflextivité peut-elle être une science? Epistémologie de l’économie, Editions de la Sorbonne, Paris 2021
Bir yanıt yazın