Eğer ki birileri Kur’an, mealinden okunmaz, Türkçesi okunmuş sayılmaz diyorsa; bilin ki bir numaralı Kur’an düşmanıdır. Kur’an ne diyor: “Oku anla ve anladığınla bana yönel.” Okuduğunu anlayamayan birisi Tanrı’ya nasıl yönelecek?
Kaldı ki, bugün kullanılan çoğu İslami kelime de Arapça değil başta farsça olmak üzere İbranice’den alınmadır.
Namaz, Oruç Farsça, Hac, Şeytan İbranice, Abdest, Peygamber, Müslüman Arapça değil Farsçadır.
9. Mart. 2016 da: “Dünyada 180 dil konuşuluyor. Kur’an’ı Kerim mealini 180 dile çevirmeyi hedefliyoruz” diyen diyanetin bu gayretini ve 23 dile çevirdiğini unutan DİB’in, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği Şeb-i Arus törenlerinden sonra, Kur’an tercümelerinin, Kuran hükmünde olmadığını, bu tercümelerin Kur’an olarak isimlendirilmesinin de CAİZ olmadığını belirtmesi; kurumun tam siyasallaştığının ya da dinden ve Kur’an’dan epey uzaklaştığının göstergesidir!.
Kur’an ve ezan Arapça okununca kutsal da, Türkçe okununca neden CAİZ değil? Türkçe lanetli ya da sakıncalı bir dil mi?
Devam edelim: Hüda, Hoca, Molla, Derviş, Pir, Çile, Ney,, Dergah, Niyaz, Günah ve Günahkâr, Gavur, Beddua, Şakirt, Külah Arapça mı sanırsınız. Su katılmamış birer Farsça kelimelerdir.
Kehribar, Çarşaf, Postnişin, Tülbent, Kalender, Kaftan, Hurma, Ebru, Destur, Cihan, Destan, Kervan-Kervancı, Şadırvan ve bunlar gibi daha nice kelime Arapça olmayıp Farsçadır.
Kur’an’ın kimi sureleri de İbranicedir: Nuh, Yusuf-Yosef,, İbrahim-Abraham gibi.
Sevgili okurlarım! Amacımız yüce İslam’a ve onun kutsallarına saldırmak, kötülemek, yıpratmak değildir. Yanlış olan bir anlayış ve algıya dikkat çekmek, doğrusunu anlatmaya çalışmaktır.
Anlayacağınız; İslam’ı yaşarken-anlatırken-yorumlarken kullanılan kimi sözcüklerin çoğunun Arapça değil, Farsça ve İbranice’den alınmış olduğu gerçeğidir.
Soru şu:
Farsça, İbranice kelime ve söz dizilerine ses çıkarmayan malum çevrelerin, konu asil Türkçe olunca neden sert tepki göstermeleridir.
Sahi bu çevreler, 1-Neden Türkçeye karşı ön yargılılar ve alerjileri var?2- Türkçe kelimeler İslam diniyle yan yana gelince bu çevreler neden rahatsız oluyorlar?
Bir başka konu da: Eğer Kur’an evrensel bir din ve milletlere hitap ediyorsa (Ki öyledir), Araplar dışında ki milletler de dinlerini öğrenmesinler mi?
Bütün dünya Arapça öğrenmek zorunda mı?
Bir Türk yurttaşı, inandığı kitabı okumak, anlamak istediğinde önce Arapça mı öğrenmek durumunda kalacak, neden?
Yoksa Kur’an’ı Türkçe mealinden okurlarsa, öğrenirlerse bizim saltanatımız mı yıkılır korkusundalar?
1977 yılında İslamı seçen Cat Stevens, Kur’an’ı İngilizce okuyup anladığı için Müslüman olmuştur. Rahmetli M. Akif Ersoy: Allah yerine Hüda demiştir.
Neden; İbranice Rab, Farsça HÜDA, Arapça ALLAH denildiğinde sesleri çıkmayan muhteremler; Türkçe TANRI dediniz mi ortalığı yıkıp, öcü görmüşe dönüveriyorlar?
Yobazın ve cahilin bol olduğu beldelerde ŞEYTANA gerek yoktur. Şeytan din adamı kisvesindedir. Adam gibi adam din adamlarını tenzih ederim.
Bu beldelerde Şeytan bazen imam, bazen şeyh, bazen ilahiyatçı, bazen sakallı, bazen cübbeli, bazen de boynu kravatlıdır.
İnsanların bilmediği ve anlamadığı bir Kur’an’ı cenazede ve mezarlıkta okuyanlar ve sesi de ne güzeldi diyenler haberiniz olsun ki, sizlere bakıp, sizlerin yaptıklarınızdan midesi bulananlar, Kur’an’ı okuyup anlayanlar da DEİST olmaktalar sayenizde.
Anlamayanlar mı? Yobaz oldular, ırkçı oldular, din tüccarı oldular, tarikatlara mürit adı altında hamal oldular, mezhepçi oldular, Fetöcü, İşidçi, Oktarcı oldular ve sonunda da CIA’ya ajan oldular.
Türk olamadılar, insan olamadılar, etraflarına sinerji yayan, bakıldığında huzur ve güven veren Müslüman olamadılar.
Esen kalınız. Nazım PEKER
Yazıları posta kutunda oku