29 Ekim 1923’te Cumhuriyet ilan edildiğinde yeni Türkiye Cumhuriyeti zayıf bir polis teşkilatına sahipti. Cumhuriyet yönetimi, Osmanlı Devleti’nden İl polis teşkilatlarını da merkez teşkilatı gibi pek zayıf durumda devralmıştı. İstanbul, İzmir, Edirne, Bursa, Balıkesir ve Manisa gibi büyük iller 1922 yılına kadar işgal altında kalmış ve bu nedenle kadroları yetersiz durumda bırakılmıştır. Yeni Türk devletini kuran ve Cumhuriyeti ilan etmeyi başaran Mustafa Kemal Atatürk, Polis’e önem vermiş ve iyi bir polisin nasıl olması gerektiğini şu sözleriyle ifade etmiştir: “Polis, kanun adamıdır. Ona her zaman saygı göstermeli ve itaat etmelidir. Polis, asker kadar disiplinli, hukukçu kadar hukuk adamı, bir anne kadar şefkatli olmalıdır” (1934). “Herkesin polisi kendi vicdanıdır, fakat polis vicdanı olmayanların karşısındadır”(1929).
Cumhuriyetin ilanından sonra, Türkiye Cumhuriyeti, Polis Teşkilatını geliştirmek amacıyla 1924’te Emniyeti Umumiye Müdürlüğüne bağlı olarak yeni birimler oluşturmuş ve Umum Mü¬dürden başka, bir Umum Müdür Muavini, üç Şube ve Evrak Memurluğu ve Polis Mecmuası Müdürlüğünü kurmuştur. 1930 senesinin haziran ayında yürürlüğe giren 19 Mayıs 1930 tarih ve 1624 sayılı Dahiliye Vekaleti Merkez Teşkilatı ve Vazifeleri Hakkındaki Kanun çıkarılmıştır. Kanuna göre; Emniyet-i Umumiye Müdürlüğü adı Emniyet İşleri Umum Müdürlüğü olarak değiştirilmiştir. Bu durumda, Emniyet işleri Umum Müdürlüğü’nün merkez teşkilatı, beş şube ile müstakil bir evrak kaleminden oluşmaktaydı. Birinci şube; memleketin genel güvenliğiyle ilgili işleri, ikinci şube; idari, beledi ve adli işleri, Üçüncü şube; özlük işleri, öğretim, saymanlık, donatım işleri, Dördüncü şube; yabancılarla ilgili işleri, Beşinci şube; teknik, istatistik ve yayın işleri, Evrak bürosu; Umum Müdürlüğe ait haberleşme, iş sahiplerinin başvurularını kabul ve sonuçlandırma işlerini yürüten bölümlerden oluşmaktaydı.
Emniyete ait mevzuatın bütün olarak yenilenmesi yönünden önemli ilk adım 30 Haziran 1932 tarihli ve 2049 sayılı Polis Teşkilat Kanununun çıkarılması olmuştur. Bu kanunla, 2 Mayıs 1329(Miladi 1913) tarihli Polis Nizamnamesinin bu kanuna aykırı hükümleri yürürlükten kaldırılmış ve Cumhuriyet polisinin yeni teşkilat esasları kurulmuştur.1932 senesi Eylül ayı başında yürürlüğe konan bu kanun; merkez ve taşra kuruluşlarına ait ilkeleri, kadroları ve derecelerini, mesleğe giriş şartlarını, seçme, atama, yükselme, yer ve görev değiştirme usûllerini ve teşkilat içinde görevli kurullar ile disiplin suç ve cezalarını düzenleyen 46 maddeden oluşmakta idi.
Bu kanun gelişmelere ayak uyduramadığı ge¬rekçesiyle 4 Haziran 1937 tarihinde kaldırıl¬mış, yerine neşir tarihi 12 Haziran 1937 olan 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu yürürlüğe konmuştur. Bu kanun Emniyet Teşkilatında yapı ve fonksiyon itibariyle yeni birimlerin oluşmasına sağlamış, daha önce şube olarak hizmet veren birimler çoğaltılmış ve Daire Reislikleri olarak faaliyete geçmiştir. Buna paralel olarak da personel sayısı artmıştır. Ayrıca emniyet teşkilatının bölümleri, meslek dereceleri, mesleğe kabul ve tahsil şartları, meslekten çıkma ve çıkarılma ve disiplinle ilgili hususlar tekrar belirlenmiştir. Bu kanun 98 maddeden ibaret olup, bugünkü teşkilatlanmanın dayanağıdır. Yayımlandığı günden zamanımıza kadar ortaya çıkan ihtiyaçları gidermek amacıyla birçok değişikliğe uğramıştır.
Polis teşkilatı elaman ihtiyacını önceleri toplama metoduyla yapmakta iken, özellikle amir kadrosunun eğitimli olmasının gereği anlaşılmış, Polis Akademisi, 3201 Sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunun 18. Maddesi gereğince orta ve üst kademe yöneticilerini yetiştirmek üzere, Polis Enstitüsü adı altında bir yıllık meslek içi Yüksek Okul olarak 06 Kasım 1937 yılında kurulmuştur. Polis Enstitüsü’ndeki Eğitim Milli Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulu Kararlarıyla 1940 yılında iki yıllık, 1962 yılında üç yıllık yüksek okullar içerisine alınmış olup 1980 yılından itibaren öğretim süresi 4 yıla çıkarılmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve o dönemde Cumhurbaşkanı olan Mustafa Kemal Atatürk’ün direktifleriyle, Polis Enstitüsüne öğrenci yetiştirmek amacıyla Polis Koleji lise derecesinde eğitim ve öğretim yapmak üzere Anıttepe’deki Polis Enstitüsü binasında kurulmuştur.
Atatürk’ün Türk Polisine Verdiği Önem- Emniyet Genel Müdürlüğü / TURKISHFORUM – ABDULLAH TÜRER YENER