Ekonomiyi bize öğretirlerken, istekler sınırsız, kaynaklar sınırlı derlerdi.
Kar hırsı artıkça, tüketim arzusu da ona paralel artı. Haz, hırs ve ayartı dünyasında, tüketim artıkça artı. Dünya kaynakları, bunu karşılayamaz duruma gelince, doğal afetler, olağan afetlere dönüştü.
Tüketim ekonomisi, bireyin kurtuluşu üzerine inşa edilmiştir. Bu yol ile toplumun kurtarılacağı varsayılmıştır.
Uzatmayalım. Toplumsal felaketlerden toplumsal karşılıklar vererek çıkış vardır. Bireysel çıkış yoktur.
Kombileri keşfederek bireysel ısınmayı icat edebilirsiniz de sele karşı tedbir alırken bireysel çözümler değil, toplumsal çözümlere gitmek durumundasınızdır.
Doğal afetleri bireysel çözümlere dayalı çözüm metotlarıyla çözemezsiniz.
Afetleri özelleştiremezsiniz.
Afetlerden bireysel kar çıkarımı yapabilirsiniz, lakin çıkış bulamazsınız.
Toplumsal çözümlerin değerini, en çok savaş hallerinde anlarız/görüşürüz. Savaşta bireysel çözüm yoktur. Birlikte çözüm vardır. Savaşanları özelleştirseniz de savaşı özelleştiremezsiniz.
Yolları özelleştirdik. Karayolları Genel Müdürlüğünü, ihale yapan, ihale ofislerine dönüştürdük. Yolları özelleştirdik. Yolların bakımını devletin hazinesine, karını da servet sınıfının cebine koyduk. Ne zaman ağır kış afeti geldi. Böyle bir çözümün yetersizliği ortaya çıktı.
Her şeyi özelleştirebilirsiniz lakin, afetleri özelleştiremezsiniz.
Afetler toplumsal çözümler ile çözülür.
Elektrik üretimini ve dağıtımını özelleştirirken, manipülasyon şöyleydi; üretim artacak, elektrik fiyatları ucuzlayacak ve refah artacaktı.
Servet sınıfının refahı artı, bu doğru. Elektrik fiyatları her zaman normal enflasyondan da daha fazla artmasına rağmen, servet sınıfı elde ettiği servetin daha fazlasını ister oldu.
Kontrolsüz zam istediler, siyasi iktidar emriniz başım üstüne dedi.
Yollara vergi ödedik. Yollar yapıldı. Yolları servet sınıfına özelleştirmeler ile verdik. Geçiş fiyatları üzerine zam yapılarak bir kez daha ödeme yaptı.
Hem vergi verip, yol yapacağız. Üstüne üstlük bizim vergiler ile yapılan yollara bir daha bedel ödeyeceğiz.
Özelleştirdikçe fakirleştik. Hem vergilerimizle kurulan KİT’leri kaybettik. Hem de vergi vermeye devam ettik.
Bir afet gelince de, siyaseten afette zarar görenlerin suçlusu olarak, başka odakları gösterdik.
Suç işleyip, işlediğimiz suçların özelleştirilmesi dönemini yaşıyoruz.
Suçları ve suçluları özelleştirerek işin içinden sonsuza kadar çıkış yok, elbet.
27 Ocak 2022
Bir yanıt yazın