Şu gerçeğin altını kalınca çizelim:
Çin’in Uygur Türkleri ’ne uyguladığı baskılara Amerika’dan sonra Fransa da “soykırım” diye kınamada bulundu.
Bu iki ülkenin bu konuda samimiyetlerine inanmıyoruz. Çin’in önünü kesmek ve mücadeleyi bu yöne çevirmek için politik hamle yapıyorlar. Sonuç olarak ortaya kalıcı bir gelişme koyamıyorlar. Tam anlamı ile bir “kayıkçı kavgasıdır” sürüp gidiyor.
Bizi memnun eden Uygur Türklerinin içinde bulunduğu durumun kamuoyuna yansıtılması olayıdır. Onun için “Uygur Türkleri unutulmamalıdır” diyoruz.
İngiltere de Muhalefete Meclis gündemine zaman zaman yasa teklifi getirme şansı verdiği istisnai bir parlamenter hakkı kullanan Sosyalist Parti (PS), “Çin’in Şincan bölgesinde, Uygur halkına yönelik soykırım işlediğinin kınanmasını” içeren bir karar teklifini gündeme getirdi.
Teklif üzerinde Genel Kurul’da yapılan görüşmelerde Sosyalist Parti Genel Sekreteri Olivier Faure, iktidar partisi LREM ve onu destekleyen MoDem partisinden de tekliflerine destek vermelerini istedi. İktidarın da desteğiyle, karar tasarısının oylamasında 169 milletvekili “evet”, yalnızca 1 milletvekili “hayır” oyu kullandı; 5 milletvekili ise oylamaya katılmadı.
Karar, iktidar, sağ, merkez sağ ve sosyalist milletvekillerinin oylarıyla kabul edilirken, Komünist ve radikal sol vekiller oylamaya katılmadı.
Meclis Genel Kurul gündemine getirilen teklif metninde, Meclisin “Çin Halk Cumhuriyeti yetkilileri tarafından Uygurlar’a karşı uygulanan şiddeti resmen insanlığa karşı suç ve soykırım olarak kabul ettiği” ve “kınadığı” belirtildi.
Bağlayıcılığı olmayan karar metninde, “Artık geniş çapta belgelenen bu unsurlar, Uygur kimliğini, topluluk bağlarını, soy ve nesiller arası bağları yok etme ve daha genel olarak Uygurlar’ı biyolojik olarak da bir bütün olarak yok etme niyetine tanıklık ediyor. Çin devleti tarafından, terörle mücadele bahanesiyle organize edilen ve planlanan bu aşırı ve sistematik siyasi şiddet, soykırım teşkil etmektedir” denildi.
Metinde, “zorla kısırlaştırma ve kürtaj, tecavüz, işkence, ailelerinden koparılan çocuklar, organ toplama, gözaltı ve beyin yıkayan eğitim kampları, infazlar, camilerin ve kültürel mirasın tahrip edilmesi, toplu gözetim” gibi, Çin rejimi tarafından işlendiği iddia edilen suçların uzun bir açıklaması da yer alıyor.
Pekin’in bu uygulamalarını, diğer Türk azınlıklara, Kazaklar, Kırgızlar, Özbekler ve Tatarlar’a da dayatmasından endişe duyulduğu da kararda dile getiriliyor.
Bu duruma bir son vermek için Fransız hükümetini de “soykırımı tanımaya” çağıran kararda, hükümet uluslararası toplumla birlikte dış politikasında Çin Halk Cumhuriyeti’ne yönelik gerekli önlemleri almaya davet ediliyor.
Meclis’te karar tasarısını savunan PS Genel Sekreteri Olivier Faure, “Bir halkın kültürel ve biyolojik olarak yok edilmesini amaçlayan bu amansız sistemi ve aynı zamanda, bu halkı zorla çalıştırmaya devam eden büyük Batılı şirket ve markaları kınıyoruz” dedi.
Hükümet karar kabul sürecine katılmazken, görüşmelerde hükümeti temsil eden Dış Ticaret Bakanı Franck Riester, “sistematik şiddet” ve “ezici tanıklıklar”dan söz etti, ancak “soykırımın resmi niteliğini belirlemenin, hükümete değil uluslararası kuruluşlara düştüğünü” savundu. Riester, Çinli yetkililerle yaptığı görüşmeler sırasında Uygur halkına yapılanların “en üst düzeyde ele alındığına” dair güvence verdi.
İktidar Partisi LREM’in Grup başkanı Christophe Castaner de böylesi bir kararın “Meclis’in onuru” olduğunu söyledi ve Sosyalistler’e girişimleri için teşekkür etti. Milletvekili Fiona Lazaar da bu oylamanın “Fransa’nın temel özgürlükleri ve bireylerin haklarını savunmak için dünyadaki mücadelesini yeniden teyit ettiğini” dile getirdi.
Oylamaya katılmayan radikal sol partiler ise Çin yönetimine karşı yürütülen bir kampanyaya dikkat çektiler. Fransız Komünist Partisi (PCF) Grubu adına konuşan milletvekili Jean-Paul Lecoq, “Soykırımın ve insanlığa karşı suçların kınanması yasa koyucuya ait değildir. Çin’i ekonomik savaşa hazırlanmak için kana susamış bir devlet gibi göstermeye çalışan ve bundan çıkar uman birçok güç var” dedi.
Radikal sol parti La France Insoumise (Boyun Eğmeyen Fransa) milletvekili Clementine Autain da, “İnsanlığa karşı suç işlediği iddia edilen Çin rejimine karşı Uygurları destekliyoruz. Ancak, sivil toplum örgütleri ve akademisyenler arasında soykırım nitelendirmesi konusunda bir tartışma sürüyor. Bu yasal ve politik bir sorun” diyerek çekimser kalacaklarını dile getirdi.
Dünya Uygur Kongresi (WOC) başkanı Dolkun İsa, Fransa Meclisi’nin kararını, “Uygur soykırımının uluslararası alanda daha geniş tanınmasına yönelik vazgeçilmez bir adım” olarak nitelendirdi.
İnsan hakları örgütleri Çin rejimini, 1 milyondan fazla Müslüman Uygur’u, “toplama kamplarına hapsederek burada insanlığa karşı suç işlemekle” suçluyor. Pekin ise kampların Uygurlar’ı radikalleşmeden uzak tutmayı amaçlayan “mesleki eğitim merkezleri” olduğunu iddia ediyor.
Avrupa’da Fransa Meclisi’nden önce, İngiltere, Belçika, Hollanda, Çek Cumhuriyeti ve Litvanya parlamentoları da Çin’in Uygur halkına soykırım uyguladığını kabul eden karar tasarılarını onayladı.
Bir yanıt yazın