BUNUN YOLU KEMALİST ÖRGÜTLENME MODELİ VE KUVVAYİ MİLLİYENİN TEKRAR OLUŞTURULMASINDAN GEÇMEKTEDİR.
Türkiye, görüldüğü gibi, gözümüzün önünde gerici mandacı iktidarın ve mandacı muhalefetin faliyetlerinden dolayı her gün hastadır ve hergün yastadır.
Ülke çökmektedir.
Bu durumdan çıkıştaki 1919-1926 arasında üretilen ve denenen Kemalist kurtuluş modeli bellidir.
Bugün milis kuvveti (yeniden kuvvayi milliye/ kolluk kuvveti) olmayan Kemalist bir örgütlenme olmadan, ülkenin bu emperyalizm destekli ve kurgulu mandacılardan ve gericilerden, tekrar ve birinci aşamada kurtuluşununda olmayacağı açıktır.
Ama bu konuda da asla Millet olarak umutsuz olunmamalıdır.
Çünkü umutsuzluk yurtseverlere yakışmaz.
Çünkü umutsuzluk, miskinlere, kapkaççılara, haksızlara, hukuksuzlara, cahillere, soygunculara, kahpelere ve vatan hainlerine yakışır.
Gerçekçi konuşmak ve doğrudan sadete gelinmek istenirse,
Türkiye’de bugün; ölümü, hapisi, mahkemeyi, işkenceyi, tutuklanmayı, gözaltıları ve toplam nüfusun bir kısmını fiilen feda etmeyi göze almadan, Türkiye’nin bu karanlık dönemden aydınlık bir geleceğe kavuşmasını sağlamak imkansızdır.
Bu durum bugünden sonra zamana ve sistemin dayattığı ve kontrol ettiği sandıkcıklara bırakılarak çözülecek bir iş değildir.
Zaman, Türkiye’de ve Türkiye dışında, Türk Milleti’nin ve TC’nin aleyhine işlerken, ülkede de bir karabasan gibi mevcut iktidarca yaratılan ve gün be gün pompalanan, hem iktidar ve de hem de sözde korkak ve mandacı muhalefet tarafından da bizzat yayılan bir korku ve çaresizlik hakimdir.
Bu korkuyu kırmak için gerekli olan fiili bir dizi hareket şarttır.
Bunun için de ilk yapılması gereken ise, bu fiili hamleyi koordine etmesi için en kısa süreçte oluşturulması gereken çelikten bir Kemalist örgütlenmedir. Kemalist modeldir.
Bu Kemalist örgütlenme modeli sadece teorik bir model değildir ve fiili bir harekettir. Öyle de olması gerekir.
İşte şimdi de aynen 1919-1926 arası gibi oluşturulması gereken bu tip bir hareket, her şehir, kasaba, mahalle ve sokakta adım adım türeyen, kişiden kişiye doğru (adam adama) örgütlenen, halkın içinde her daim varlığını hissettiren ve halkı iç ve dış düşmana karşı da iktidara gelmek için örgütleyen ve fiili olarak seferber eden bir hareket olmalıdır.
Bunu yapabilmek bir fantazi değildir.
Bu mutlaka olması gerekendir.
Bu Halktan ve kumaştan bu çıkmaz demeyin.
1919’da da bugünden daha kötü ve imkansız şartlarda bu başarılmışsa, şimdide bugünkü Türkiye’de ki şartlar içinde bu, yeniden Halkın içinde subjektif olarak var olan, akıllı, bilimsel düşünen ve davranan cesur Kemalistler tarafından oluşturulması gerekli olan yeni bir Kemalist önderlik ve stratejiyle bugünde ülkenin kurtuluşu yine başarılabilinir.
Türklerin tarihi, bir değil onlarca Atatürk gibi tarih ve halk bilinci olan fedailer, yiğitler ve liderlerle doludur.
Bu Halk bu anlamda hem devlet kurmada hemde yönetmede doğurandır. Mahirdir.
Ve bugünlerde, de dün 1919’da olduğu gibi şimdide kimse bu konuda boşuna tasalanmamalı ve umutsuzluğaysa hiç kapılmamalıdır.
Çünkü kendi tarihimiz bugünde bizim en önemli referansımızdır.
Ve Türkler her zaman olduğu gibi, zor dönemleri yine eskisi gibi aşmak için, tekrardan iç ve dış düşmana karşı kurtuluşuna damga vuracak olan, yeni bir Kemalist örgütlenmeyi ve liderliği yine bu Halk’ın içinden mutlaka çıkaracaktır.
Gayyipten gelecek safsatalarla kurtuluşunun olacağını beklemeyecektir.
Evet, Türkiye’de aynen 1923-1938 arasında olduğu gibi, bağımsızlığın, hukukun, demokrasinin ve özgürlüğün tekrar tesis etmesi için, bugün böyle bir Kemalist hareketi yaratmaya çok ihtiyaç vardır. Türkiye’de ki bugünkü şartlarda buna çok uygundur.
Bu ihtiyaç her türlü şartta da yurtseverlerce mutlaka ülkenin her sathında yerine getirilmelidir.
Böyle bir tutumu geçmişte Atatürk Milletine, kurtuluş savaşı ile bedel ödeyerek ve ödeterek göstermemişmidir?
Göstermiştir.
İspatlamamışmıdır?
İspatlamıştır.
İşte Atatürk gibi bugünde böyle bir örgütlenmenin izleyeceği strateji, plan ve program sayesinde de TC’nin Devlet ve Milleti’nin yeniden kurtuluşu, ancak bundan sonra da Türkiye’de kalıcı olarak yine imkanlı hale gelebilecektir.
Ve de bu örgütlenmenin bir başarıya ulaşması içinde, bir yandan bir Kemalist hareket olarak kitleleri örgütlerken ve yönlendirirken diğer yandan da aynı zamanda, buna paralel olarakta iç ve dış düşmanı da caydıracak olan ve gerektiğinde Halkın ve Cumhuriyet’in yararına olacak fiili mukavemette gösterebilecek ve gerektiğinde Millete ve TC devletine karşı suç işleyenlerden de konumu ve makamı ne olursa olsun anında hesap soracak ve bedel ödetecek olan kendi üreteceği fedai milis (yeniden kuvvayi milliye, kolluk kuvveti) örgütlenmesinede bu gibi bir harekette mutlaka ihtiyaç vardır ve de olacaktır.
Bugünün şartlarında Türkiye’de açık konuşmak gerekirse böyle bir koruyucu ve hesap soran gücünüz yoksa, bugün Türkiye’nin bulunduğu şu anki mevcut coğrafyada ve şartlarda, kimse kusura bakmasın ama, kimse kimseden sadece ‘Atatürkçü’ söylev belirten ve sistem içi Hareket eden bir Hareketten, adı sanı ne olursa olsun hiç bir şekilde çekinmez ve çekinmediği gibi de bunun yanında, iktidar ve sistem içi sözde muhalefet güçleri de bilindiği gibi bilindik hoyratlığa, saçmalığa, umut kırmaya ve zorbalığada devam eder.
Bu konuda bir başka bilinmesi gerekende tabiki Kemalist bir örgütlenme asla sadece teorik bir örgütlenme değildir.
Bu örgütlenme Atatürk’ün geliştirdiği Türkiye’ye uygun bir modeldir. Tepeden tırnağa kadar laik, halkçı, devletçi, milliyetçi, Cumhuriyetçi, devrimci ve Türk modeli olan bir örgütlenmedir.
Bu Kemalist modelin yeniden oluşturulmasında en çok dikkat edilmesi gereken hususlardan birisi ise, yukarıda da değinildiği gibi bu örgütlenme modelinde zaruri olarak ve aynen 1919’larda olduğu gibi, ta başından itibaren varlığı ve mukavemet gücüde olan bir fedai ve Halk örgütlenmesininde kesinlikle olması lazımdır. Bunun böyle olmasının gerekliliği de Hareketin örgütlü olarak iktidara gelmesi ve nihai başarıya ulaşılması içinde kaçınılmazdır.
Böyle bir fedai milis örgütlenmesinin, Kemalist örgütlenme modeli içinde yer alması, bugünde aynen 1919’larda olduğu gibi yeşertilmesi ve olması, bir koruyucu ve kollayıcı güç olarak Halk’a hareketin benimsemesi ve güvenmesi anlamında da kaçınılmaz olarak güven verecektir.
Böyle bir örgütlenme modelinin oluşması, Kemalist Harekete katılımıda kitleselleştirecek ve artıracaktır.
Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de bu tür şartlarda, bu gibi siyasi ve sosyal hareketlerin başarısı buna bağlıdır ve bu durum dünya tarihindeki sayısız örneklemelerden de de açıkça görülünebilinir.
Ve bugünde Kemalist bir örgütlenme modeli içinde, çetin ceviz bir fedai milis gücüde var olduğunda, işte o zaman Halk, ondan sonra ancak düşmana karşı, artık bizim de sahip çıkanımız, koruyanımız, hesap soranımız ve kollayanımız var diyecektir. İç düşmandan bir daha korkmayacaktır. Ve Halka özgüven ve umutlanma tekrar gelecek ve modelin oluşmasında ve amacın başarıya ulaşmasın da da Halk, bir fiil kitlesel olarak yer alacaktır.
Kemalist Harekete de gönülden sahip çıkacaktır.
Böylelikle de Halk, böyle bir Kemalist harekette, ülkenin tekrar çağdaşlığa ermesi için gidilen uzun yolda ki kurtuluş hamlelerinde de bilfiil yer alacak ve Hareketin amacınada katkıda bulunacak ve peyder pey de Harekete daha fazla meyil edecektir.
Bugün zaten ülkenin bugünkü içinde bulunduğu şartlar da da bunu yine 1919’da olduğu gibi mecbur kılmaktadır.
Ve Türkiye’de, özellikle bugünkü siyasi ortamda da şu da Halk tarafından göz önünde bulundurulması gerekmektedir; eğer Türkiye’nin bugün içinde bulunduğu coğrafyada, sizin kendi ürettiğiniz çelik gibi bir Kemalist fedai milli milis gücünüz yoksa, kimsenin sizi, siz ne kadar doğru ve iyi olursanız olun, adam yerine koymayacağı da artık bilinmeli ve idrak edilmelidir.
Bunuda öncelikle Halkın genelinden çok, Halk içinde var olan ama bir türlü model ve yukarda denildiği gibi bir örgütlenmeyi bir türlü gerçekleştirmeyen ve bir çok bakımdan da bugün atıl bir durumda olan Kemalistlerin kendileri idrak etmelidir.
Bu anlamda da Kemalistler bu durumu böyle bir şekilde idrak etmedikleri taktirde ise, bugünlerde de görülen bunun ikinci bir yolu ise, aynen diğerlerininde dediği gibi; ne yapalım elimizden bir şey gelmiyor, sandığı bekleyelim, sabırlı olalım babından Milleti pasif tutarak, Milletin gözünün içine baka baka Milletle aynen diğerleri gibi ‘Kemalistlerinde’ eğlenmesi demektir.
Yani, bu yüzden Kemalistler tarafından bir an önce olması gereken şey, Türkiye’de bundan sonra yukarıda da belirtildiği gibi, Yeniden Kurtuluşu bir an önce sağlaması gereken ve Milleti mevcut durumdan çıkaracak olan, milletin ve devletin kurtuluşunu da tekrar sağlayacak olan ve böyle bir dava da ve yolda da var olması gereken, yukarıda da bahsi geçen fedai milis gücü olan bir Kemalist örgütlenmenin, bugünün şartlara göre, 1919 lar referans alınarak ve güncellenerek oluşturulması gerçektende bugünlerde yine aciliyet arz etmektedir.
Burada en çok gerekli olan ve idrak edilmesi gereken çok önemli ve kaçınılmaz bir şartta olan bir şey ise hiç tartışmasız, 1919’da ki Kemalist modelde de her zaman var olan, Kemalist bir fedai milis hareketi (yeniden kuvvayi milliye/ koluk kuvveti) yani kendi kontrolünde olacak olan bir milis gücü olmasının Halk ve örgüt kurucuları, üyeleri tarafından öncelikle iyi anlaşılması olacaktır. Çünkü Halk ve böyle bir Kemalist Hareketin üyeleri tarafından iyi anlaşılmayan bir örgütlenme şekli asla uzun süre hayatta kalamaz ve kendini yozlaşmadan da kurtaramaz. . Böyle bir Kemalist Hareket modeli ve amacı, Halk ve üyeler tarafından da çok iyi anlaşılmaz ise, işte o zaman, aynen öbürleri gibi Milletin başına da ilerde olabilecek yozlaşmalardan dolayı da böyle bir Hareket bile büyük bir bela olur. Bu konuya gerçekten çok dikkat edilmelidir.
Önümüzde ki süreçte oluşturulması gerekli olan bu Harekete doğrudan bağlı ve İç ve dış düşmana karşı oluşturulacak olan bu tip bir Kemalist fedai milis gücünün fiili gölgesi, karşı güçlerin ensesinde her an hissettirildiği zaman, işte o zaman Halk bu karşı güçlerin nasıl korkudan çil yavrusu gibi dağıldıklarını ve bunların nasıl bir kağıttan kaplan olduklarını da görecektir.
İşte o zaman, bu karşı devrimci şer güçler, bu Kemalist örgütlenmenin bir fedai milis gücüde oluştuğunda, Kemalist Hareket karşısında iç ve dış düşman; Gezide, Sivas’ta, Maraş’ta olduğu gibi ‘köpeksiz köyde artık deyneksiz olarak istediği gibi gezemeyecektir. Yaptıkları zulme karşı cevaplarını anında alacakları içinde hiç bir vatandaşa ve kuruluşa hiç bir şekilde baskı ve terör uygulayamayacaktır.
Ve böyle gibi baskıcı bir durumu düşman içinde yaratmak isteyenler var ise, olur ise, bu gibi olayları bir daha kendilerince de üretilip üretmemede sakınca görecekler ve bunlar her daim ve her yerde Kemalist milislerin adını duyduğunda da, bir daha Halka karşı yapacağı her yanlışın bedelini Mustafa Kemal sillesiyle çok ağır bir biçimde ödeyeceğini bilecekleri içinde, böyle bir yanlış yola bir daha sapmamak için bir dahasına bin kere daha düşüneceklerdir.
Böyle bir hata yapmaları durumunda ise, bu karşı devrimci güçlerin tüm güruhuna ve üyelerine karşı, bunların kendileri devlet ve toplum içinde hangi konumda olurlarsa olsunlar, Halka karşı yaptıklarının bedeli, Kemalist milisler tarafından her halükarda kendilerine ağır bir biçimde ödettirilecektir. Bunlar bunu çok iyi bilecekleri içinde, her daim ve her yerde bunlar yaptıklarından dolayı sığınacak ve kaçacak delik arayacaktır. Ya da bu Kemalist hesap sormaya karşı direnemeyip, bitişlerini kabul edip dağılacaklardır. Ya da Kemalistlerce eninde sonunda her anlamda imha edileceklerdir.
Ya da bu güruh ve üyeleri, her hangi bir biçimde kötü vakalarla dolu olabilecek olan durumlarda ise, artık her şeyden ve başından bunu yapmaktan korkacak ve hergün korku ile yaşayacak ve Halka zarar veremekten de kendilerine bu bedel ağır ödettirileceği için de çok çekineceklerdir.
Örnegin buna burada bir kaç örnek verirsek bunlar; Türkçe öldü artık Arapça konuşacaksınız diyemeyecek, yurtlarda çocukların ırzına geçemeyecek, kadınları taciz edemeyecek, ezemeyecek ve öldüremeyecek, mala çökemeyecek, lüks arabalarla ve konvoylarla gezemeyecek, borsa süpekülasyonu yapamayacak, devleti ve halkı kalem oyunların ile soyamayacak, istediği gibi fiyat artışı yapamayacak, toplantı ve gösteri yürüyüşü basamayacak, din adına haraç toplayamayacak, resmi dairelere lüks ve gereksiz araç alamayacak, istediğ yere istediği binayı dikemeyecek, rüşveti ve yolsuzluğu yapamayacak, İstanbul’a yeni kanal yapamayacak, beşli çete kuramayacak, canının istediğini göz altına alıp ve tutuklayamayacak, bir kereden bir şey olmaz diyemeyecek, sınırlardan istediği güruhu geçiremeyecek, ikide bir gereksiz yere cami yapamıyacak, dini istismar edemeyecek, tarikat ve cemaatlerini kapatacak, kimseyi
İşsiz, aç ve sefil bırakamayacak, hastanelerde ücretsiz tedavi edemem diyemeyecek, Kandil’e terörist yollama daireleri gibi sözde parti binaları oluşturamayacak, Kandil’de 11 km yer altı şehri kuramayacak, sınırın karşısında terör ordusu kurulup eğitilemeyecek, TSK, Polis, MİT ve aydınlara kumpas kuramayacak, teeöristlerin lideri şirin bir ada da lüks bir hayat yaşayamayacak, mecliste, şehirde, kasabasa ve köyde bir terör örgütü temsil edilemeyecek , ben alırım itibar meselesi diye kafasına göre onlarca araba ve uçak alamayacak, istediği yere saray vs yapamayacak… Halktan daha fazla lüks hayat yaşayamayacaktır.. vs…
Bugünkü ortamda, bugünden sonra Türkiye’de oluşturması gereken Kemalist milisler örgütlenmesi kurulmadan, Kemalistlerin Türkiye’de asla hedefe giden iktidar ve kurtuluş yolunda başarı sağlaması ve bu uğurda istenilen amaca da ulaşması da imkansızdır.
Sade de gelirsek, bugün ya Türkiye’de vatandaş bu anlamda, bundan sonrada bugünkü şekilde hala gericiliğin ve mandacılığın esaretinde korkuyla bir açık hava hapishanesinde yaşayacak ve mevcut mandacı gerici iktidar ve mandacı muhalefet tarafından onursuzlaştırılarak yaşamaya devam edecek ya da gerekirse ölmeyi ve hapisi, iç düşmana ve onları destekleyen dış düşmana karşı fiili bedel ödetmeyi göze alacak olan fiili bir durumu, yani Kemalist örgütlenme modelini yaratacak ve bugün için oluşması gerekli olan Kemalist örgütlenmede olmaz ise olmaz olacak ta olan, örgütlü bir Kemalist fedai hareketinin oluşmasının yolunu seçecektir. Ve o yola girecektir.
Bugünün Türkiye’sinde artık bir dizi fiili devrimci Kemalist eylem yapmadan, sistem içi demokrasi yaftalı laf ebelikleri, vaatler ve beylik sözlerle kimse kimseyi artık hiç bir şekilde örgütleyemez ve kimsenin kimseyede umut ve güven veremez olduğu, bugünkü gidişattan dolayıda artık çok bellidir ve bu esasında herkes tarafından belirtilmesede iyi anlaşılmıştır
Mevcut durum da bunu açıkça göstermektedir.
Kurtuluşun imkanları umutsuz değildir, ülkede dün olduğu gibi bugün de kurtuluş imkanları vardır.
Bilindiği gibi geçmişte, TC devleti ve modern millet yapılanması, o günkü zaman diliminde düşmanlara karşı bir iç ve dış savaş içinde kurulmuştur.
Yeniden Kurtuluş için de Türkiye şimdi aynı nokta da bulunmaktadır.
Bugünkü ve dünkü verilerde bunu açıkça göstermektedir.
Kısaca, yukarda da bahsedildiği gibi,Türkiye’nin yeniden kurtuluşu için bugünlerde acilen ve yeniden, öncelikle bir fedai milis kanadı olan (yeniden kuvvayi milliye) yukarıdaki Kemalist örgütlenme modelinin savsaklamadan ve zamana yaymadan gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
Bunun için ise, bunu göze alabileceklerce, ilk yapılması gerekli olan ise Kemalist bir model sistematiği içinde herşeyi göze alarak toplanılması ve bu konuda ilk adımın atılmasının sağlıklı bir biçimde yukarıda bahsi geçtiği gibi örgütlenmeye yönelik olarak gerçekleştirilmesi öncelikle yerinde olacaktır.
Ve bu konuda tahminde edileceği gibi de Kemalistler, kendileri tarafından zorunlu olarak kendilerince atacakları ilk adımdan sonrada, zaten kendilerince kontrollü olarak tatbik edilecek olan diğer adımların da Türkiye’nin yeniden kurtuluşu için hedefe giden yolda yapılacak olan, strateji ve taktiklerle de istenilen amaca ve sonuca da mutlaka ulaşacaklardır.
…..
Haa birde unutmadan, Kemalistlerin bu süreçte bunu yaparken de aman şunu da hiç unutmamaları ve ihmal etmemeleri gerekir ve bunuda ivediliklede burada belirtmekte yarar vardır :
Bu tip bir kurtuluş Hareketine Kemalistler tarafından örgütlü ve kontrollü bir biçimde başlandığında, ülkede bu anlamda fiili durumlar da oluşacağı için, yurtseverler olarak aman kapıları iç düşmanı kaçırtmamak ve onlardan katmerli bir biçimde hesap sormak için bir an önce de iyi ve sıkı sıkıya tutmaları ve kapamalarıda çok önemlidir….
Biliyorsunuz Silivri, Sincan, Kandıra, Mamak, Hasdal vs onları hasretle beklemektedir.
Bu bakımdan aman malum ‘misafirleri’ Halka açık olarak yargılamak, onlardan hesap sormak ve yaptıklarının bedelinide bu haramilere katmerli olarak ödetmek için, bu malumlarında bir çeşit ihmalkarlıkla asla oraya buraya kaçırılmaması da önemle göz önünde bulundurulmalıdır.
Bu konudaki önlemlerde bu günden itibaren de iyi düşünülmeli ve iyi planlanmalıdır.
Velhasıl,Türkiye’nin yeniden kurtuluşu için yapılacak olanlar, yukarda da değinildiği gibi bellidir ve bu konuda yine de seçim ve tercih tabiki Kemalistlerin ve Milletindir.
Haydi herkese şimdiden rast gele…diyelim…
Her zaman olduğu gibi;
Atatürk’le kalın.
Cumhuriyetle kalın.
Hoşçakalın!
Sefa Yürükel
Bir yanıt yazın