Bülent ESİNĞLU
Ekonomide gelecek olan felaket, konusunda epeyce yazı yazmıştım. Gelecek olan geldi. Geldi de gelmesine, bu felaketin gelmesinin ardındaki, sosyolojik yapı nasıldı, onu çok az irdeledik.
Başlangıçta, kasaba zorbalığı gibi gördüğümüz Şark Despotizmine pek bir anlam verememiştik. Siyasal söylem dilinden bir şeyler anlamalıydık, anlamadık.
Bunun sebebi de kolay para denilen, Batıdan gelen ucuz para düzeniydi. Kolayca ve ucuzca borçlanıyorduk ama bu borçları ödeyecek üretim ve teknolojik alt yapımız yoktu.
Borçları ödemek için bir planımız da yoktu. Borçların bela olarak başımıza geleceğine dair, tarihten çıkarılmış bir öngörümüz de yoktu.
Nasılsa serbest piyasa bizim adımıza bir plan yapar mantığı içindeydik.
Şark Despotizminin güvendiği bir taraf vardı. Halk arkasındaydı. Girdiği her seçimi kazanabilirdi.
Kazanabilirdi de ortaya çıkan mutlak yoksulluk ne olacaktı? Onu hiç kimse düşünmüyordu.
Devlet borçlanıyor, şirketler borçlanıyor, ödeyebilecek bir maaşı olanlar borçlanıyordu.
Servet sınıfı yeterli maaş vermek yerine halka borç veriyordu.
İktidarın güvenebileceği tek bir güvencesi vardı. Gönüllü kölelik. Gönüllü kulluk.
Gönüllü kulluk, sandığımız gibi günümüzde ortaya çıkan bir sosyolojik yapılanma olmayıp, tarihsel kökleri olan bir yapılanmaydı.
Gönüllü kulluk moderniteye dayanan bir yapılanma olmayıp, geleneklere dayanan bir yapılanmadır.
Uzun süren despotik yapılanma, bireyleri; soğuk, ürkek, dikkatli, içine kapanık, önyargılı yapıyor.
Despotik yapılanmaların temel ortakları tarikatlar, moderniteden korkan dini cemaatler, Kuran Kursları dernekleri ve mensupları oluyor.
Şark Despotizminin teminatı olarak bu geleneksel kitleler var. Yani GÖNÜLLÜ KULLUK MÜESSESİ var.
Siyasal şiddeti meşrulaştırmak için nasılsa iç ve dış düşman yaratımı, iktidarca sağlanmış durumdadır.
Şöyle söyleyebiliriz; Gerçeklik algısını önemli ölçüde şekillendiren, “Metafizik Tiyatro” yukarıda tanımlamaya çalıştığım kitleyi imal etmeye yeterlidir.
Korkuya ve şiddete, bir yere kadar başvurulabilir. Özelleştirilmiş şiddet bir noktadan sonra karşı şiddeti üretebilir.
Ülkemiz bıçak sırtında derken; modernite ile kulluk düzeninin çatışması, sınırsız para basma ve aşırı borç yükü, kulluk yapılanması ile aşılabilir mi, burada büyük belirsizlik var.
Öte yandan modernite kendi içinde birlik değil, çıkar guruplarına göre ayrışmış durumdadır.
Gelecek için umut sadece ve sadece Şark despotizminden kurtulmuş olmaktır. Ondan sonra modernite içinde çıkacak diğer çatışmaların çözümü daha sonraki nesillerin işi olacaktır.
16 Ocak 2022, bulentesinoglu@qgmai.com
Bir yanıt yazın