Atatürk ve Türklerin anayurdu- pakman wörld / TURKISHFORUM – ABDULLAH TÜRER YENER
Atatürk her zaman Türk Dünyasına büyük önem vermiştir. Bunun en iyi örneği ise Samsun’da çekilen fotoğraftır. Bugün de Türkiye, değişen dünya düzenine göre Türk dünyasıyla ilişkilerini geliştirilmelidir.
Türkiye’nin, gelişen dünya düzeninde etkin bir rol üstlenebilmesi Türk dünyası ile ilişkilerine bağlıdır.
Atatürk’ün 26 Kasım 1930’da Samsun’da bir ortaokulun coğrafya dersinde çekilmiş olan fotoğrafı Türk dünyasına verdiği önemin en büyük göstergesidir. Bugün pek bilinmeyen bu fotoğrafta Atatürk bir öğrenciye geniş bir coğrafyada Türklerin anayurdunun bulunduğu bölgeyi yuvarlak içine alarak göstermesi dikkat çekicidir. Türklerin Batıya göçlerinden önceki kurdukları devletlerin sınırlarını aynen gösteren bu fotoğrafı iyi okumalı ve özellikle 1930 yılındaki durumu da dikkate alarak Türk dünyasına büyük önem vermeliyiz.
Bulunduğumuz coğrafyada daha etkin bir ülke olmak için diğer Türk devletleriyle ortak hareket edecek çalışmaları artırmalıyız. Avrupa Birliği yolunda engellerle karşılaşan Türkiye, Türk dünyası ile geliştireceği işbirliği ile tüm bu engelleri rahatlıkla aşabilir.
Sovyetler bir gün dağılacak
Atatürk’ün Cumhuriyetin 10 yılı olan 1933’te bir söyleşi sırasında ”Bugün Sovyetler Birliği dostumuzdur, komşumuzdur, müttefikimizdir. Fakat o da tıpkı Avusturya-Macaristan İmparatorluğu gibi dağılabilir. Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla elinde sımsıkı tuttuğu uluslar avuçlarından kaçabilirler. Dünya yeni bir dengeye ulaşabilir. İşte o zaman Türkiye ne yapacağını bilmelidir. Bizim bu dostumuzun idaresinde dili bir, inancı bir, özü bir kardeşlerimiz vardır. Onlara sahip çıkmaya hazır olmalıyız. Hazır olmak, yalnız o günü susup beklemek değildir. Hazırlanmak lazımdır. Milletler buna nasıl hazırlanır? Manevi köprülerini sağlam tutarak. Dil bir köprüdür, inanç bir köprüdür, tarih bir köprüdür. Köklerimize inmeli ve olayların böldüğü tarihimizin içinde bütünleşmeliyiz. Onların bize yaklaşmasını bekleyemeyiz. Bizim onlara yaklaşmamız gereklidir‘‘ şeklindeki sözlerinin bazı bilim adamlarınca bulunmadığı iddiasına da en iyi cevap Samsun’da çekilen fotoğraftır. Mustafa Kemal Atatürk, 26 Kasım 1930’da Samsun’da bir ortaokulun coğrafya dersinde Avrasya haritası başında üzerinde Türk Dünyası’nın keskin çizgilerle gösterildiği harita da yanındaki öğrenci ile olan diyalogunu gösteren bu muhteşem resim, Atatürk’ün 1933 yılındaki sözü ‘söyledi mi söylemedi mi?’ tartışmasını kesin olarak bitirmektedir. Başlı başına bu resim bile Atatürk’ün Türk Dünyası ile görüşünün muhteşem tablosu olarak bu tartışmalara en güzel noktayı koymaktadır.
Atatürk bu kehanetini 1933 yılında Mısır Büyükelçisi’ne, Çankaya sırtlarından doğmakta olan güneşi göstererek tekrarlamıştır:
“Doğudan şimdi doğacak olan güneşe bakınız! Bugün, günün ağardığını nasıl görüyorsam, uzaktan, bütün doğu milletlerinin de uyanışını öyle görüyorum. Bağımsızlık ve özgürlüğüne kavuşacak daha çok kardeş millet vardır. Onların yeniden doğuşları, şüphesiz ki ilerlemeye ve refaha yönelmiş olarak gerçekleşecektir. Bu milletler, bütün güçlüklere ve bütün engellere rağmen, bunları yenecekler ve kendilerini bekleyen geleceğe ulaşacaklardır. Sömürgecilik ve emperyalizm yeryüzünden yok olacak ve yerlerini, milletler arasında hiçbir renk, din ve ırk farkı gözetmeyen yeni bir uyum ve işbirliği çağı alacaktır.“
Atatürk’ün fotoğrafları arasında yer alan fakat ilgililerinin dışında pek bilinmeyen harita başındaki Atatürk ve öğrenci fotoğrafı bir dönem coğrafya kitaplarında bulunmaktaydı Atatürk döneminden sonra bu fotoğraf coğrafya kitaplarında çıkarılmıştır. Halbuki bu fotoğraf tüm coğrafya kitaplarında bulunmalıdır.
Peki Türk Dünyası bugün nedir bir de ona bakalım:
En çok kabul gören Türk dünyası tasnifleri:
1- Altay-Sibirya Türkleri: Altay, Baraba, Çulım, Dolgan, Hakas, Karagas, Koybal, Kumandı, Sabir, Sagay, Şor, Telengit, Televüt, Tobol, Tofalar, Tuva ve Yakut Türkleri.
2- Batı Türkleri: Ahıska, Azerbaycan, Balkanlar (Batı Trakya, Bulgaristan, Romanya, Yugoslavya) Irak, İran (Afşar, Azeri, Halaç, Hamse, Horasani, Boçagcı, Kaçar, Karacadağ, Karagözlü, Karakoyunlu, Karapapak, Karayi, Kaşgay, Şahseven, Türkmen), Kıbrıs, 12 Adalar, Suriye ve Türkiye Türkleri.
3- Doğu Avrupa Türkleri: Gagavuz, İdil-Ural (Başkurt, Çuvaş, Kazan, Mişer), Kafkasya (Karaçay-Malkar, Kumuk, Nogay, Stavropol Türkmenleri), Karayim, Kırım
(Kırım Tatarları, Belorusya Tatarları, Litvanya Tatarları, Polonya Tatarları, Kırımçak) Türkleri.
4- Türkistan Türkleri: Afganistan, Doğu Türkistan (Kazak, Kırgız, Salar, Sarı Uygur, Uygur), Karakalpak, Kazak, Kırgız, Özbek, Türkmen Türkleri.
Yönlere göre yapılan tasnif:
1. Doğu Türklüğü; Hazar Denizinin doğusunda kalan Türkler. Batı Türkistan Türkleri; İran’ın Horasan bölgesinde, Afganistan’ın kuzeyinde ve Rusya Federasyonu’nda yaşayan Türkler ile Türkmen, Özbek, Karakalpak, Kazak, Kırgız Türkleri. Doğu Türkistan Türkleri; Çin’in batı bölgesinde, Doğu Türkistan’da bulunan Uygur ve Kazak Türkleri.
2. Kuzey Türklüğü; Hazar Denizinin kuzeyinde kalan Türkler. Sibirya Türkleri; Saha/Yakutlar. Abakan Türkleri; Tuvalar ve Hakaslar. Altay Türkleri İdil-Ural Türkleri; Kazan ve Batı Sibirya Tatarları, Başkurtlar, Çuvaşlar. Kafkas Türkleri; Kafkasların kuzeyindeki Karaçay-Malkar, Nogay ve Kumuk Türkleri. Kırım Türkleri; Kırım, Özbekistan, Türkiye ve Romanya. Karay Türkleri; Ukrayna, Polonya ve Litvanya.
3. Batı (Güneybatı) Türklüğü: Hazar Denizinin güneyi ile batısında
kalanlar. Türkiye Türkleri. Rumeli Türkleri; Yunanistan, Bulgaristan Bosna-Hersek, Kosova, Hırvatistan, Makedonya, Moldova. Kıbrıs Türkleri. Suriye Türkleri. Irak Türkleri. Azerbaycan Türkleri; Kuzey Azerbaycan, Gürcistan, Ermenistan ve İran’daki Güney Azerbaycan Türkleri.
Asyanın ortasında Oğuz oğulları
Avrupanın Alplerinde Oğuz torunları
Doğudan çıkan biz, batıda yine biz
Nerede olsa, ne olsa kendimizi biliriz.
Hep insanlar kendilerini bilseler,
Bilinir o zaman ki hep biziz.
Türk sadece bir milletin adı değil,
Türk bütün adamların birliğidir.
Ey birbirine diş bileyen yığınlar,
Ey yığın yığın insan gafletleri
Yırtılmış gözlerdeki gafletten perde,
Dünya o zaman görecek hakikat nerede?
Hakikat nerede?
Mustafa Kemal
Yazıları posta kutunda oku