Kaç zamandır Kıbrıs’ı yazayım diyorum ama neresinden başlayacağımı bir türlü kestiremiyorum.
Bir ay kadar önce İstanbul’a giden bir dostum adaya dönünce telefon etti, “Nijeryalıları görünce Girne’de olduğumu anladım” dedi.
Girit açıklarında olan 6.4 büyüklüğünde deprem Kıbrıs’ta da hissedildi, Tatar hemen Anastiadis’i aradı, geçmiş olsun dedi.
Başbakan Sucuoğlu AB fonuyla Türksat uydusundan yayın yapan Rumcu TV’nin her gün Türkiye’ye söven programcısı ile programa çıktı.
Bağımsızlığı değil Birleşik Federal Kıbrıs’ı savunan; 2004 yılında Rum tarafından AP adayı olan ve Annan planına “evet” diyen Hasgüler, Serdar’ın eski, Ataoğlu’nun yeni partisi DP’den aday yapıldı.
Bakan Amcaoğlu, Rum yanlısı eski Cumhurbaşkanı Akıncı’nın eşi Meral Akıncı’nın başkanlığını yaptığı ve AB tarafından fonlanan KAYAD adlı dernekle 3 yıllık protokol imzaladı.
Buna göre AB’ın bugüne dek milyonlarca euro akıtarak fonladığı ve BİRLEŞİK FEDERAL KIBRIS kurma hedefi olan bu dernek, okullarımızda çocuklarımıza TOPLUMSAL CİNSİYET ADALETİ/FARKINDALIĞI dersi dahil “bazı konularda” dersler verecek.
Yâni okullarda AB’nin finanse ettiği LGBT (Lezbiyen, Gay, Biseksüel, Transeksüel) projesi okutulacak.
Aynı protokolü DP’li Çalışma Bakanı da imzalamış.
Bu konuda “dersler” veriliyor ama “KIBRIS TÜRK MÜCADELE TARİHİ” okutulmuyor.
Bakın Sabahattin İsmail, Facebook’tan Beratlı’nın hangi dediklerini aktarıyor:
“Sabahattin İsmail, bu konuda sustum konuşmadım…
Yıllardır bu memleketin üniversitelerinde ‘Kıbrıs Türk Mücadele Tarihi dersi mecburi ders olmalıdır’ diye bağırıp duruyorum.
Şu memlekette (EOKA’CI) Markos Dragos’u özgürlük kahramanı, (EOKA’CI) Afksentiu’yu antiemperyalist mücadeleci sanan tipler türedi.
EOKA’yı temize çıkarmaya çalışan, Türkçe konuşan tipler ortaya çıktı.
Sonunda 5 üniversite hocası ( Mehmet Balyemez, Ulvi Keser, Ata Atun, İhsan Tayhani ve ben) bir muhtıra yazıp bu “milli” eğitim bakanına ( OLGUN AMCAOĞLU) başvurduk.
YÖK ve Türk Tarih Kurumu’nun desteğini de alıp, bildirdik kendisine…
Yanına giden arkadaşlara (ben gitmedim Corona bulaştırır diye korkarım kendisinden) “Haaa” demiş, “eyya, lûzumdur”… (Tanık: Doç. Dr. M. Balyemez… Bir sene geçti, tık yok… Ben de Cumhurbaşkanı ile görüştüm…
Halâ tık yok…
Gidiyor, AB fonlu derneklerle görüşüp, liselere ‘…elik’ dersi koydurma protokolu yapıyor…
Ben milliyetçi değilim… Sadece bir Kıbrıslı Türk’üm…
Bu milliyetçi mi? Konuşturmayın beni…”
Ben de “Kıbrıs Türkü’nün ma’şeri vicdanı” Beratlı’nın bu dönemde neden lafların etrafından dolandığını, etliye sütlüye karışmayıp “Erik dalı gevrektir, aman basmaya değmez” türküsü dinlediğini; tam seçime giderken nasıl olup da çayda çıra oynayıp yemek tarifleri ile vakit geçirdiğini merak edip duruyordum.
Meğer öyle değilmiş, hazret sanal âlemde makamında oturuyormuş.
Her “milliyetçinin” de “çakma milliyetçi” olmadığını en iyi Beratlı bilir.
Kıbrıs’ta sağlık hizmetleri öteden beri felâkettir.
Çalışan yahut emekli olsun olmasın sigortalı her vatandaş…hastaysa, eğer gözü de yeterince karaysa gider sabah altıda devlet hastahanesinde sıraya girer… Muhtemelen öğleden sonra muayene olup reçetesini yazdırır, hastahanenin eczanesine iner, ilacı büyük bir ihtimalle yoktur, dışardan parayla ilacını alır. Yâni reçetede yazan ilaç parayla alınır.
Kolayı, “özele” gitmektir. İlaca zaten para verilecekse doktor parası da ne ola ki!
Hâl böyleyken…
Sağlık çalışanları greve gitmiş…
Ebe–hemşire ve doktorlar dahil.
Doktorlar poliklinikte hasta bakmıyorlarmış… “Poliklinikte”… Ama akşama özelde elbette “bakarlar”.
Tıp-İş Başkanı diyor ki; “Sağlık Bakanı randevu taleplerimize kulak tıkıyor”.
Bakan cevap veriyor; “İçimizde casuslar var”…
Afrika dahil doktorların grev yaptığı bir ülke hatırlıyor musunuz?
Doktorlar “sendikalı”, düşünebiliyor musunuz?
Ha bu arada simit de 10 lira, yazıyla on tele olmuş. Yâni geçerli para birimi olan bir sterline iki simit bile alamıyorsunuz…
Geliyoruz Gemikonağına dikilmesi düşünülen BEREKETÇİ anıtına…
Sonuna kadar destekliyorum.
Ama “KIBRIS TÜRK MÜCADELE TARİHİ” okumayan nesillere sorun bakalım, “BEREKET” ne, “BEREKETÇİLER” kimler?
Casuslara da dikkat edin.
“Ey ya…lüzumdur”. 12 Ocak 2022