Vay be,
Türkiyem vay,
Karşımızda, bugün gözümüzün içine baka baka:
“Türkçe ölmüştür, herkes Arapça konuşsun.”
Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Nazif Yılmaz adlı
bu sözü diyen bir Bakan Yardımcısı var.
Bunu duyunca Millet olarak kulaklarımızamı inanalım yoksa aklımızamı mukayyet olalım diye düşünmek yanlış olmasa gerek.
Şuna bakın şuna, resmî bir makamdaki bu şahıs, kamuoyuna mal olan mide bulandırıcı bir açıklama yapıyor ve bunun yanısıra resmi bir makamdan bir başka makama, bu yetmiyormuş gibi birde daha etkin bir makam olan.Milli Eğitim Bakanlığında, önemli bir görevde, Bakan Yardımcısı olarak makam işgali yaptırılıyor.
Söyleyin bakalım, bu şahıs Mete Han, Alparslan, Kılıçarslan, Babürşah, Osman bey, Karamanoğlu Mehmet bey, Talat Paşa, Atatürk zamanında yaşayıp bu Türk düşmanlığını, ahlaksızlığı ve terbiyesizliği etseydi sizce hangi töre işlerdi dersiniz?
Tabiki her asil Türkün bildiği o kesin töre işlerdi.
Bu yüzden artık bu şahıs, bu açıklamasından sonra TC Anayasa’sına ve Türk varlığına karşı, bilerek ve isteyerek suç İşlediği için bundan sonra bir dakika bile bu makamda kalmamalıdır.
Bu şahsın burada yaptığı açık bir biçimde Anayasa ihlalidir ve suçudur.
TC’ne ve Türk Milletine karşı açık bir düşmanlıktır.
Bunun için ise en azından bugünlerde, günümüz şartlarına uygun ve Milleti de seferber eden ve bu şahsın bir an önce istifasının ve görevden alınmasının gerçekleşmesi için bir talep, mektup, imza yada ilan kampanyası açılmalıdır.
Bu kampanyada, ayrıca da kamuoyunun kampanyanın geniş bir şekilde içine çekilmesi için de ilgili tüm kurum ve kuruluşlarda, bu ve buna benzer konuların Türkiye’de şimdi ve ilerde de olmaması ve aşılması için hesap sorulması amaçlı, toplantılar yapılmalı, kararlar alınmalı ve bu kararlar kamuoyuna da açıkça deklare edilmelidir.
Bu kampanya demokratik bir kitlesellikle yapılmalı, kampanya, kampanya ya katılanlar tarafından sürekli diri tutulup ve toplumda gündem olarak tutulup ve yoğunlaştırılıp Türkçemize sahip çıkılmalı ve bu şekilde de istenilen, yurtseverlik amacına kampanyacılar ulaşmalıdır.
Bu yapılarak, bugünlerde yurtseverliğin gereği de bir anlamda yerine getirilmelidir.
Kitle örgütleri, kanaat önderleri, şahsiyetler, siyasi partiler ve üyeleride bu kampanya da yer almalı, bu kampanya ya önderlik etmeli yada katılmalıdır.
Kampanyayı kimin başlatacağı sorunu yaşanmamalıdır.
Bunu herkes kişi veya kurum olarak tek tek yada birlikte yapmalıdır.
Bu konuda önerileri olanlar varsa bence herkes kişi ve kurum olarak önerilerini en kısa zamanda, en azından sosyal medyada yazmalıdır.
TV ve Radyolarda ve de yazılı basında da bir an önce açıklamalıdır.
Çünkü Türkiye’de gündem hızla değişmektedir, değiştirilmektedir ve sorunlar bilerek unutturulmaktadır .
Bu ise unutturulacak bir konu değildir.
Bu konu;
Varlığımızla ilgilidir..
Onurumuzla,
Kimliğimizle,
Namusumuzla,
Bekamızla ilgilidir.
Türkçe bizim onurumuz, şerefimiz, namusumuz ve kimliğimizdir.
Bunun için günümüz şartlarına göre, bu şahıstan ve bu şahsın nazarında bu aklın sahibi olan malum güruhtan hesap sorulmalı ve bu Türk düşmanlığının bedeli de bu güruha, bu şahsın kamuoyunda yapılması gereken yoğun bir kampanya ile istifası sağlanarak veya da bu şahsı görevden aldırarak, bunun hesabı sorulmalı ve de ayrıca hukuki olarakta bu şahsa bu yaptığı azgın düşmanlığı bizzat TC mahkemelerinde ödettirilmelidir.
Çünkü bu yapılan vatana ihanettir.
Anayasayı yok saymaktır.
Bu, bu gibi bir şahsın bir fikir özgürlüğü değil, bu Milli Eğitim Bakanlığı gibi bir makamın bu şahsa, sırf bu görüşte olduğu için peşkeş çekilmesine Milletin gözünün içine baka baka, Millet olarak maruz bıraktırılması vakasıdır..
Bu, TC’ne ve mekanın gerçek sahibi olan Türk Milletine karşı makamı ve yetkiyi kötüye kullanarak yapılan sadece şahsi değil aynı zamanda mensubu olduğu grubun emellerince de yapılan karşı devrimci bir eylemdir.
Bu yapılan, bu şahsın ve bağlı olduğu güruhun yanına kalmamalıdır.
Bırakılmamalıdır.
Buna artık bir dur denilmelidir.
Dur denilmelidir.
Bu topraklar, bu vatan bu gibi bir düşmana ve düşmanlığa dar edilmelidir .
Bunun içinde, hadi bakalım, herkes vatan görevine.. denilmelidir..!
Her zaman olduğu gibi:
Atatürk’le kalın.
Cumhuriyetle kalın.
Hoşçakalın!.
Saygılarımla
Sefa Yürükel