Hayat pahalılığı insanları ucuza yönlendiriyor. Bu nedenle ikinci el piyasası hareketli günler yaşıyor. Daha açık ifade ile “Bitpazarlarına nur yağdı.”
Bu günlerde önem kazanan bu konuyu Amerika’nın Sesi VOA masaya yatırdı. Sokak röportajlarından bir derleme yaptı. Biz de önemsediğimizi bu konuya VOA’nın penceresinden ışık tutmaya çalıştık.
Kazaklar, pantolonlar 5 lira, çocuk kıyafetleri 3 lira, bebek ayakkabıları 1 lira, montların fiyatı 25-40 lira arasında… Yalnızca giyim değil, ev ve mutfak eşyaları, antikalar, elektronik aletler, her ihtiyaca göre ikinci el ürünler İzmir’de hafta sonları kurulan bitpazarlarında uygun fiyata satılıyor. Kullanılmış eşyaların yeni sahiplerini beklediği bu pazarlara son dönemde yoğun rağbet var.
Pazar günleri Ege Mahallesi’nde kurulan bitpazarı da geçmişe göre daha kalabalık. Çocuğuna eşya almak için pazara komşusuyla beraber geldiğini söyleyen ev hanımı Döndü Demir, “Neler aldık? Çocuklarımıza kıyafet aldık, ayakkabı aldık. Pazar yerlerinden de alıyoruz ama burası daha uygun bizim için, herkes için uygun. Ne kadar tuttu? 1 liraya bebek ayakkabısı aldık. 5 liraya gecelik aldık” dedi.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Demir, “(Sıfır eşyalar) cebimize pahalı geldiği için burası uygun geliyor. Herkes buraya geliyor, buralardan alıyoruz. Çok kişi (fiyat) indirmiyor ama çok kişi de indiriyor. 5 diyorsa, 3’e indiriyor. Kimisi ‘olmaz’ diyor. Çok kişilere pahalı geliyor. Onu da alamayan insanlar var. Her şey pahalandı, mazottur, gazdır, yeme içmedir, sebzelerdir. Her şey pahalandı” diye konuştu. Demir, geçmişte mağazadan sıfır eşya alabildikleri için bitpazarına gelmediğini de kaydetti.
Pazarda ikinci el giyim eşyaları satan Levent Yılmaz da hayat pahalılığı yüzünden bitpazarlarındaki müşteri kalabalığının arttığı düşüncesinde. Yılmaz, “Bu zamlardan önce bu kadar rağbet yoktu. Ama şu zamlardan sonra milletin biraz daha bize talebi arttı. Kıyafet yetiştiremiyorum desem yeri var. ‘Krizden dolayı buraya geldik, bütçemiz yetmiyor’ diyorlar. Gelenlere poşet poşet kıyafet veriyoruz” dedi.
Fiyatlar düşük olmasına rağmen müşterilerin pazarlık yapmaya çalıştığını kaydeden Yılmaz, “Tezgahımda genelde karışık kıyafetler var ama her göze hitap edecek, herkesin bütçesine göre malımız var. Gelenler hep kırsal kesim yani ihtiyaçlı kesimler. Milletin alım gücü zayıf. Bugün ben çocuk kıyafetini üç liradan satıyorum. 1,5-2 lira olsun diye pazarlık yapıyorlar. Tabii ki onların da durumları yok. Montları mesela 25-40 milyon civarında satıyoruz. Onları bile alırken pazarlık yapıyorlar” diye konuştu.
Pazarın önceden de müdavimi olan çocuklu ailelerin yanı sıra öğrencilerin de ilgisinin arttığını vurgulayan Yılmaz, “Okuyoruz, alamıyoruz. Bir kazak almaya kalksan 200-250 milyon lira civarında. Ailemizin durumu belli. Bu zamlardan dolayı ailem de etkilendi’ diyorlar. Doğal olarak alamıyorlar. Talep arttı, öğrenci kesimi çok. Allah herkesin yardımcısı olsun. Kriz gerçekten hepimizi vurdu. Bugün arabamızın marşına basamıyoruz, daha doğrusu basmaya korkuyoruz. Gücümüz belli çünkü. Bir çıtamız var, o çıtayı aşamıyoruz. Buraya gelen insanları gördükçe de daha çok yıpranıyoruz” dedi.
Pazarda sadece alıcılar değil ihtiyacı yüzünden eşyalarını satmaya gelenler de var. VOA Türkçe’ye konuşan Yılmaz, “Mesela dün bir öğrenci geldi. Üç dört tane montu varmış ama harçlığı kısıtlı olduğundan dolayı iki tanesini satmak istedi. Ne kadar yardımcı olabilirsem oldum. Kaç paraya satıyorsam o şekilde aldım, onun ihtiyacı görülsün diye” sözlerini kullandı.
‘Ayakkabı olsun, giyim olsun, bardak, çatal, kaşık, ne bulsak onu satıyoruz’ diyen pazar esnafından Rıdvan Muca da insanların ihtiyaç yüzünden evlerindeki eşyalarını satmaya başladığını söyledi. Muca, “Adam evinden eşyasını getirip satıyor. Halısını getiren var, satan var. Sabah aldık o halıyı. İnsanların ihtiyacı var. Ekmek parası için satıyorlar. Yani yapacak bir şey yok. Mücadelemiz ekmek parası için. Herkesin alacak gücü yok” dedi.
Müşterilere yardımcı olmaya çalıştıklarını ancak artık indirim yapmaya kendi güçlerinin de kalmadığını ifade eden Muca, “5 lira diyoruz, ‘2 lira olmaz mı’ diyorlar. İnsanlarda para yok. Alım gücü kalmadı. Mesela bir pantolon 5 lira diyoruz ama 2 liraya, 3 liraya veriyoruz insanlara mecbur. Para yok pul yok. Ne yapsınlar? 1 liralık şeye, ‘50 kuruş olur mu’ diyen var. Veriyoruz yani, yapacak bir şey yok. Ama şu anda mazot olmuş 15 milyon. 100 milyon yakıt yakıyoruz, buraya geliyoruz. Buradan gidinceye kadar oldu masrafımız 200 lira. Biz burada fazla bir para kazanmıyoruz. 100-200 lirayla evimize gidiyoruz yani. Nasıl çıkaracağız masrafımızı? 5 tane çocuğum okula gidiyor” diye konuştu.
Bitpazarına rağbet artmasına karşın tezgah sayısının giderek azaldığını belirten Muca, “Adam geliyor, burada 200 lira masrafı var. Kazanmadan gidiyor. Bir dahaki hafta gelmiyor. Müşteri geliyor bakıyor, tezgahların çoğu kapalı olunca bir daha gelmiyor. Herkesin durumu aynı. Çöp toplayıp getiriyoruz, burada satıyoruz. Bir yerden, mağazadan almıyoruz. İkinci el olarak alıyoruz. Kapıcılardan alıyoruz, çöplerden, hurdacılardan alıyoruz. Getiriyoruz, burada vatandaşa satıyoruz. Adam yıkıyor, tekrar elbiseyi giyiyor, başka çaresi yok” dedi. Pazarda 35 TL yer kirası da ödediklerini söyleyen Muca, ikinci el eşyaları ucuz satabilmek için belediyenin kendilerine ücretsiz bir yer sağlamasını istedi.