Doğumunun 170. Yılında Gaspıralı İsmail Bey (1851-1914) / Prof. Dr. Mehmet Saray /turkishforum – Abdullah Türer Yener
Türk dünyasına en büyük zararı Doğu Türkistan’ı işgal eden Emperyalist Çin ile Batı Türkistan’ı işgal eden emperyalist Rusya olmuştu. Doğu Türkistan halkını oluşturan Uygur Türkleri 1934’den itibaren Çin’in baskısına dayanamayıp Çin yönetimini kabul etmek mecburiyetinde kalmıştı.
Devletlerarası hukuka aykırı olarak Çin’in yaptığı bu işgale, yaklaşan 2.Dünya Savaşı nedeniyle diğer ülkeler tarafından tepki gösterilmemiştir. Bugün BM.nin kabul ettiği bütün insan hakları beyannamelerini kabul edip imzalayan Çin yönetimi Uygur Türklerinin haklarını tanımadığı gibi, Doğu Türkistan’dan bahsedilmesine tahammül edemiyor ve bu Türk ülkesini Çin’in bölünmez bir parçası olduğunu söylüyor. Çin’in bu insanlık ve hukuk dışı devam ederken, pek çok Türk ülkesini işgal edip sömüren ve zulmeden Rusya, hukuk dışı kurulan sömürü sistemini ve imparatorluğunu kaybetmiş ve beş Türk cumhuriyetinin istiklalini tanımak mecburiyetinde kalmıştı. Ezeli rakibi ABD’nin Ukrayna ile olan ilişkilerinden rahatsız olan Putin yönetimindeki Rusya, bir açıklama yaparak, uluslar arası hukuka aykırı bir şekilde işgal ettiği Kırım’ın “Rusya’nın ayrılmaz bir parçası olduğunu” ilan etmiştir.
Bir Kırım Türk’ü olan ve ömrünü Türk dünyasının “dil’de,fikir’de ve iş’de birlik” halinde yaşaması için harcayan Gaspıralı İsmail Bey’i doğumunun 170.’inci yıldönümünde anmak bu satırların yazarını son derece üzmüştür. Rusya’nın bu hukuk dışı açıklamasına ne Türkiye’den, ne diğer Türk cumhuriyetlerinden ve nede diğer ülkelerden bir tepki gelmemiştir. 12 Kasım 2021’de İstanbul’da “Türk Konseyi” toplantısına katılan Türk Cumhuriyetleri liderlerinin bu konuda bir söz söylememesi ayrıca son derece düşündürücüdür. “Türk Dünyasında Birliğin Kurulması Şart” adlı kitabımda Gaspıralı’ya ayrı bir bölüm ayırmış ve “Türk Dünyasında Birliğin Önderi Gaspıralı İsmail Bey Olmalıdır” demiştim. Aynı kökten gelen kardeş Türk cumhuriyetlerinin halkları arasında dil birliğinin, kültür birliğinin ve iş birliğinin gelişmesi için mücadele eden Gaspıralı İsmail Bey’in mücadelesi son derece insani ve hukuki olduğu için, UNESCO teşkilatı 2014 yılını “Gaspıralı İsmail Bey’i anma yılı” ilan etmişti. Bu vesileyle Gaspıralı’yı ve mücadelelerini anlatan bir konferansı İstanbul Üniversitesinde yapmıştık. Gaspıralı’yı doğum yıldönümünde anan bir konferansın tertip edilmemesi son derece üzücüdür. Kardeş Türk Cumhuriyetlerinin istiklallerinin otuzuncu (30.) yıldönümünde dil ve kültür birliğimizi sağlayacak ne kadar az hamle yapıldığını üzülerek belirtmek mecburiyetindeyim.
Ankara’da toplanan Türk Cumhuriyetleri Cumhurbaşkanları toplantısında alınan kararlara göre ortak tarihimiz, edebiyatımız yazılıp okullarda öğretilecekti. Ayrıca ortak alfabemiz ve ortak lügatimiz olacaktı. Bu konuların projelerini yürüten kişi olarak, ben üzerime düşeni yaptım kardeş cumhuriyetlerin bilim adamlarını Ankara’ya davet ederek projeleri tamamlayıp yetkililere teslim etmiştim. Yetkililere defalarca rica etmeme rağmen , Gaspıralı İsmail Bey’in ruhunu şad edecek şekilde bu alanda bir adım çalışma yapılmadı. Kardeş Türk Cumhuriyetlerinin okullarında Rusça nasıl öğretiliyorsa, Türkiye Türkçesi de iyi yetişmiş öğretmenler tarafından gençlere öğretilmelidir. Aynı şekilde kardeş cumhuriyetlerin kullandığı diller veya lehçeler de Türkiye’deki okullarda okutulmalıdır. Gaspıralı’nın yaptığı gibi, bugün bizler yapamazsak Türk dünyasında birliği sağlamak kolay olmayacaktır. Dil ve kültür birliğinin yanı sıra ekonomi ve ticaret alnında da büyük hamleler yapmamız gerekiyor. Kısaca, Türk dünyasında birliği sağlayacak çalışmaları yaptığımız zaman bu birliğin sağlandığını göreceğiz. Ve göreceğiz ki her kardeş cumhuriyetin halkı daha mutlu bir hayat yaşayacaktır. Gaspıralı 1914 yılında vefat ettiği zaman, Türk dünyasının meselelerini iyi takip eden Ord. Prof. Dr.Fuad Köprülü hoca onun için şu sözleri söylemişti: “Bütün hayatını Türklüğün yükselmesine sarf eden bu büyük adam, Türk milletinin ebedi şükranına layıktır”. Bu, Türk dünyasına verdiği hizmetler dolayısıyla Gaspıralı İsmail Bey için söylenebilecek en doğru, en güzel sözlerdi. Bu inançta olan bu satırların yazarı da “Türk Dünyasında Eğitim Reformu ve Gaspıralı İsmail Bey (1851-1914)” ve “Gaspıralı İsmail Bey’den Atatürk’e Türk Dünyasında Dil ve Kültür Birliği” kitaplarını yazmıştım. Gaspıralı’nın yaptıklarını bizler de yapmalıyız. Hem Türkiye’de ve hem de kardeş Türk cumhuriyetlerinin okullarında Gaspıralı anlatılmalıdır.
Bir yanıt yazın