İNAMOĞLU, GÜCÜ ELİNDE TOPLADIĞINDA BUGÜNKÜ ELEŞTİRDİĞİMİZ, SEVMEDİĞİMİZ VE İKTİDARDAN GİTMESİNİ İSTEDİĞİMİZ ERDOĞAN’A BİLE TAŞ ÇIKARTACAKTIR.
BU KESİMLERE KARŞI TÜRKİYE’NİN TEKRAR NORMALLEŞMESİ İÇİN KEMALİST HAREKET VE KEMALİST ÖRGÜTLENME TEK ÇÖZÜMDÜR.
KİMSE BURUN KIVIRMASIN.
Türkiye’de siyaset buhran üzerine buhran yaşamaktadır. Bunun etkisi ise Türkiye’de ki hayatın her alanına yansımakta ve Türkiye’yi büyük krizlere sokmakta ve sarkıtmaktadır.
Peki bu durumdan acaba Türkiye’nin kurtulması mümkünmüdür?
Evet mümkündür.
Bunun için Atatürk ilke ve devrimlerini ve TC’nin kuruluş felsefesini tekrar rayına oturtacak bir perspektif ve örgütlenmeye ihtiyaç vardır.
Böyle bir örgütlenme Türkiye’de çeşitli çevre ve kişiliklerde ve Halk içinde var olan Kemalistlerin birliktelik ilkeleri ve ruhuyla inşa edilmeli ve yapılmalıdır.
Türkiye’nin bu giderilmesi gereken Kemalist bir örgüt ihtiyacından dolayı, yurtseverlerce oluşturulması gereken Kemalist yapılanma, önümüzdeki dönemde ya mevcut durumda elini çabuk tutup, bir an önce iktidara gelmek için öncelikle Halkı seferber edebilecek ve Kemalist bir Harekete de dönüşecek bir çark oluşturacak ve bu çarkın usulünce de Halk içinde adam adama örgütlenilecek yada Türkiye’yi Erdoğan’dan sonra, daha da tehlikeli ve Yeni bir Erdoğan olan Gül’ün İmamoğlu’na veya onun gibi birisine terk edecektir.
Olacak olan budur.
Eğer Türkiye’de ki yurtseverler tarafından bundan sonra, Türkiye’de sağlıklı bir rejim ve iktidar isteniyorsa, öncelikle Kemalistler olarak ve Halk olarak herkes aklını başına almalı, bari bundan sonra düşünceli ve sorumlu davranmalıdır.
Bugün her güç Merkezi RTE’den sonraki alternatifini Türkiye’de yaratmaya çalışmaktadır.
Ve bu anlamda da verilerden kaynaklanan şu öngörüyüde herkes alır ve cebine koyarsa ve bir gün tekrar hatırlatsa iyi olacaktır: yeni siyasi bir Pinokyo olan proje İmamoğlu, liberalleşen CHP’ye, geçmişteki bir Ekmeleddin gibi yeni bir Abdullah Gül önerisidir ve RTE sonrası bir alternatif olarak kamuoyunda bilinen malum çevrelerce şimdiden markalaştırılmak ve yeni Cumhurbaşkanı adayı olarak ( yeni tek adam) dillendirilmek istenmektedir. Zaten adaylarınında İmamoğlu olduğunu bu çevreler hiçte saklamamaktadır.
Zaten başından beride, Beylikdüzü ve İBBB’da İmamoğlu Gül’ün önerisi ile aday olmuş ve oldutturulmuştur.
Şu artık verilerinden dolayıda çok açıktırki, Gül Türkiye’yi arkadan yönetmek için kimin projesiyse ki bu bilinmektedir, İmamoğlu’da o projenin Türkiye’de ki bir uzantı projesidir.
Bu yüzden de kimse Erdoğan karşıtlığı ve sevmezliği üzerinden İmamoğlu’nun en az Gül kadar tehlikeli olduğunu unutmamalıdır ve Erdoğan’a kızarak İmamoğlu’nun kim olduğunu kamufle etme yanlışına da düşmememelidir.
Mevcut Erdoğan iktidarı eninde sonunda tabiki gidicidir.
Ama burada dikkat edilmesi gereken şey yeni gelen iktidarın demokratik ve yurtsever bir iktidar olmasıdır. Yeni bir Erdoğan iktidarı olmamasıdır.
Bu yüzden ve şimdi kendi alternatiflerini hazırlamak için Kemalistler, planlı ve programlı bir çalışma içine girmelidir.
Kemalistler bugünden itibaren Türkiye’yi emperyalistlerin bilerek soktuğu Erdoğan ve İmamoğlu ( Gül) girdabindan da kurtarmak için kendi siyasi çözümlerini ve aday alternatiflerini yaratmalıdır.
Tekrar konumuza dönersek,
İmamoğlu bir kere CHP’li değildir.
Bunu Beylikdüzü CHP ilçe teşkilatına neden girdiğini anlattığı kendi beyanatından da görebilirsiniz.
İmamoğlu’nun en yakın yardımcısı Yavuz Saltık ise yıllarca Amerikan dış istihbarat örgütü CİA tarafından idare edilen vakıflarda “eğitmenlik” yapmıştır. Bu herşeyi esasında bu gibi konuları bilenlerce de ayan bir durumdur. İmamoğlu bugün sadece Gül değil, aynı zamanda çift dikişli olarak Yavuz Saltık ve Saltık’ın arkasındaki güçlerce denetlenmekte ve yönlendirilmektedir.
Saltık, İmamoğlu’nun Türkiye’yi yönettirmek için emperyalist güç tarafından tohumlandığı Beylikdüzü Belediyesinden beri, İmamoğlu’nun tüm uluslararası ve Türkiye’de ki ilişkilerini ayarlayan ve hesaplayan bir “şahıstır”.
İmamoğlu’na değinirsek İmamoğlu, güya siyasi kariyer yapmak, basamak olarak kullanmak ve kendisine verilen icazetli bir görevi yapmak için CHP’ye girmiştir.
Halbuki İmamoğlu, Gül’ün ardındaki güçlerce CHP’ye bir proje olarak sokulmuştur. Adeta başkaları gibi farklı bir görev için monte edilmiştir.
CHP’ye emperyal bir proje dahilinde sokulmuş olan bu İmamoğlu denilen zat, bugüne kadar CHP gibi ideolojik partilerde çok zor olan bir şeyi güya görüntüde “başarmıştır” . Hızla yükselmiştir. Ama gerçek hiçte öyle değildir. Kendisi esasında bu görüntünün tersine, bir emperyalist el tarafından CHP içinde hızla yükseltilip, bugünkü CHP yönetimine bile rakip bir konuma sokulmuştur.
Bu durum Türkiye için çok acı bir durumdur.
Ama bu durum, Atatürk’ün kurduğu CHP için ise dahada acı bir durumdur.
CHP, Atatürk’ten uzaklaştıkça da uzunca bir süredir bu gibi kötü süreçleri zaman zaman da yaşamıştır.
CHP’nin ve CHP’ye karşı yapılan dış destekli operasyonlardan dolayı da Türkiye’nin bugünkü hale düşmesinin baş sorumlusu ise, Erdoğan’ın önünü açan Baykal -yönetimi ve İmamoğlu’nun önünü açan ise Kılıçdaroğlu-yönetimidir.
Atatürk’ten kopan ve Kemalistleri tasviye eden bugünkü CHP teşkilatları ve bugünkü CHP üst yönetimi bu anlamda,Türkiye’de ki tüm kötü gidişlerde de gerçekte bu anlamda vebal altındadır.
Şunu kimse unutmasın, Türk siyaset hayatında, iktidar için, CHP’yi dizayn edemeyen hiç bir güç, Türkiye’de asla iktidara gelmemiştir, siyasete yön verememiştir ve iktidarda da asla kalamamıştır.
Onun içinde,1946’dan bugüne kadarda Türkiye’nin başına getirilmiş tüm iktidarlar CHP üzerinden dizayn edilmiştir.
Yani Türkiye’de iktidara erişmek önce CHP’yi dizayn etmekten geçmektedir.
Son 20 yıldır CHP, yeni dünya düzenine göre dizayn edildiği içinde, bugüne kadar bu iktidarın yaptığı onca hatadan dolayı çoktan muhalefet ve onun seferber edeceği halk baskısıyla değiştirilmesi gerekebilirken, maalesef CHP bu iktidarın iktidar olmasından daha önce dizayn edildiği için, yapılması gereken yapılamamış ve CHP’yi dizayn eden den emperyalist güç tarafından ( ABD – AB) bugüne kadar da CHP, uzunca bir süredir, bugünkü iktidarı iktidarda tutma partisine dönüştürülmüştür.
Evet Gül ve onun CHP’de ki şimdiki eli olan İmamoğlu vasıtasıyla ve İmamoğlu’nu bugün markalaştıraran güççe, bugünkü mevcut Erdoğan iktidarını, CHP’yi de dizayn eden güç tarafından, CHP’nin ve onun ittifak bileşenlerininin önüne, İmamoğlu’nu yeni tek adam alternatifi olarak koyarak değiştirmek istemektedir.
Bunu da, geçmişte Erdoğan’ı destekleyen aynı emperyal gücün, bugün kendilerince Erdoğan’ın kullanma tarihi geçtiği için, “yeni adamı olan” İmamoğlu’nu markalaştırıp, yeni oluşacak olan iktidarın başına da İmamoğlu’nu geçirmek istediğini bizzat İmamoğlu’nun ilgili kesimlerle yaptığı görüşmelerinden, İngiltere ve ABD devletinin beyin takımının İmamoğlu’nu içeren ve onu öne çıkaran yazdıkları Türkiye raporlarından da açıkça görmekteyiz.
Yani uzun lafın kısası, bugün emperyalizm, bizim “ saf “ Türk halkına şimdi de artık Erdoğan olmadı onun vakti tamamlandı, şimdi size bir yeni siyasi Pinokyo’yu – İmamoğlu’nu verelim demektedir.
Bunun içinde emperyalizm elinden gelen herşeyi bugünlerde erken seçim adı altında da İmamoğlu’nu bir an önce iktidara geçirmek için yapmaktadır.
Son uluslararası döviz kuru ilişkili,Türkiye temalı iç ve dış tandanslı ekonomik operasyonlarda bu günlerde de bu yüzden yapılmaktadır.
Bu emperyalist baskının 2022 yılında da iktidar değişimine yönelik olarak ve içerde de ‘erken seçim’ adı altında ki ‘taleplerle’ de birleştirilerek devam edeceği de aşikardır.
Kendisini iktidara getiren emperyal güçlerce değiştirilmek istendiğini hisseden Erdoğan’da her şeyiyle bugünlerde buna olabildiğince direnmektedir.
Peki Türkiye’de bu emperyalist projeyi karşı durdurmak ve bertaraf etmek için ve anti emperyalist, bağımsızlıkçı yurtsever bir iktidar kurmak için yurtseverler ve özelliklede Kemalistler ne yapmalıdır?
Bu emperyalist projeyi bozmak için, tabiki öncelikle 1919-1926 arasında Atatürk tarafından o dönem Türkiye’de geliştirilen Cumhuriyet modelinin Türkiye Yurtseverlerince, bu Atatürk modelini güncelleyerek örgütlenmesi ve Kemalist hareketi gözle görülür bir şekilde Halk’a ve siyasete etki edecek bir biçimde ağırlıklı olarak yaratması gerekmektedir.
Bu alternatifi Kemalistler, eğer kısa bir süreçte Türk siyasetinde yaratamaz ise, işte o zamanda fizik kanununda olduğu gibi siyasetteki boşluğu da, bildiğimiz emperyalist destekle İmamoğlu gibi bir siyasi pinokyo doldurabilecektir, böylelikle Türkiye yeniden, esasında Erdoğan kadar, hatta ondan dahada sofistike olan yeni ve çok tehlikeli bir projeyle yine onlarca yıl karşı karşıya kalacaktır.
Son dönemde esasında Türkiye’de ve Türkiye’yi İlgilendiren dünyadaki dış siyasette olaylar gelişmelerin ne olduğu ve oyuncuları bellidir.
Ne yapılmak istendiğide bellidir.
Ama bunlara karşı yapılacak olanda bellidir.
Bugün Dünya, yeniden bir paylaşım savaşına sahne olmaktadır.
Türkiye’ye de bu anlamda, bu yeni paylaşımcılar tarafından da yeni bir rol biçilmeye çalışılmaktadır.
Bunun için de Batılı emperyalist güçler, artık bu yeni paylaşım döneminde Erdoğan’ı değil kendileri için daha elverişli olarak gördükleri İmamoğlu’nu tercih etmiştir.
Bunun belgelerinide emperyalistlerin, kendi bilim adamlarına yazdırdıkları, Türkiye ile ilgili raporlarında da hiç bir şey saklamadan dillendirdiklerini görmekteyiz.
Bu durum ve tercih, emperyalistlerce özellikle de İngiltere ve ABD için artık netleşmiştir.
Bunun böyle olduğunu bugünkü CHP üst yönetimide iyi bilmektedir.
Onlarda bu durumda, bugünün CHP’sinde ki kendi şahsi varlıkları, çıkarlarını düşünmekte ve korumaya çalışmaktadır.
Ve CHP’den İmamoğlu tarafından ve onu destekleyen dış destekli güçlerce tasviye olmamak için, bu duruma yani İmamoğlu projesine karşı kerhen de olsa direnmektedir.
Yani emperyalizm, kendi adamı Abdullah Gül’ün bulduğu ve Türkiye’de pazarladığı İmamoğlu faktörü vasıtasıyla, hem CHP’yi yeniden yeni tasfiyelerle (bir türlü emperyalizmin istediği kadar beceri sahibi olmayan Kılıçdaroğlu da tasviye listesinde var) dizayn etmeye çalışmakta, hemde S400 vs gibi konularda bazı sorunlar yaşadığı RTE’yi de aynı zaman diliminde elindeki farklı iç ve dış mekanizma ve işbirlikçileride kullanarak tasviye etmek istemektedir.
Ve böyleliklede iktidara getirmek istediği yeni işbirlikçi siyasi Pinokyo olan İmamoğlu figüranı ve diğer işbirlikçiler vasıtasıyla da, özellikle ABD, hali hazırda Türkiye’de var olan tek adam modeli üzerinden,tekrar kendi istediğini istediği şekilde Türkiye’de yaptırtmak için, bugünlerde çok yönlü olarak ve her anlamda harekete de geçmiştir.
Kısacası, tüm bu kötü durumlardan, Erdoğan ve şimdi Erdoğan’ı geçmişte Türkiye’de iktidara getiren aynı emperyalistler tarafından, yeni olarak piyasaya sürülen, yeni siyasi Pinokyo olan İmamoğlu gibilerden, kalıcı olarak Türkiye’yi kurtarmak için, bugün Türkiye’de vicdanlı ve yurtsever siyaset yapmak, kendine ve halkına, örgütüne güvenenler, plan, program, ilke ve ideolojisi olanlar artık bundan sonra şapkayı önüne alıp düşünmeli ve gereken siyasi önlemleri
şimdiden almalıdır.
Ve bu anlamda da Türkiye’de ki siyasi arenaya artık Türkiye’nin gerçek sahipleri olduklarını gösterecek bir güç gibi çıkmalıdır.
Gerçektende Kemalistler, bu çok zor konjektürde, Türkiye için bu görevi ciddiye almalıdır ve bunu bütün güçleriyle Halkı örgütleyerek tekrar üstlenmelidir.
Ve Kemalistler bundan sonra, en kısa zamanda kendimve Halk içinde toparlanıp, Türkiye için Kemalist ilkeler doğrultusunda yapılacakları yapmalı, Türkiye’yi 1923’deki gibi yeniden düzlüğe çıkarmayıda, plan, proje, taktik, strateji, söylev ve eylemleriyle yeniden başarmalıdır.
Vakit bu anlamda da Türkiye için gerçektende gittikçe daralmaktadır.
Demedi demeyin!
Her zaman olduğu gibi,
Atatürk’le kalın.
Cumhuriyetle kalın.
Hoşçakalın.
Sefa Yürükel
Bir yanıt yazın