Atatürk’ün Ankara’ya Gelişi

Fuat Köprülü’ye (1991) göre ise Ahilerin askeri bir fonksiyonu; Anadolu Selçukluları döneminde saltanat kavgalarında taraf olmaları, Moğol idaresi ve onları benimseyenlerle savaşmaları ve Osmanlı Devleti’nin kuruluşunda faal rol oynamaları olaylarında kendini göstermektedir. Yukarıda da yer yer değinildiği gibi, Köprülü Osmanlı Devleti’nin doğup büyümesinde ve Yeniçeri Ordusunun kurulmasında Ahiliğin büyük etkisi olduğunu belirtmektedir. Tüm bunlardan çıkarılacak sonuç, Ankara’nın 14’ncü yüzyılda Ahiler Devleti ile Cumhuriyet’e dayalı bir rönesans dönemi yaşamış olmasıdır. Kardeşlik, eşitlik, dayanışma ve paylaşım esasları temellerinde oluşan bu bağımsız devlet geleneğinin varisleri olarak Ankaralılar, Mustafa Kemal Atatürk’ün ifade ettiği “cumhuriyet kabiliyeti” ve kendi kendini idare etme yetisini bünyesinde barındırmaktaydı. Ayrıca, o dönemlerde Ahi Alayları, ve Atatürk’ün karşılanmasında da varlığını sürüdüren Seymen Alayı, Ankara şehrinin sivillerden oluşan bir askeri birliğiydi.

Nitekim, 27 Aralık 1919’da Dikmen sırtlarında somutlaşan emsalsiz karşılama töreni, Ankaralılar’ın kollektif hafızasında yeralan önsezilerin Milli Mücadele esnasında hareke geçmesidir. Karakterinde ve sosyal dokusunda; bağımsızlığı, özgürlüğü, fedakarlığı ve dayanışmayı barındıran Ankara halkı, U

lu Önder’i 27 Aralık 1919 tarihinde Keklikpınarı’nda büyük bir sevgi ve itaatle bağrına basacaktır. Ankaralılar Mustafa Kemal Atatürk’ün Ankara’nın seçiminde üçüncü ve en önemli neden olarak belirttiği ve “Ben Ankara’yı coğrafya kitabından ziyade tarihten öğrendim ve cumhuriyet merkezi olarak öğrendim.

Hakikaten, Selçuki idaresinin bölünmesi (inkisamı) üzerine Anadolu’da teşekkül eden küçük hükümetlerin isimlerini okurken bir “Ankara Cumhuriyeti”ni görmüştüm. Tarih sahifelerinin bana bir cumhuriyet merkezi olarak tanıttığı Ankara’ya ilk defa geldiğim o gün de gördüm ki aradan geçen asırlara rağmen Ankara’da hala o cumhuriyet kabiliyeti devam ediyor” sözleriyle ifade ettiği görüşler Ankara’nın Ahiler Döneminde yaşadığı demokrasi ve paylaşım temelinde gelişen Cumhuriyet geleneğine ve Ankaralılar’ın bu dönemden devraldığı mirasa dayanmaktadır.

Kızılca Gün: 27 Aralık 1919

Atatürk’ün Ankara’ya Gelişi ve Seymen Alayı…

Kısa bir tarih yolculuğundan sonra yeniden geldik 27 Aralık 1919’a… Yani Kızılca Gün’e… 27 Aralık 1919 Cumartesi güneşli bir kış sabahıdır Ankara’da… Bugünün sabahında bütün Ankaralılar’ı çıngırak, davul ve zurna sesleri ayaklandırır. Ankara’nın meşhur ihtiyar dilsizi Ahras İbrahim, elinde çıngırağı kırk para karşılığında sattığı ajansında Mustafa Kemal Paşa’nın Ankaraya geleceğini haber verir…

Ankara’nın meşhur tellallarından Ali Dayı gür sesiyle “Mustafa Kemal Paşa ve Yeşil Ordu geliyor! Herkes aşağı yüze insin!” diye çarşıdan bağırmaktadır… Esasen Ankara Halkı Mustafa Kemal Paşa ve Yeşil Ordunun[5] geleceğini, iki gün önce Perşembe günü Sivas’tan hareket ettiği gün öğrenmiştir ve sabırsızlıkla Konguru Paşasını[6] beklemektedir…

Kızılca günde öğleye varmadan herkes sokağa dökülür… Aslında bir haftadan beri Ankara’nın kasabalarından ve köylerinden atlı ve yaya çok sayıda Seymen ile kalabalık bir halk grubu Ankara’yı doldurmuştur. O za­manlar 15-17 bin olan Ankara’nın nüfusu, kazalardan ve çevre illerden gelenlerle birlikte 80 bin kişiyi bulmuştur. 3000 atlı ve 700 yaya Seymen büyük bir coşkuyla Mustafa Kemal Paşa’nın yolunu gözlemeye başlar. Bu tarihte benzerine az rastlanır bir galeyandır… Ankaralılar’ın dedikleri gibi bugün Ankara’da gerçekten kızılca bir gün olmuştur.

Kurtarıcının 27 Aralık 1919’da karşılandığı yer, bugün Ata­türk Parkı’nda 44 heykel figürüyle sembolize edilen Dikmen sırtlarıdır. Mustafa Kemal Paşa ülkeyi kurtarmak için kişisel kararlılığı kitlesel direnişe dönüştürebilecek ortamı Ankara’da bulmuştur. 27 Aralık 1919 Cumartesi, Ankara’nın en büyük günüdür… Ankaralılar’ın “Kızılca Gün” olarak tanımladığı bu önemli gün, bir lidere, bir vatan kurtarıcısına olan sevginin, desteğin tüm dünyaya gösterildiği emsalsiz bir gündür. 27 Aralık aynı zamanda Ankaralılar’ın geleleceğe bir mirasıdır… İşte bu mirası Ankara’nın sivil temsilcisi olan Ankara Kulübü aynı heyecanla yaşatmaya ve yarınlara aktarmaya çalışmaktadır.

Atatürk’ün Ankara’ya Gelişi 27.Aralık.1919 -Ankara Kulübü / Turkishforum - Abdullah Türer yener - kizilay1940ankara

Özetle, Ankara; Anadolu’nun sönmeyen bağımsızlık ve özgürlük ateşini taşıyan insanların kentidir. Milli Mücadelenin başlangıç günlerinde Ankaralılar tarihlerinden gelen güçlü bir önsezi ve inançla Mustafa Kemal’i coşkulu bir biçimde karşılamışlar ve Kurtuluş Savaşı’nda ve devrimler sırasında da verdikleri olağanüstü destekle Atatürk’ün gönlünde müstesna bir yer kazanmışlardır. Bu değeri Mustafa Kemal “Ankara’nın ve Ankaralıların benim gönlümde bambaşka bir yeri vardır” sözleriyle ifade etmiştir. Nitekim Ankara yalnız bir il, bölgesel bir merkez ve başkent değil, aynı zamanda Cumhuriyet’in sembolü ve ülkenin geleceğinin simgesidir.

Dr. Metin Özaslan
Ankara Kulübü Derneği Genel Başkanı

Sayfalar: 1 2 3 4

Atatürk’ün Ankara’ya Gelişi 27.Aralık.1919 -Ankara Kulübü / Turkishforum - Abdullah Türer yener - ankara kuvayi milliye

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir