ANCAK ATATÜRK’ÜN ÖRGÜTLENME MODELİ GÜNCELLENİP GELİŞTİRİLDİĞİ TAKTİRDE, TÜRKİYE TEKRAR ÇAĞDAŞLIK YÖNÜNDE İLERLEYEBİLİR
Türkiye her konuda zor bir dönemden geçmekte, ekonomik, sosyal, siyasi ve kültürel veriler de bize gösteriyorki, Türkiye’nin önümüzdeki dönemde, iç gerginlikte dahil parçalanmaya kadar sürecek olan dalgalı ve tehlikeli bir süreçlerden geçeceği gözlemlenmektedir.
Türkiye’nin bu yıkıcı dönemden kurtuluşu, ancak mevcut ve emperyalizme bağımlı bu islamcı iktidarın değişikliğini de içeren, Atatürk’ün ilke ve devrimlerinin vizyon olarak seçildiği, 1919-1926 arası fiili olarak Türkiye’de uygulamaya konulan ve 1938’e kadar da devam ettirilen, kültürel, siyasi ve sosyal örgütlenme modeli’nin, günümüz şartları ve olanaklarına uygun hale getirilmesi ve bunu gerçekleştirecek kollektif ve uygun ittifakların birlikteliğinin sağlanmasıyla olabileceği aşikardır.
TC’nin kuruluş felsefesinin bir an önce sistem ve rejim olarak tekrar rayına oturtmak için, Atatürk’ün tarihsel birikimlerinide içeren ve TC’ni çağdaş medeniyet seviyesine çıkartmayı da amaçlayan vizyonunun, 1938’den itibaren kesintiye uğradığı yerden, bir bayrak yarışı gibi bayrağı tekrar ele alıp ve geliştirerek ve tekrar aynı amacı gerçekleştirmeye doğru halkıda örgütlü bir biçimde seferber ederek yola devam edip, istenilen bağımsızlıkçı, anti emperyalist, devrimci, halkçı, milliyetçi, laik, devletçi ve cumhuriyetçi bir iktidarıda yönetime getirerek, ve buna müteakip akıl ve bilimin egemen olduğu yapıcı toplumsal bir değişimide tüm halkçı olanaklar kullanarak gerçekleştirdikten sonra ancak Türkiye tekrar çağdaş medeniyet yolunda ilerleyebilir.
Yani Türkiye’de denenmiş, başarılı olmuş ama 1938 ‘den itibaren sistemli olarak kesintiye uğramış olan Atatürk’ün devrimci örgütlenme modelinin iskeletinin ve içeriğinin ne olduğu, 1919-1926 arası Türkiye Cumhuriyeti’nde ki yapılan fiili uygulamalar ve teorik söylemler incelendiği takdirde bu konu, çok yalın bir biçimde konuyla ilgilenen herkesçede görülecektir
Burada temel ihtiyaç, yapılması gerekenin ne olduğu ve örgütlenme modeli esasında çok bellidir.
Mevcut durumda, şartlar uygun olmasına rağmen, bugün Atatürk’ün örgütlenme modeline uygun ve acilen ihtiyaç duyulan bu tip bir örgütün oluşturulması ve bu tip örgüt sorununun bir an önce Türkiye’nin bekası için çözülmesi gerekmektedir.
Ayrıca bu arada halka bağı iyi olan ve halkı örgütleyecek olan vasıflı kişilerden olulacak örgüt kadrolarının ve Atatürk’ün örgütlenme modeli ile oluşturulacak örgütü omuzlayacak olan kaliteli insan faktörünün tamamlanmasıda bu arada da şimdiden konuyla ilgilenenler tarafından iyi düşünülmelidir.
Örgütlenme ve model konusunda kamuoyuna açık samimi bir tartışmanın açılması, önümüzdeki kısa bir süreçi kapsayan süre konuya meyli olanlar içinde acil bir görev olarak durmaktadır.
Yani kısacası herkesi yeniden, yurtseverlerce kollektif olarak yapılacak olan YENİDEN HEYETİ TEMSİLİYE örgütlemesinİ 21. yüzyıla uygun olarak;ilkeli, programlı ve planlı bir biçimde örgütleme beklemektedir.
Türkiye’nin içinde bulunduğu bu çok zor durumdan çıkarılması ve kurtuluşu için tek çare ve yolun Atatürk modelli ve Atatürk gibi aynı amaçlara yönelik olarak bir örgütlenmenin olduğu artık sorumluluk duyan herkesçe kabul gördüğü gibi ortadadır.
Yani bu durumda gerçekten, Türkiye’nin kalıcı bir şekilde ve içerikte bu iktidardan ve desteğini aldığı emperyalizmden kurtuluşu için, Atatürk modeli bu ihtiyaç duyulan örgütlenme, Türkiye’nin bekası açısından her halükarda bir an önce giderilmelidir.
Bu temel ihtiyaç bir an önce giderilmediği taktirde de Türkiye’nin varcağı olumsuz sonuçlar şimdiden bellidir.
Her zaman olduğu gibi,
Atatürk’le kalın.
Cumhuriyetle kalın.
Hoşçakalın!
Sefa Yürükel