“ABD’de Joe Biden yönetiminin Türkiye’ye büyükelçi olarak atadığı eski Senatör Jeff Flake, 7 Ocak’ta Ankara’ya gelecek ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a güven mektubunu sunmasının ardından resmen göreve başlayacak.”
Yukarıdaki haber basında yer aldıktan sonra Jeff Flake’in Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından kabul edileceğini öğrendim ve üzüldüm. Çünkü Türkiye’nin Washington Büyükelçisi eski Eskişehir Milletvekili, kendisini ve ailesini yakından tanıdığım Doç. Dr. Murat Mercan güven mektubunu aynı prosedüre göre sunmamıştır. Uluslararası ilişkilerde mütekabiliyet, “karşılıklı olma durumu” anlamına gelir. Devletlerarası ilişkilerde maruz kalınan davranışa aynı şekilde karşılık verme ilkesidir.
Mütekabiliyet ilkesi, devletlerin birbirleriyle eşit egemenlik haklarına sahip olduğunun bir göstergesidir. (Bruno Sımma, “Reciprocity”, Max Plunck Encyclopedia of Public International Law, Oxford Public International Law Oxford University Press, 2008, par.3. (http://opil.ouplaw.com) Devletler özel hukuku alanında geniş uygulama alanı bulan mütekabiliyet, “En az iki devlet arasında uygulanan ve bir ülkede diğerinin vatandaşlarına aynı mahiyette hakların tanınması”nı ifade eder. Mütekabiliyet, devletler arasındaki eşitlik esasına dayanır. (Alper Yılmaz, “6302 Sayılı Kanun Hükümleri Uyarınca Yabancı Gerçek Kişilerin Türkiye‟de Taşınmaz Edinimi”, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C:XVII, s.1-2, 2013, s.1112)
ABD’de 20 Ocak 2021’de göreve gelen Başkan Joe Biden, Temmuz ayında yaptığı bir açıklamayla, Ağustos 2019’dan bu yana Ankara’da görev yapan David Satterfield‘in yerine eski Cumhuriyetçi Arizona Senatörü Jeff Flake‘i ABD’nin yeni Türkiye Büyükelçisi adayı göstermiştir. Flake’in büyükelçiliği, 16 Ekim’de Senato Dış İlişkiler Komisyonu, 26 Ekim’de de Senato Genel Kurulu’nda Cumhuriyetçi ve Demokrat üyelerin ortak kabulüyle onaylanmıştır.
ABD Başkan Yardımcısı Kamala D. Harris‘in de katımıyla 7 Aralık’ta düzenlenen törende yemin etmiş ve görevi resmiyet kazanmıştır. Flake’in Türk makamları nezdinde görevine resmen başlamak için Cumhurbaşkanı Erdoğan’a güven mektubunu sunması gerekir.
Joe Biden gibi yardımcısı Kamala Harris de sözde Ermeni soykırımını tanıyacaklarını açıklamıştır. Biden’ın bir şekilde görevi bırakması durumda ABD Başkanı olacak kişi olan Harris bu bakımdan önemlidir. Joe Biden’ın seçimlerdeki rakibi olan Harris, ülkenin ilk siyahi başkan yardımcısı olmuştur. Bir siyahi olarak sözde Ermeni soykırımının tanınması için çalışan ilk siyasetçidir. Jamaikalı baba ve Hindistan kökenli annenin çocuğu olarak 1964’te Kaliforniya’da doğmuştur. Sözde Ermeni soykırımı konusundaki hassasiyetini şöyle açıklamıştır:
Basında yer alan “Ankara, Biden yönetiminin göreve gelmesinin ardından başlayan ve liderler arasında gerçekleştirilen iki yüz yüze görüşmeyle devam eden diyalog ve istişare sürecine yeni büyükelçinin katkı vereceği öngörülüyor.” yorumunu ben ihtiyatla karşıladım.
Flake, Osmanlı İmparatorluğu’nun Ermenilere karşı gerçekleştirdiği toplu mezalimleri soykırım olarak tanıyarak bu konuda önceki tutumunu tersine çevirmiştir. “ABD’nin bir sonraki Türkiye büyükelçisi olmaya aday olan eski Cumhuriyetçi senatör Jeff Flake, Osmanlı İmparatorluğu’nun Ermenilere karşı gerçekleştirdiği toplu mezalimleri resmen soykırım olarak tanıyarak bu konudaki önceki tutumunu tersine çevirdi. Senato Dış İlişkiler Komitesi başkanı Bob Menendez, tutumunu değiştirip değiştirmediğini ve ‘Ermeni soykırımını yeniden teyit etmek için bu kuruma ve yönetime katılmaya’ hazır olup olmadığını sorduğunda Flake, yankılanan bir ‘evet’ ile cevapladı. Arizona’yı temsil ederken Hem Meclis’te hem de Senato’da, Bay Flake 2005, 2007, 2010 ve 2014 yıllarında bir soykırım ilanı yapan kongre tasarılarına karşı oy kullandı. 1915’te yüz binlerce Ermeni’nin Osmanlı kuvvetleri tarafından öldürülmesini soykırım olarak kabul eden Flake, Azerbaycan-Ermenistan ihtilafına da değinerek Türkiye’nin rolünü istikrarsızlaştırıcı olarak nitelendirdi.”
Aslında Türkiye’nin bu kişiyi kabul etmemesi gerekirdi. Önünde yemin ettiği Harris, “Bugün Ermeni Soykırımı başlayalı 104 yıl oldu. 1915 ile 1923 yılları arasında katledilen 1,5 milyon Ermeni’yi unutamayız. Kaybedilenleri anan ve ABD’nin tarihteki bu korkunç bölümü kabul etmesini sağlayan bir Senato kararına ortak sponsor olmaktan gurur duyuyorum” demiştir.
Şimdi soruyorum.
24 Nisan 2022’de de ABD Başkanı geçen yıl yaptığı gibi Türkiye’yi olmayan bir soykırım yapmakla suçlayacak ama ve biz “Ermenistan’la normalleşme adımları için karşılıklı özel temsilciler atayacağız.”Halk dilinde buna “Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu” dendiğini hatırlatmakta yarar var. Ermeni tehciri, (Ermenistan’a göre soykırım) BM’in kabul ettiği uluslararası soykırım tanımına uymamaktadır. Aşağıdaki yorum Michael Rubin’e aittir.
“Bazen etkili diplomasi, hem sert oynamayı hem de doğru olanı yapmayı gerektirir. Erdoğan, Satterfield’ı sınır dışı etme tehdidini yerine getirirse, ABD, Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Murat Mercan’ı istenmeyen kişi ilan ederek yanıt vermelidir. Biden ve ABD Senatosu, ilişkileri tam anlamıyla yeniden kurmanın tek yolunun Kavala’nın koşulsuz serbest bırakılması olacağını netleştirmeli.”
Büyükelçimiz Doç. Dr. Murat Mercan güven mektubunu Beyaz Saray Ulusal Konseyi üyesi Avrupa ve Ortadoğu Sorumlusu Amanda Sloat’a bir restoranda sunmuştur. ) Erdoğan’ın Aralık 2020’de göreve atadığı Murat Mercan, 15 Mart 2021’e kadar Joe Biden’den randevu beklemişti.
“Türkiye’nin yeni Washington Büyükelçisinin akredite edildiği utanç verici sürecin ortaya çıkması. Murat Mercan, birkaç ay bekledikten sonra, itimatnamesini Beyaz Saray’da Amerika Birleşik Devletleri Başkanı’na teslim etmek yerine, Bakanlığın Amerika Birleşik Devletleri Doğu Avrupa ve Orta Doğu ofisi tarafından akredite olduğu bir restorana gitmek zorunda kaldı… Amerikalılar daha sonra onu aradı, ancak randevu Beyaz Saray için değil, bir restoran içindi ve referanslar Joe Biden veya Kamala Harris tarafından değil, diplomat ve Doğu ofisinin Başkanı olan Amanda Slot tarafından kabul edilecekti.” )
Bu gerçekler karşısında karşılılık ilkesi gereği 7 Ocak’ta Jeff Flake’in itimatnamesini Cumhurbaşkanı’na değil de ABD’den sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısına sunması gerekir. Diplomaside mütekabiliyet ilkesi önemlidir. 1985-1990 yılları arasında Paris OECD Daimi Temsilciliğimizde görev yaptım. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramlarında Paris Büyükelçiliğimizdeki resepsiyonlara katılan ülkelerin hangi seviyede katılım yaptıklarına dikkat edilir ve karşı tarafın davetine de aynı seviyede katılım sağlanırdı. Konsolos seviyesinde katılım olursa (eğer önemli bir mazeret yoksa) aynı seviyede (konsolos) katılım sağlanırdı.
Uluslararası ilişkilerde temel ve vazgeçilmez bir hak olan mütekabiliyet ilkesine bakalım Türkiye uyacak mı? 7 Ocak’a iki hafta kaldı. Eğer karşılıklılık ilkesi uygulanmaz ise, bunun önemli bir sebebi olmalı. O sebebin de kamuoyuna açıklanması uygun olur düşüncesindeyim.
Bir yanıt yazın