Türk ekonomisini haftalardır türbülansa sokan ‘‘kur fırtınası’’ dinmiş görünüyor. Buna rağmen muhalefet “erken genel seçim” kozundan vaz geçmedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise seçim çağrılarına son noktayı koydu ve “Noktalı virgül değil, nokta koyuyorum. Seçimler zamanında yapılacak” dedi.
Pazartesi günü kabine toplantısı sırasında 18,36’ya kadar yükselen Amerikan lirası/Türk lirası kuru Çarşamba akşamı itibariyle 12,50’nin altına indi.
Kabine toplantısının ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı ‘‘kur korumalı TL vadeli mevduat’’ önerisi sonrası Türk lirası toparlandı ve son 48 saatte Amerikan doları karşısında yüzde 30 değer kazSon dönemde faiz indirimi ve nas’la ilgili sık sık yaptığı açıklamalarla piyasada hareketliliklere neden olan Erdoğan, son 48 saattir ise bu konularla ilgili konuşmadı.
Asgari ücret artışı, memurlara ek bütçe ayırmak için yapılan görüşmeleri Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu hamlesiyle birlikte değerlendiren bazı çevreler, bugün bizzat Cumhurbaşkanı tarafından yalanlanmış olsa da iktidarın erken seçim için koşulları olgunlaştırmaya çalıştığı görüşünde.
WOA Türkçe bu konuda bazı ekonomistlerin görüşlerini derledi. Biz de konumuz içinde yer aldığı için bu görüşlerden bazılarını sizlerle paylaşmak istedik.
Marmara Üniversitesi’nden Hurşit Güneş de erken seçimin kaçınılmaz olduğunu savunanlardan.
Profesör Güneş’in görüşleri:
‘‘Cumhurbaşkanı Erdoğan tam tersini söylese de hızla seçime gidiyor. Ben yılın ilk yarısında seçim bekliyorum. Çünkü verdiği ücret artışları 2022’nin ikinci yarısında enflasyon karşısında erir gider, satın alma gücü neredeyse kaybolur. Kamu maliyesinden ödünler verildi. Enerjide eşel mobilden geri kalıyor. Düşük KDV’lerden vazgeçmedi. Şimdi de memur ve emeklilere ilave zam yapmak için çabalıyor. Bankacılık sisteminde mudilerin dövize karşı risklerinin Hazine tarafından üstlenilmesi erken seçime gidildiği izlenimini veriyor. Türkiye’deki mevzuat sisteminin Hazine nezdinde dövize evrilmesi çok da risklidir. Günlerdir yaşadığımız faiz hareketleri Hazine’yi allak bullak eder. Hazine bir borcun kefaletini üstleniyor ve borç yükümlülüğü altına giriyor, bütün Türk lirası mevduat teminat veriyor. Bu fiskal mali kriz. Merkez Bankası’nın kuru stabilize edecek gücü yok. ‘Dalgalanma olursa hepsini ben ödeyeceğim’ diyor. Erdoğan bu iş patlamadan Nisan ve Haziran ayları arasında seçime gider.”
Ekonomist Güldem Atabay ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın attığı her adımda siyasi kayıplarını telafi etmeye çalıştığını söylerken, bu taktik süreçlerin bir yerinde mutlaka seçim takvimi olduğu görüşünü dile getiriyor:
‘‘2018’de başkanlık sistemine geçtiğimizden beri Erdoğan’ın da AKP’nin de günü kurtarmaktan başka bir modeli yok. Pandemi döneminde de bu böyleydi. Stratejileri yok, taktiklerle her gün yeni bir karar alınıyor. Mümkün olduğu kadar seçimleri 2023’te yapmak istiyor. Pandemi döneminde yaşanan sıkıntılar, işsizliğin artışı gibi meseleler var. Erdoğan yaptığı zamlarla kamu çalışanları ve emekliler için de zemin yaratmaya çalışıyor. Söylem üstünlüğünü ele almak için ortaya atılmış içi boş vaatlerde bulunuyor. Son birkaç günde halkın döviz büfelerine koşmasıyla bankalar dahi zorlanmaya başladı. Kanamayı durdurmak için ya faiz arttırılacaktı ya da yumuşaktan başlayarak sermaye kontrolleri gündeme gelecekti. Yaklaşık 17 milyar dolar satıldı, net rezervleri eksi 60 milyar dolara kadar geriledi. Aslına bakarsanız yeni ekonomik modeli ihracat artışıyla bir başarı hikayesine döndürebilseydi erken seçime giderdi. Şimdi büyük bir kumar oynanıyor. Hükümete yakın yazarlardan faiz hedefinin yüzde 9 olduğunu okuyoruz. Yılın ilk çeyreğinde indirimler sürebilir. Bu süreci FED faiz artışıyla birlikte düşünürsek kolay bir dönem olmayacağı aşikar. Eğer ‘kur korumalı TL vadeli mevduat’ formülü çalışırsa baskın seçim olma ihtimali yüksek.”
Birçok ekonomist Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıkladığı ‘‘kur korumalı TL vadeli mevduat’’ı ‘örtülü faiz indirimi’ olarak yorumlarken Altınbaş Üniversitesi öğretim Hayri Kozanoğlu bu görüşte değil:
‘‘Cumhurbaşkanı istenen sonucu alamasa da bu hamlesiyle kendi kitlesini konsolide etmeye çalışıyor. Bütçede sıkıntı yok üstelik önemli bir manevra alanı var. O paraları seçime kadar buralara kullanacak. Örtülü faiz artışına katılmıyorum. Bu öneri seti 2001’deki kur çıpasını andırıyor. Sistem bir yere kadar gitti ve çöktü. Döviz kur çok yükselirse bu da çökebilir. Zira güvensizlik oluşursa sistem paralize olur. Dengeler bozulunca bir daha tutturmak zor oluyor. Enflasyon yukarıya doğru giderken faizler bırakın yerinde saymasını düşüyor. Cumhurbaşkanı’nın şu konjonktürde seçimi düşündüğünü zannetmiyorum. Toplumda büyük bir memnuniyet oluştuğunu görmeden seçime gitmek istemeyecektir. Döviz kuru artmaya devam etseydi üç ay daha dayanamazdı.”
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın