Öyle bir dönemdeyiz ki, 1919’da ki Atatürk gibi ölüm fermanı boynunda, canı cebinde, hapis, işkence ve ölümü göze almadan ve Atatürk ilke ve devrimlerini güncelleyerek ortak zeminde, ilkeli, programlı ve planlı örgütlü bir kitlesel birliktelik HAREKETİ ( Sosyalist- Kemalist ittifakı) yaratmadan, halka ulaşmadan, akvaryumdaki zoom toplantıları ve beylik demeçlerlerle hiç bir şahıs ve örgüt ve kuruluş Türkiye’ye şu anda ve önümüzdeki süreçte de yardım edemez.
Demem o ki, malum Türkiye’dekiler, Türkiye’nin gerçekten bekası için bu uyarıyı ve mesajı dikkate alsınlar.
Veya dükkanı kapatıp halkı ve kendilerini kandırmasınlar, umut verip oyalamasınlar ve bu işleri bıraksınlar!
İki de bir oyalamaca olarak ve sığıntı gibi Atatürk’ün dediklerinin ve yaptıklarının tersine, sadece Atatürk resimlerini ve O’nun sözlerini dağıtmakla, O’nu referans alıp ve O’nu malum günlerde anmakla bir yere varılmıyor ve Türkiye’de umutta olunmuyor çünkü.
Yani bugün dil pehlivanlığı değil iş yapılması gerekiyor iş.
Atatürk gibi ölümü göze alarak, tüm rütbelerinden, en nadide olanaklardan, konforlardan sıyrılarak, olanakları bizzat kendin yaratıp, O’nun gibi taş üstüne taş konması gerekiyor çünkü.
Çünkü, bugün artık irticacılar ve emperyalist efendileri tarafından idam fermanı imzalanmış, bir tek boynunda emperyalist üretimi bir sicimi ve irticacıların ve mandacıların ortak olarak idam sehbasında ki sadalye ye onların aşağılık tekmesine kalmış ve idam edilmesi beklenilen 2021 yılında ki bir Türkiye, şeklen hala beyaz yakalı sözde Atatürkçü efendiler tarafından dijital ve medya ortamında; umut, mülakat, makale ve demeç dağıtarak ve beylik söylemlerle kurtulamıyor/kurtulmuyor.
Böyle olmuyor.
Olmuyor!
Ülkede olumlu yönde bir şeyler değişmiyor!
Görmüyormusunuz beyaz yakalı sözde Atatürkçüler Millet aç, bitap ve ülke satılmış durumda.
Görmüyormusunuz, sizin şişkin egolarınız yüzünden bir arayada gelinmemeside bu kötü durumun üzerine tuz biber ekiyor.
Kötüyü destekliyor.
Yani demem oki milli konularda, bugüne kadar iktidar ve sarı muhalefetin ihaneti dışında olan ve sözde Atatürkçü şişkin eogoistler tarafından yaratılan, çeştili ihmaller ve oyalamalar da Millete karşı büyük bir suç teşkil ediyor.
Ama bugünkü bu kötü ortamda bile, ülkedeki bu kahredici durumun nasıl tersine çevrileceği aslında yinede bellidir.
Yapılacak olanın ne olduğu da bellidir.
Bunu yapması gerekenler de esasında ne yapılması gerektiğini de çok iyi bilmektedir.
Örneğin buna bir örnek verirsek, bunun için ilk önce, kendini milli ve Atatürkçü kabul edenlerin, sadece hastalıklı egolardan sıyrılıp, MİLLİ, SOSYALİST-KEMALİST KİTLESEL HAREKETE bir ilk adım atmaları ülkedeki çok şeyi değiştirmeye nüfuz edecektir.
Yani ey bugün ikide bir Vatan için bir şey yapmak istiyoruz diyen ve ağzı dolu büyük ve büyük sözler söyleyenler, bundan sonra artık bahane üretmeyin, kuğu gibi süzülmeyin, ayıp etmeyin, dinmeyin, bir yerinize nişadır sürülmüş gibi korkup kaçmayın ve gerçekçi olup bunu yapın.
Ama yürek varsa, saygı varsa, minnet varsa, şükran varsa, akıl varsa, yurtseverlik varsa, sevgi varsa, vicdan varsa, yiyorsa bunu yapın tabi….
Anlatabildimmi?
Anladınızmı?
Çokmu bir şey istedim?
Bu istediklerim bu memleket ve Millet için değmezmi yoksa?
Huuuu duydunuzmu?
Her zaman olduğu gibi,
Atatürk’le kalın.
Cumhuriyetle kalın.
Hoşçakalın!
Sefa Yürükel