Türkiye halkına sesleniş.
Biz Tataristan milli hareket temsilcileri ve Türkiye’nin kaderine bitaraf kalmayan insanlar, kardeş Türkiye halkına bir çağnda bulunuyorus. Türkiye kaderini derinden etkileyecek bir yol ayrımında bulunmaktadır. Eğer Avrupa birliğine girerse Türkiye’yi neler bekliyor? İşsizlik azalıp ülkenize bolluk mu gelecek? Bir dam altında hristyan çoğunluk eden yerde türk müslümanları temel olabilir mi? Türk dünyası ile irtibatı güçlenir mi? Ve irtibatlar Avrupa iktidarına geçmesmi? (eger irtibat kalırsa!?). Devletin iç huzuru bozulmaz mı?
Gayet ciddi sorunlar. Ama bugünkü hukümet bunu çok rahat hal etti gibi, bu sorunları Avropa birliğine teslim etti. Artık kafa yormaya gerek yok. Avropa birliğinin hem ğücü, hem aklı, yüz yıla uzanan gizli hedefleri de var. Türkiyenin beslediği umudu ‘olumlu’ bir şekilde hal edeceğine bizim şüphemiz yok. Bunun için tariha bir göz atmak yeterli.
Bir devletin doğru yaşama ve geleceği ile ilgili plan kurması için kendi tarihini bilmesi lazım. Bir ülkeyi yönetmek ve onun iç ve diğer devletlere dış siyasetini planlanmak için genelde onun tüm tarihi hesaba alınır. Tüm halkların mentalitesi, diplomasisi ve savaş sürme tarzı binlerce senedir devam ettigi uzmanlarca malumdur.
Orta çağ tarihine bir bakalım. XI asrın başında Papalik, Avrupa’nın tüm halklarını bir haçlı bayrağı altına toplayarak Yakın Doğunun fethine ğonderdi. Dalga-dalga gelmiş tüm haçlı seferleri Memlüklü ve Selçuklu Türkleri tarafından tar u mar edildi. Sırf Türkler sayesinde biz bugün Yakın Doğu’yu ve Anadolu’yu Hristian değil Müslüman olorak görüyoruz. Bu topraklar Türklerin ve Arapların kaldi. Bu topraklar Avrupa’nın bir devamı olmadı, Amerika, Kanada ve Avusutralya gibi avrupalıların yoğun bir şekilde yerleşme yeri olmadı. Evet, Türkler dünya ölçesinde kahramanlık ğosterdiler.
Birinci dünya savaşından sonra, Osman devleti yıklıp devrimler, sivil savaşlar, tehripler içeresinde, inanılmaz bir gayretle 1918 – 1923 yıllarında türk halkı kendi istiklalı uğruna Avrupa haçlıları ile savaş sürdürdü. Türk halkı yendi ve istiklalini korudu.
Tarihin gösterdiği gibi Türklie’yi açık bir savaşta (alanda) yenemediler. Artık diğer türkler üzerinde defalarca denelen ve henüz arızasız olarak çalışan bir savaş sürme tarzı kaldı: dışandan siyasi ve harbi basınç yaparken Türk devletini içinden yıkmaktır.
Büyük Atatürk kendi arkadaşları ile Türk Gumhuriyeti’ni ünüter ve milli bir devlet olarak kurdu. Onum ölümünden sonra yöneticiler dünya konjüktürüne uymak adına yavaş yavaş bu istikametten ayrılmaya başladılar, milli düşünce zayıfladı. Tüm bunlar şöyle bir durum ortaya cıkardı. Diğer devletlerin yöneticileri Türkiye yöneticilerini, ve onlar da kendi halkını kukla gibi oynatabilecek duruma gelbi.
Ne istior Avropa Birliği? ‘Demokrasi’, ‘İnsan haklari’ v.s. parlak sloganların altında hristian misyonerlerin kendi işlerini daha rahat bir şekilde yapmalarını sağlıor. İlk önce Türkiyede türk dilinın hakim dil olmaması için türk diline ve kültürüne saldırmayı düşünüyor. Bunun için Türkiye’nin Yüksek okullarında eğitim Avrupa dillerine olacağını, böylece türk dilinin gelişmesini engelleyeceğini düşünüor. Batılılar kürt dilinin resmi bir dil olması için çabalıyor.Neden kürt dili de başka bir dil değil? Kendilerini kürt sayan türk vatandaşlarına kürt dilinin hind-avrupa dili olarak inandırıyorlar, yani dilce onlar avrupalı demek istiyorlar (sadece vattiz edilmeleri eksik kaldı). Selçuklardan başlayıp türklerin İranda 900 senelik yönetimini avrupalılar (ingliz, rus, alman birlikteliği ile) 1925 yılında iktidara farslardan birini getirerek son
verdiğini unutmamak lazım. Farslar bugün de İran da azınlıktadırlar. Tüm bu nedenler diğer nedenlerle birlikte ( avrupalıların güçlü oldukları iktisadi tuzakları da var ) avrupalıların ideolojik-ekonomik savaşında kendi hedeflerine varmadıkları için yakın gelecekte devletin dağılma tehlikesine dönüşebilir.
Hayır, biz Türkiye’yi Batı karşısında senelerce uysal ve iradesiz olarak görmek istemiyoruz. Yazmış verdiğiçe Türkyie buyuk bir devlet olmalı! Kendisinin büyük bir devlet olması için tüm imkanlan var. Orta durumda ekonomik durumu, 70 milion genç nüfusu ve en onemlisi dünya sahnesine çıkan genç Türki devletleri. Onların bir öndere ihıtiyaçları var. Önderliği diğer devletlere vermek aptallıktur. Eğer Türkiye hükümeti kesin ve kararlı bir irade gösterse Türkiye Avrupa-Asia’nın siyasi ve ekonomik lideri olabilir. Buna Pakistan, Japon, Kore gibi ülkeler katılabilir ( hun kardaşlarımız).
Avrupa’ya, Batı’ya alternatif var. Belki bazı sebeplerden dolayı hükümatin bu alternatif olmayabilir. Bu durumda Türkiye halkı kendi karakterini gçstermelidir. Eğer hükümet milletperver değilse onlar en azından kendi halkının iradesinden korkmalıdır, batıdan değil.
Tabi ki, biz, devletimizi kaybeden tatar türkleri, devletini hiç bir zaman elinden bırakmayan Türkiye türklerine bir şey anlatmamız zor. Ama biz geçmişte dünya devleti kuran (Altın Ordu) sonra büyüklüğü ve devleti kaybeden bir halkın temsilcileri olarak kendi büyüklüğünü kaybeden ama devletini henüz kaybetmeyen kardeşimizi gelecekte bizim gibi faciaya düşmemesi için uyarmak istiyoruz.
Çallıdağı Tatar İctimai Özek yönetmeni F.G.Taci
Dünya Türk gençleri birliginin birinci yönetmeni T.C.Ahmadişin
‘Yuldaş’ isimli fikir kulübü yönetmeni Z.Ahliullin
Bir yanıt yazın