Toprak varsa, vatan vardır. Kendisini milletine adayan, milletinin var olması için fedakarlık yapan insanların verdikleri mücadele ile toprak yeşerir, toprak vatanlaşır. Ancak toprağın vatan olabilmesi için şehit kanlarıyla sulanması gerekir. İşte Tembel Abbas olarak bilinen Hüseyin Demirci gibi şehitlerimizin kanlarıyla sulanan Türkmeneli bütün Türkler için kutsal vatan toprağıdır.
İçinde yaşadığınız bu şehir, sadece toprak parçasından, evlerden, yollardan ibaret değildir. Eğer bu şehirde huzur ve güven içinde yaşamak istiyorsak; eğer şehitlerimizin ruhları şad olsun istiyorsak; şehitlerin, ecdatların emaneti bu topraklara sahip çıkmak durumundayız.
Allah kimseyi topraksız, vatansız bırakmasın. Ben vatanını kaybetmiş, vatanı işgal edilmiş bir Doğu Türkistanlı Uygur Türkü kardeşiniz olarak sizlere sesleniyorum ki; Vatanın kıymetini bilin, köklerin yeşerdiği toprağınıza sahip çıkın.
Tembel Abbasların emaneti bu topraklara sahip çıkmak, kendisini Türk hisseden herkesin görevidir. Şehitlerin kanlarıyla sulanan Kerkük bizlere emanet edilmiş kutsal bir şehirdir.
Günümüzde; mezar taşlarında, şairlerin hoyratlarında, şarkıların mısralarında, şehitlerin temiz ruhlarında ve her Türk’ün yüreğinde yaşayan bu şehrin, Kerkük’ün kalesinden Kayseri çarşısına, Gök Kümbet’inden Aziziye Kışlası’na, Mecidiye Sarayı’ndan Taşköprüsü’ne ecdat yadigarı bu kentin her köşesine sahip çıkmak her Türk’ün, her Türkmen’in namus borcudur… “Kerkük Türktür, Türk kalacaktır” sözleri slogan olmaktan çıkarılmalı, bu şehrin her köşesi Türklükle bezenmelidir…
Erbil, Telafer, Musul, Tazehurmatu, Tuzhurmatu, Altunköprü, Diyale, Mendeli…Evet Telafer’den Mendeli’ye kadar uzanan Türkmeneli’nin her bir bölgesi birer Türkmen kalesidir… Ve bütün bu kalelerin kalbi de Kerkük’tür…
Bugün heykelinin açılışı yaparak yad ettiğimiz Tembel Abbas adıyla bilinen Hüseyin Demirci; eğitim haklarının elinden geri alınmasına tepkisiz kalmayan Türkmen halkının 2 Kasım 1972 tarihinde Kerkük’te dükkânları kepenk indirerek ve okulları 7 gün süreyle kapatarak yapılan protesto eylemlerinde tutuklanarak hapsedilmiş ve halktan gizli şekilde idam edilerek, naaşı da cadde ortasına bırakılmıştı.
Tutuklanan Muhammet Korkmaz, Rüştü Muhtar oğlu, Celil Terzi oğlu, Muhsin Salihi, Mustafa Telaferli adlı bir kısım öğretmen ve öğrenciler de daha sonra 1979–1981 yılları arasında idam edilmişlerdi.
Tarih boyunca baskı altında yaşamaya, mahkûm edilmiş olan Türkmenlerin acı hatıraları ve Türkmen mücadele tarihinin bir parçası olarak akıllara yazılan bu olayı yad ederek sizlere şu soruyu sorarak sözlerime son vermek istiyorum: Naaşı cadde ortasına bırakılan Tembel Abbas ve diğer şehitlerin emaneti Kerkük’e sahip çıkacak mısınız?
Eğer cevabınız evetse öyleyse hep beraber hoyratımızı haykıralım:
Kerkük’ün kapısını
Biz kurduk kal’asını
Yüzbin yabancı gelse
Vermeyiz tapusunu
Bu duygular içinde Avrasya Türk Dernekleri Federasyonu adına; Türkmeneli’nin bu güzel kentine, bu güzel Türkmen milletine hizmet edenlere; Şehitler Anıtının yapımı, Türkmen Milli Takımı kitabının basımı, belgeselin ve animasyon filminin yapımı için A’dan Z’ye tüm masrafları karşılayan sayın Ömer Köprülü’nün şahsında KÖPRÜLÜ AİLESİNE teşekkür ediyorum.
İSMAİL CENGİZ #YAZARGAZETESİ
AVRASYA FEDERASYONU BAŞKANI