TÜRKLERİN BİRLEŞTİRİCİ GÜCÜ TSK OLMADAN TC DAĞILIR VE KISA BİR SÜRE İÇİNDE DE TÜRKLER MİLLET OLARAK BÖLGEDE İMHA OLUR! Sefa Yürükel
Önümüzdeki süreçin bölge ve dünya açısından çok çetin geçeceği görülmektedir.
Devletler bütçeleri olsa da olmasa da silahlanmaya aşırı derecede önem vermektedir.
Herkesin bir gelecek hesabı yaptığı bir konjektürde, yeniden çok parçalı olarak şekillenen bir dünya düzeninde sadece ekonominizin çok iyi olması değil bileğinizinde çok kuvvetli olması zorunludur.
Görülüyorki uluslararası ilişkilerde sadece ekonomik, diplomatik ve siyasi gücünüzün olması yetmemektedir.
Eğer bunları koruyup kollayacak ve askeri olarakta caydırıcı ve vurucu gücünüz yoksa, bugünün dünyasında kimse sizi kaale bile almamaktadır.
Askeri gücü eksik olan devletler, bugün bu yüzden de güçlü devletlerin payandası olmak zorunda kalmıştır.
Maslesef bu, bugün dünyadaki sayısız bir çok devlet için geçerli bir durumdur.
Her devletin kendi askeri gücü, onun ne kadar bağımsız davranabileceğinin, manevra kabileyeti olduğunun ve tehlikeler karşısında caydırıcılığının da göstergesidir.
Bu konu Türkler açısından da aynıdır.
Türkler karekter olarak ve tarihsel zorunluluklardan da asker üreten ve yetiştiren ender bir milletttir.
Bugüne kadar tarihte kurulmuş tüm Türk Devletlerini, kurum olarak Türk Silahlı Kuvvetleri kurmuştur.
TSK diğer milletlerin aksine Türklerin fiili ve gerçek birleştirici gücü olan eşsiz ve benzersiz bir kurumudur.
Onun için, Türklerin birleştirici gücü, bugün ne Milletvekillerinin alınıp satıldığı TBMM, ne bugünün şu partisi nede kerameti kendinden sayan, yabancı devletlerle gizlice yatıp kalkan, onlara ağlayan ve sızlayan, Türkiye’yi şikayet eden, uyduruk beş para etmez, bir sürü karektersiz küçük diktatörler olan parti başkanlarıdır.
Ya da ortalıkta bir insan çöplüğü gibi dolaşan asalak din tüccarlarıdır.
Bunlar hepsini gerçekte toplasanız, değer olarak Türkiye’nin birliği ve dirliği için, iç ve dış düşman karşısında, TSK’nın üniformasını taşıyan sıradan bir erin ağırlığı kadar bile etmemektedir.
Şu anda Anavatan’ın bulunduğu topraklarda, TSK olmadan devlet anlamında çok kısa bir süre içinde ortada TC diye bir şey kalmayacağı çok açıktır.
Böyle bir durumda, aynı zamanda sonuç
olarakta çok kısa bir süre içinde, bölgede Türkler diye bir milletin, millet olarak asla ayakta kalamayacağıda çok aşikardır.
İç ve dış sansarların bunun rüyasına yattığı da bilinmektedir.
Örneğin bunların değişik versiyonlar şeklinde ve sıfatlar altında son tezkereye hayır demelerinden, son helalleşme safsatalarından, İslam kardeşliği vs adı altındaki söylem ve eylemlerinden bellidir.
Bu yüzdende dünyadaki bütün dost ve düşman da şunu çok iyi bilirki, eğer Türkleri gerçekten yenmek ve yok etmek istiyorsanız o zaman önce onların TSKlerini yok etmek zorundasınızdır.
Bunu, tüm diğer milletler ve işbirlikçiler, tarihten aldıkları derslerden dolayı, iç ve dış düşman ve dost olarak çok iyi bilmektedir.
Bunu becermek içinde iç ve dış düşmanın yakın dönemde yaptığı hamlelerde işte bu yüzden olmuştur.
Örneğin TSK’ya (Türk Milleti’ne) karşı, 28 Şubat, 103 Amiral, Ergenekon, Balyoz, Casusluk, Atabeyler, Zir Vadisi vs gibi sahte davalar ve düşman operasyonları işte bu nedenlerden ve amaçlardan dolayı yapılmıştır.
Bu operasyonları yapanlar da bellidir.
Bu operasyonu yapanların ad ve kimlikleri, içeriye yıllardır ABD ve onun gladyosu olan birinci derecede FETÖ VE ikinci derecede ki İHVAN İ MÜSLÜM ekipleridir.
Emperyalistler tarafından bölgenin ve dünyanın en gözde ve stratejik ülkesi olan Türkiye’nin, ancak bu şekilde operasyonlarla dize getirileceği sanılmaktadır.
Türkiye üzerine dünyanın değişik ülkelerinde devletlere akıl veren araştırma kuruluşlarının araştırmalarının sonuçlarınada baktığımızda, TSK’nın önemi ve yeri hiçte bir tesadüf olmayarak bu yüzden hep en ön sırada olmuştur.
Çünkü bu dünya da ciddi bir devlet olarak TSK’yı bilmeyen ve hesaba katmayan ve ondan sonra kendi vizyonlarını yaratmayan hiç bir bölge ve bölge dışı gücün, günümüzdeki çok parçalı olacak olan yeni dünya şekillenmesinde her hangi bir başarı şansı yoktur.
Ama bugüne kadar ki TSK’ya karşı yapılan tüm emperyalist operasyonlara ve yıpratılmalara rağmen, Türklerin hala en ayakta kalmış dinamik, en büyük kurumu ve en en önemli caydırıcı ve vurucu gücü TSK’dır.
Bu yüzden TSK’ya dün, bugün ve yarın karşı gelenler, buna bahane üretenler ve onun gelişmesini ve iç ve dış operasyonlarını bilerek engelleyenler, Türklerin açık ve su katılmamış düşmandır.
Bunların arasında kendilerine sözde: demokratım, dindarım, sosyalistim, milliyetçiyim, devrimciyim, Atatürkçüyüm, ülkücüyüm diyen gizli ve açık hanilerde bizzat dahildir.
Onun için de TSK konusunda, şunu düşman hiç unutmadığı gibi Türküm diyen hiç bir kimse de asla unutmamalıdır;
TSK Türklerin üniforma giymiş halidir.
TSK Mete Han’dan bu tarafa, Türklerin Savaş ve barış kültürünü, disiplinini, fedakarlığını, öz güvenini ve en önemli tarihsel bir aydınlanma merkezi olarakta karekterini yansıtmaktadır.
Onun için Türkler bu bilinçle davranmalıdır, emperyalist propaganda ile ve işbirlikçi icraatlarla yıpratılan Ordu – Millet kavramını, günümüzde tekrar Millet olarak içselleştirilmeli ve Türklerin her biri hangi şart altında olursa olsun, yani ister terhis olsun ya da olmasın yeniden kendi Ordusu’nun bir neferi olduğunun sevincini ve gururunu bilinçli bir şekilde hergün yaşamalı ve yaşatmalıdır.
Önümüzdeki günler, içinde Türkiye’nin de olduğu bölge, yeniden askeri olarak karşıt güçler arasındaki yapılan hamlelerle çok ısınacağını göstermektedir.
Bu durumda TSK, Türkleri yegane ve caydırıcılığı, savaş yeteneği olan vurucu gücü ve önemli bir dünya gücü olarak koruyacaktır, kollayacaktır ve ayrıca TSK hem kendi milletine, milletinin bekasının bu sıcak askeri ortamda da, TSK’nın ellinde emin ellerde olduğunu irili ufaklı dost ve düşmana her zaman olduğu gibi yine bir kez daha gösterecektir.
Ve kısaca, TSK demek Türk demektir.
Türk’ün üniformalı hali demektir.
TSK demek Türk’ün özü demektir.
TSK demek: Mete Han, Alparslan ve Atatürk demektir.
TSK demek: İlimde bilge ama mertlikte meydanda ve savunmada amansız gözü kara bir savaşçı Türkmen, Yörük, Ahi, Bektaşi, Abdal ….olan Türk Milleti demektir.
Her zaman olduğu gibi :
Atatürk’le kalın.
Cumhuriyetle kalın.
Hoşçakalın!
Sefa Yürükel
Yazıları posta kutunda oku