NE KADAR EĞİTİM, O KADAR DEMOKRASİ !

Dünyanın seçim yapan devletlerine bir bakın. En geri kalmış ülkedeki seçimlerde iktidarı eline geçiren uzun bir süre orada kalmaktadır.
Üstelik başarısız bile olduğu halde. Siyasi ve ekonomik baskı uygulayarak.
Az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere doğru baktığımızda, vaadler, laf cambazlığı, yabancı güçler, din olgusu seçmen üzerinde ‘kara propaganda’ yaparak oyları alabilmektedir.
Geri kalmış, az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin yaptığı hizmetlerin karşılığı oy aldığından ziyade, başarısız oldukları halde siyasi maharetlerinin sandığa yansıtmaktaki hünerlerinden gelmektedir.
Demokrasinin ‘tam’ veya ‘az’ gibi bir tanımı olmasa da, hızını alamayanlar, mevcut demokrasilerini geliştirecekleri yerde ‘tam demokrasi’ tabiri kullanarak kulağa hoş gelen ama uzaktan yakından ilgisi olmayan siyasi terimden medet ummaktadır.
Karşılığını da görmüyor diyemeyiz!
Bir toplumun eğitim düzeyi ne kadar yüksekse oylar isabetli ve bilerek kullanılmaktadır. Gelişmiş ve demokratik, insan hakları yaşamın vazgeçilmez parçası olan ülkelerde bunu görüyoruz.
Bizde olduğu gibi, iktidar süresinin yıprattığı partiler zamanla seçimi kaybetmemek için bazı ‘seçim değişiklikleri’ diyebileceğimiz, kendilerine daha fazla oy getirecek sistemi (yanlış da olsa) oy uğruna yapabilmektedir.
Merhum ÖZAL’ın seçim bölgelerini değiştirip fazla vekil çıkarma gayreti gibi. Kısmen de işine yaramıştı.
Türkiye olarak halen gelişmekte olan ve kabuğumuzu bir türlü kıramadığımız gerçeği görmemiz gerekir. Bunun yolu da ‘BİLİNÇLİ OY’ kullanmaktan geçmektedir.
Yıllar önce Manken, oyuncu Aysun KAYACI , ‘’Benim oyum ile dağdaki çobanın oyu bir olmamalı.’’ demişti de, herkes kendi meşrebine göre yorumlamıştı. Hakaretlere maruz kalmıştı. Kimse de ne demek istediğini düşünme zahmetine girmemişti. Şimdi bu durum daha iyi anlaşılmaktadır.
Aslında düşününce bizim gibi gelişmekte ülkelerde gerçekten doğru bir tespit idi. Çünkü ‘bilinçli oy’ kullanmayanların ezici çoğunluğu, eğitim seviyesi düşük olan kesimden geliyordu.
Bu nedenledir ki, demokrasinin daha doğru ve hakkaniyetle gerçekleşmesine katkı olması ve başarının ölçüt olduğunun faydası, bizim gibi ülkeler için daha yararlı olur kanaatindeyim.
Şöyle ki; ilkokul mezunlarına kadar diploma sahibi olanların oyu 1 oy, ortaokul mezunlarının oyunun 2 oy, lise mezunlarının oyunun 3 oy, yüksek okul ve daha yukarısı için 4 oy sayılması seçim kalitesini artıracaktır.
Demokrasilerde böyle şey olmaz diyenler elbette çoğunlukta olacaktır ama düşünmeğe değer!
Emin EĞRİ

Dünyanın seçim yapan devletlerine bir bakın. En geri kalmış ülkedeki seçimlerde iktidarı eline geçiren uzun bir süre orada kalmaktadır.Üstelik başarısız bile olduğu halde. Siyasi ve ekonomik baskı uygulayarak.Az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere doğru baktığımızda, vaadler, laf cambazlığı, yabancı güçler, din olgusu seçmen üzerinde ‘kara propaganda’ yaparak oyları alabilmektedir.Geri kalmış, az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin yaptığı hizmetlerin karşılığı oy aldığından ziyade, başarısız oldukları halde siyasi maharetlerinin sandığa yansıtmaktaki hünerlerinden gelmektedir.Demokrasinin ‘tam’ veya ‘az’ gibi bir tanımı olmasa da, hızını alamayanlar, mevcut demokrasilerini geliştirecekleri yerde ‘tam demokrasi’ tabiri kullanarak kulağa hoş gelen ama uzaktan yakından ilgisi olmayan siyasi terimden medet ummaktadır.Karşılığını da görmüyor diyemeyiz!Bir toplumun eğitim düzeyi ne kadar yüksekse oylar isabetli ve bilerek kullanılmaktadır. Gelişmiş ve demokratik, insan hakları yaşamın vazgeçilmez parçası olan ülkelerde bunu görüyoruz.Bizde olduğu gibi, iktidar süresinin yıprattığı partiler zamanla seçimi kaybetmemek için bazı ‘seçim değişiklikleri’ diyebileceğimiz, kendilerine daha fazla oy getirecek sistemi (yanlış da olsa) oy uğruna yapabilmektedir.Merhum ÖZAL’ın seçim bölgelerini değiştirip fazla vekil çıkarma gayreti gibi. Kısmen de işine yaramıştı.Türkiye olarak halen gelişmekte olan ve kabuğumuzu bir türlü kıramadığımız gerçeği görmemiz gerekir. Bunun yolu da ‘BİLİNÇLİ OY’ kullanmaktan geçmektedir.Yıllar önce Manken, oyuncu Aysun KAYACI , ‘’Benim oyum ile dağdaki çobanın oyu bir olmamalı.’’ demişti de, herkes kendi meşrebine göre yorumlamıştı. Hakaretlere maruz kalmıştı. Kimse de ne demek istediğini düşünme zahmetine girmemişti. Şimdi bu durum daha iyi anlaşılmaktadır.Aslında düşününce bizim gibi gelişmekte ülkelerde gerçekten doğru bir tespit idi. Çünkü ‘bilinçli oy’ kullanmayanların ezici çoğunluğu, eğitim seviyesi düşük olan kesimden geliyordu.Bu nedenledir ki, demokrasinin daha doğru ve hakkaniyetle gerçekleşmesine katkı olması ve başarının ölçüt olduğunun faydası, bizim gibi ülkeler için daha yararlı olur kanaatindeyim.Şöyle ki; ilkokul mezunlarına kadar diploma sahibi olanların oyu 1 oy, ortaokul mezunlarının oyunun 2 oy, lise mezunlarının oyunun 3 oy, yüksek okul ve daha yukarısı için 4 oy sayılması seçim kalitesini artıracaktır.Demokrasilerde böyle şey olmaz diyenler elbette çoğunlukta olacaktır ama düşünmeğe değer!Emin EĞRİ - sandık

Yorumlar

  1. aylin avatarı
    aylin

    ülkenin yarısı sahte diploma düzenler

  2. Süleyman avatarı
    Süleyman

    Aylin hanım ülkenin yarısı sahte diploma düzenler demiş. Haklılık payı var. Sahtekarlığın bir yaptırımı da olmalı. Diploma sahtekarlığı önlenecek şekilde tedbirlerle birlikte önerilen değerlendirme uygun ama tartışarak daha farklı çözümler de üretilebilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir