LÜTFEN ÇİFTÇİYİ TOPRAĞA KÜSTÜRMEYİN

Yıllar önce tohum ve tarım üzerine verdiğim konferanslarda, eğer bir 3. Dünya savaşı çıkacaksa; bu savaşın nedeni ya su ya da gıda olacak demiştim.

Su ve gıda artık stratejik ürünlerdir. Bunun böyle bilinmesi ve buna göre üretim planlaması yapılmalı.

Tohum, fidan ve toprak çok önemli!. Bu üçlüyü üretime kazandırıp, ülkeye katma değer üreten, midelerimizin doymasına neden olan ÇİFTÇİ dostlarımız ise daha da önemlidir.

Günümüz tarımında ne üreten çiftçi nede tüketen memnun değil. Çiftçimiz kazanamadığı için, tüketici de ucuza temin edemediği için dertli.

Sorun bu ise çare ve çözüm ne olmalı.

1-Planlı üretim şart koşulmalı,

2-Ürünün tarladan tüketiciye ulaşım ağı ve fiyatı doğru tespit edilmeli,

3-Her çiftçi kardeşimizin kolayca ulaşabileceği ve sorunlarını aktarıp, çözüm yolları bulacağı bir Ziraat Mühendisliği ve Veteriner hekimliği oluşturulmalı,

4- Çiftçimiz kaliteli tohuma ve fidana kolay ulaşmalı,

5- Mazot, gübre, ilaç gereksinimleri uygun şekilde ve zamanında karşılanmalı,

6- Genel bütçeden yasa gereği alması gereken destek, tamı tamına gerektiğinde daha da fazla verilmeli.

Şu an tarımda, büyük bir plansızlık ve fiyat dengesizliği var.

Ne buğday, ne fındık, ne üzüm, ne zeytin, ne ayçiçeği, ne elma, ne soğan-patates üreticisi konumundan memnun değil.

Ya ektiği ürün, alıcı bulmuyor tarlada kalıyor ya da beklediği kazanımı elde edemiyor.

Böyle olunca aldığı krediyi ödemekte zorlanıyor. Borçlandığı ilaç, gübre, tohum parasını ödeyemiyor. İcra kapısına dayanıyor, ya tarlası ya da traktörü haczediliyor.

Ülke yönetmek zor iştir. Onlarca sıkıntı ve sorunla karşı karşıyasınız ve insanlar bu sorunlarına çözüm beklemekteler.

AKP’li bir vekil, ekonomideki ve tarımdaki bu sıkıntıların nedenini, çiftçilerin hesapsızlığına ve savurganlığına bağladı.

Neymiş efendim, 30 dönüm tarlası olan klimalı, konforlu 500 bin liralık traktör alıyormuş.

Sayın vekile bu işin uzmanları diyor ki, bu ülkede satılan traktörlerin ancak % 10 kadarı 500 bin lira civarında. Geriye kalan büyük kısım 150-200 bin TL bandında.

30 dönüm tarlası olup: 500 bin liralık traktör alana hiçbir banka kredi vermez. Zaten 30 dönümü olan çiftçi de aptal mı ki;500 bin liralık traktör alsın.

Bizim çiftçimiz akıllıdır. Ayağını yorganına göre uzatmasını bilir.

Beyler unutmayın! Aç karın guruldar.  Siz paranıza güvenip, “Paramız var ki alıyoruz” mantığını acilen terk ediniz. Bu, bir züğürt ve iş bilmezlik tesellisidir.

Eğer iş biliyorsanız; stratejik ürün üretimiyle uğraşan ÇİFTÇİ kardeşlerimize, gereken yardım ve desteği esirgemeden, kısmadan yapınız ki, kıtlık ve sıkıntılı yıllarda da başkalarına muhtaç olmayınız.

Bizim çok güzel ve manidar bir atasözümüz: “Elden gelen öğün olmaz, o da vaktinde gelmez.”

Ünlü fizikçi Albert Einstein diyor ki: “ TARIM ihmal edildiğinde, o ülke İNTİHAR ediyor demektir.”

Bilmem anlatabildik mi?

Lütfen ama lütfen çiftçiyi toprağa küstürmeyiniz!.

Haberiniz yok herhalde: Kimi çiftçi kardeşlerimiz ne yazık ki, “Borç ekip, haciz biçmekteler!..”

Son pişmanlık neye yarar. Zararın neresinden dönülse kazanımdır. Çiftçilerimiz kazansın.

Esen kalınız.                                                                                                Nazım PEKER


Yazıları posta kutunda oku


“LÜTFEN ÇİFTÇİYİ TOPRAĞA KÜSTÜRMEYİN” için bir yanıt

  1. mehmet bursa avatarı
    mehmet bursa

    Eklemek istediğim önemli bir husus daha var. Çiftçiye, Aşırı ve bilinçsiz ilaçlama ile fazla ürün almak isteğinin toprağa zarar verdiğinin anlatılması için, sürekli olarak eğitim verilmesinin sağlanması bir devlet politikası haline getirilmelidir. Hem ilaç maliyetlerinin azaltılması hem de toprağın uzun yıllar verimli kalmasının önemi anlatılmalı ve her ürün için ayrı ayrı uygun toprak/ilaçlama sistemleri bilimsel esaslara göre anlatılmalı, ziraat fakültelerine görev olarak verilmeli ve bir milli kontrol mekanizması oluşturulmalıdır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir