KÜÇÜK DİKTATÖRÜN BAHSETTİĞİ HELALLEŞME DEMEK: CUMHURİYETİ SİSTEM OLARAK BU PARTİ KURDU, DEĞERLERİDE ÖNCE BU PARTİ DE YIKILACAK VE İLAN EDİLECEKTİR DEMEKTİR. Sefa Yürükel
Evet büyük diktatör bir Amerikan kurgusuyla Türkiye’de iktidara geldi.
Bu aşikardır ve bunun delilleride açık istihbaratta mevcuttur.
Ama küçük diktatör de partiye aynı kurguyla gelmedimi?
Bunun delilleri açık istihbaratta mevcut değilmi?
Herşey siyaset sirkinde açık saçık milletin gözü önünde olmadımı?
Küçük diktatör gelip işgal ettiği yere helalsiz bir kasetle gelip, üst üste bir sürü seçim kaybedip ve şu kadar sefer kaybedersem istifa edeceğim diyen ama bir türlü istifa etmeyen ve parti de Atatürk ve Cumhuriyet namına hiç bir ilke, kurumlaşma ve kişi bırakmayan, parti ye geldiğinden beri parti de küçük bir diktatör olan bu kişi, bu günlerde de bir türlü hızını alamamış bir şekilde, parti dışında da 1950 öncesi CHP’nin yaptıklarından yani gerçek CHP’den hesap sormak içinde ‘birileriyle’ helalleşecekmiş!.
O birilerini Türkiye çok iyi tanıyor.
O birileri, hainler ve eşkiyalar olan: sahte Seyit Rıza, Şeyh Sait, PKK (HDP), Pontuslu Rum çeteler, Ermeni terör partileri olan Taşnak ve Hınçaklar vb gibi benzerleri ve bileşenleridir.
Bunların, tarihte ve bugünkü devamcıları olanların, bu tescilli Türk düşmanı hainlerin, hainlikleri konusunda bir çok belgeli beyanatları da vardır.
Bunlar bu küçük diktatörün sevdikleridir.
Yani Türk’ün can ve kan düşmanlarıdır.
Bunların geçmişte Türk düşmanı kirli ilişkileri vardır ve bunlar belgelidir.
Bu kirli ilişki bugünlerde de bu küçük diktatör tarafından, BOP eş başkanı olan büyük diktatörle yarışırcasına bugün ‘helalleşme’ adı altında da Türkiye’de devam ettirilmek istenmektedir.
Bugün bu köjektürde, Türkiye’nin emperyalizm ve işbirlikçilerince her yönden kuşatıldığı bir dönemde bu ‘helalleşme’ söylemi hiçte tesadüf değildir.
Bu ‘helalleşme’ söylemi, bu mevcut durumda, Türkiye düşmanı bir kuşatmayla ilişkili bileşen olan bir söylemdir.
Bu söylemle küçük diktatör, bir siyasi kirli taş gibi kendi gediğine iyice oturmuştur.
Rengini, kalibre ve kalitesini belli etmiştir.
Görevinin ne olduğu da ve hangi görevi icraa ettiği de bu şekilde ki çıkışıyla millet nazarında da belli olmuştur.
Ama Türkiye’yi, Türkiye’nin gerçek sahibi olan Türk vatandaşları, kendi küçük diktatörlüğüne helal olarak gelmeyen bu küçük diktatöre de, diktatörün bu aklına, avanesine ve eyleminede asla yedirtmeyecektir.
Vatandaş, Atatürk ve Cumhuriyet düşmanı ama maskesi on kilo boyalı, bu kahpelik kokan helelleşmeyide kabul etmeyecektir.
Vatandaş 1950 öncesi CHP’ye bağlıdır.
Atatürk’e ve Cumhuriyet’e bağlıdır.
Bundan dolayı da Vatandaş, bu durumda sadece ihanet defterindeki genişletilmiş 150 likler listesine yeni bir ad daha: ‘dersimli küçük diktatör KEMAL’ adını ekleyecektir.
Kısaca Vatandaş, bu küçük diktatör tarafından bugünlerde Türkiye’de sahneye konan bu tiyatroya da bakarak, daha önce bu küçük diktatör ve ekipleri hakkında, zamanında ve de şimdi de defalarca uyarılan bazı aklı evvellere, ihaneti meslek edinmişlere ve biatçılara bu yeni durumda da yine altını çizerek önümüzdeki dönemde bir kez daha cevabını net olarak verecektir..
Bir helal olmayan kasetle parti de ‘iktidara getirilen’ bu makam İşgalcisi küçük diktatör aslında CHP li değildir.
Hiç olmamıştır.
Sızıntıdır.
1950 öncesi aşkıyla CHP’li olan vatandaştır.
Çünkü 1950 öncesi CHP’si Vatandaşın ebedi lideri Atatürk’ün Devleti inşa ettiği partidir.
Onun için bu küçük diktatörden CHP li olmaz.
Bu küçük diktatörden, Cumhuriyetçi, Atatürkçü ve Demokrat’ta olmaz.
AMA MASKESİ DEMOKRAT, CUMHURİYET VE ATATÜRK DÜŞMANI, CUMHURİYET VE CHP YIKICISI ‘DERSİMLİ KEMAL’ OLUR.
Bu durum küçük diktatör’ün yaptıklarıyla ortadadır.
Her zaman olduğu gibi :
Atatürk’le kalın.
Cumhuriyetle kalın.
Hoşçakalın.
Sefa Yürükel
Bir yanıt yazın